English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Loud music

Loud music translate Turkish

450 parallel translation
I'm not stuck in a crappy dorm where everyone's smoking pot and playing loud music all the time.
Herkesin esrar içtiği ve gürüItüIü müzik çaIdığı bir yurt odasında değiIim.
"How hard it was to exist in a society desensitised by drugs, loud music, television, crime, garbage..."
"Uyuşturucudan, ardına kadar açılmış müzik sesinden, televizyondan, suçlardan,..... çöplerden dolayı duyarsızlaşmış bu kentte varlığını sürdürmek ne kadar zor."
"Kermit and Fozzie come walkin'down the aisle to the thunderously loud music of Dr. Teeth and the Electric Mayhem."
Kermit ve Fozzie, Doktor Diş ve Elektro Kaos'un gümbür gümbür çaldığı müziğe doğru sıraların arasındaki yoldan yürüyerek varırlar.
Look, man, my club's jammed with people, loud music.
Bak dostum, orası insan dolu, müzik patırtılı...
- Is there a law against loud music?
- Yüksek sesli müzik yasak mı?
Cars parked all over the block, loud music and who knows what else.
Bütün bloğa park etmiş arabalar, gürültülü müzik, içki alemi, kim bilir başka neler.
Loud music kills my taste!
Yüksek müzik ağız tadımı bozuyor.
NO LOUD MUSIC PLAYED AFTER 10 P.M.
Akşam 10'dan sonra yüksek seste müzik dinlenmez.
He was taking pictures of ladies with biceps and string bikinis... and there was a lot of loud music.
Kaslı kadınların bikinili fotoğraflarını çekiyordu ve gürültülü, müzik gibi bir şeyler çalıyordu.
There is always a car passing, or a neighbor's loud music.
Ya bir araç geçer ya bir komşun yüksek sesle müzik dinler. Sürekli bir ses yani.
I'm talking Panic addicts... kids who want fake fashion, loud music every weekend religiously.
Bu kulübün müptelaları var resmen. Her hafta sonu giyinip kuşanıp, gürültülü müzik dinlemek isteyen gençler.
Okay, now, no loud music.
Pekâlâ. Yüksek sesle müzik dinlemek yok.
All that loud music damaged my hearing, but I got no regrets...
Yüksek müzik duyma yetimi azalttı, ama hiç pişman değilim...
" Play the music loud.
" Müziğin sesini aç.
You should bang on the wall so they don't put the music on so loud.
Duvara vurmalısın ki müziğin sesini o kadar açmasınlar.
- Soft music, loud champagne. We'll charge it to Laurel Records'ex...
Hafif bir müzik, bol şampanya, masraflar Laurel Plakçılık'tan...
Music is so loud.
Müzik fazla ses çıkarıyor.
The music's so loud I can't hear you.
Müziğin sesinden seni duyamıyorum.
Maria Say it loud And there's music playing
Yüksek sesle söyle ve kulağa müzik gibi geliyor
Please play it loud so i can hear music. Oh, ma'am... please, sergeant!
Hayır, buralarda hiç maden yoktu.
Turn on the music. And make it loud.
Şerifle ilgilen Pete.
Then there'll be shouts of joy... fireworks... firecrackers... and music so loud you'll hear it even here.
O zaman sevinç çığlıkları havai fişekler çatapatlar yüksek bir müzik sesi duyacaksınız.
One group complains the music at the pool is too loud.
Bir grup müzik fazla gürültülü diyor.
I turn it down. Another group complains the music is not loud enough.
Kısıyorsun, bu sefer başkaları sesi yeterince açık değil diyor.
The music's so loud.
Müzik çok yüksek sesli.
When we go into battle, we play music very loud.
Savaşa gittiğimizde yüksek sesle müzik çalıyoruz.
He's playing that music loud.
Müziğin sesi yüksek. Keyfi kaçmış mı?
Hey, the girls like the music loud.
Hey, kızlar müziği yüksek sesle seviyorlar.
As long as the music's loud enough... we won't hear the world falling apart.
Müziğin sesi yeterince yüksek olduğu sürece... Dünya'nın dağıImasını duymayacağız.
- The music's too loud.
- Müzik çok yüksek.
- The music is still too loud!
- Müzik yine de çok yüksek!
The music's loud in here, innit?
Müzik çok gürültülü, duymuyor musun?
- The music's not loud.
- Müziğin sesi çok açık değildi.
Little...... [loud crashing ] [ upbeat music.... ] [ peaceful tempo]
Küçük... Çellonu getirmiyor musun?
You're playing your music too loud!
Dinlediğiniz müziğin sesi çok yüksek!
They're loud, noisy, up till all hours playing their bebop music, automobile parts strewn all over the yard.
Çok gürültücü tipler. Gece yarılarına kadar caz müzik yapıyorlar. Bahçenin her tarafına otomobil parçaları saçılmış.
i had the music pretty loud. i probably wouldn't have heard the phone.
- Müziğin sesi çok açıktı, muhtemelen duymazdım telefonu.
The music's too loud.
Müzik sesi çok yüksek.
Music too loud?
Çok mu ses var?
Is the music too loud?
Müzik çok mu açık?
Played loud rock'n'roll music?
Gürültülü rock'n'roll müziği yaptın mı?
This music is so loud I can hardly hear what anyone is saying.
Bu müzik çok gürültülü sesleri zor duyabiliyorum.
I mean, a good loud party where the music is playing too loud and everybody is talking too loudly, and in order to be heard even by the person standing right next to you, you've got to be screaming at the top of your lungs.
Ve hemen dibinizdeki kişi tarafından bile duyulabilmek için ciğerlerinizin derinliklerinden bağırmak zorunda kaldığınız.
I was jamming the music a little loud.
Sesi biraz fazla açmışım.
The music starts to get too loud.
Müzik gürültülü gelmeye başlar.
The music is still loud, but it doesn't matter because you can't hear it anyway.
Müzik hala gürültülüdür ama artık duyamazsınız.
Is the music too loud?
Müziğin sesi çok mu yüksek?
I tried to get your attention, but the music was too loud.
Dikkatinizi çekmeye çalıştım ama müziğin sesi çok yüksekti.
When I'm gone... you can play your music as loud as you want.
Ben öldükten sonra yüksek sesle müzik dinleyebilirsin.
They can't hear me, the music's so damn loud.
Ve müziğin sesi çok yüksek olduğu için sesimi de duyamıyorlar.
- Candace said the music is too loud. - What?
- Candace müziğin çok yüksek olduğunu söylüyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]