English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lying in bed

Lying in bed translate Turkish

439 parallel translation
This is one of those days which the pages of history teach us are best spent lying in bed.
Tarih kitaplarının öğrettiği gibi, bugün yatakta uzanarak geçirilmesi gereken bir gün.
Lying in bed is so tiring.
Yatmak tam bir eziyet.
Here's a woman who's lying in bed.
Yatağında yatan bir kadın var.
Harry Pope's lying in bed, and he's got one lying on his stomach.
Harry Pope yatağında yatıyor, karnında bir yılan var.
There is one lying in bed
Yatakta yatıyor.
- I'm sick of lying in bed
- Uzanmaktan bıktım usandım.
Take 3 people lying in bed, and a 4th drops an ashtray out a window.
Yatakta yatan üç insanı ele alalım ve dördüncüsü camdan kül tabağını düşürdüğünü varsayalım.
I can't abide you lying in bed.
Yatak döşek yatmana dayanamam.
- I want you tell me, I did nothing. I was lying in bed, alone when suddenly he break into my room.
- Odamda tek başına yatıyordum ve birden odama girdi, diyorum.
But believe me, Captain, I'm not much better working for the Gestapo... one of their spies lying in bed above me.
İnanın bana Kaptan, Gestapo için çalışırken daha iyisini yapacak değilim hele de casuslarından biri üstümde uyuyorken.
Patricia lying in bed naked, and me, you know, the passionate lover thrilled by her charm, violent and burning.
Patricia yatakta çırılçıplak uzanmış ve ben, bilirsin, tutkulu aşık onun vahşi cazibesine kapılmış yanıyorum.
I've been lying in bed for such a long time, my body aches all over.
Çok uzun süre yatakta kaldım. Tüm vücudum ağrıyor.
Ilya Ilyich Oblomov was lying in bed in his flat in Petersburg, in Gorokhovaya Street, in one of the big houses that had almost as many inhabitants as a whole country town.
Ilya Ilyich Oblomov Petersburg'da evinin yatağında uzanıyordu, Gorokhovaya Caddesindeki evi... tüm kasaba sakinlerinin sahip olduğu gibi oldukça büyük bir evdi.
Am I more to blame for lying in bed and not poisoning my head with knaves?
Daha fazla suçlanmalı mıyım yatağımda kalıp kafamı hilekârlıkla zehirlemediğim için?
He was lying in bed there, hidden under the covers,
"Eller cepten çıksın, dik durun!" Biz de aynını yapıyoruz tek farkı, kendi cebimizden değil.
He was lying in bed there, hidden under the covers.
Yatakta yatıyordu örtülerin altına saklanmıştı.
Don't act like you do at home, lying in bed till 11
Evinizdeymiş gibi saat 11'e kadar yatmayın.
It must be great in a sanatorium lying in bed all day, television, people looking after you...
Sanatoryumlar süper yerler. Gün boyu yatıyorsun. Televizyon var, sana bakan birileri var...
" So I'm lying in bed here and it comes time for that most thrilling event when the general gives out the Purple Hearts.
"Yani, burada yatakta yatıyorum," "ve en çok heyecanlı olayda burada oluyor," "ne zaman Mor Kalpler verilse!"
In my car,..... lying in bed...
Arabamda yatakta uzanırken...
If this is the culprit... then your paralysis could have come on crossing the street, lying in bed.
Eğer zanlımız buysa o zaman senin felç, caddeden geçerken ya da yatakta uzanırken gelebilirdi.
I was lying in bed, reading the book, when suddenly a group of little men in blue uniforms walked in the room.
Yatakta uzanıyor, kitap okuyordum, aniden bir grup küçük mavi üniformalı adam odama doluşup yürümeye başladı.
Life is more than just lying in bed.
Hayat, bir yatakta yatmaktan fazlasıdır.
With... too much time lying in my bed.
Yatağımda yatarak çok vakit geçirdim.
At noon today, I was lying in me bed.
Bugün öğle vakti, yatağımdaydım.
Sure is mighty lonesome lying in the middle of that bed.
O yatağın ortasında epey yalnızlık çekiyordur.
- When your phone call woke me up Louis was in my room, lying on the other bed with a broken neck.
- Telefonunla uyandığımda Louis odamdaydı, öbür yatakta yatıyordu boynu kırılmış halde.
Well, there was a woman named Mary lying on a bed of straw in a stable, waiting for her child to be born.
Bir ahırda samandan bir yatakta yatan, ve çocuğunun doğmasını bekleyen, Mary adlı bir kadın vardı.
Ain't nothing wrong with me to be lying in no bed for.
Yatakta uzanacak kadar bir şeyim yok.
That's what he said. The picture I made lying asleep in the bed.
Yataktaki görüntüme kendini kaptırmış.
Now, I know some hospitals Where you get the patients lying around in bed- -
Öyle hastaneler biliyorum ki hastalar yataklarında yatıyorlar.
I've been lying in this bed for three weeks now thinking about it, and all I know is I don't want to go to prison, and I can't play Cathcart's game.
Üç haftadır bu yatakta bunu düşünüyorum ve tek bildiğim hapse gitmek istemediğim ve Cathcart'ın oyununu oynayamayacağım.
Now... lying on my bed... coupling with the cheapest whore in town!
Şu anda benim yatağımda yatıp şehirdeki en ucuz fahişeyle birlikte oluyor.
Lying there almost dead On a drip in that bed
"... takmışın serumu koluna, uyuşturucudan öleceksin! "
The man we dreamed of for years was lying on a straw bed... with a bullet in his lung, unconscious and bleeding.
Düşün yıllarca hayalimizde yaşattığımız o adam sol tarafından kurşun yemiş ot bir yatak, toz toprak ve kanlar içinde dünyadan habersiz yatıyordu.
You lying there in Morg Allens bed... just a-cryin and a-humpin'..
Morg Allen'in yatağına uzanmış... ağlayarak gidip gelişini.
A naked couple were lying in a bed, caressing each other.
Çıplak bir çift, yatağa uzanmış ve sevişiyorlardı.
I saw a man lying on the bed and a coffin in the middle of the room
Yatağa uzanmış bir adam gördüm ve odanın ortasında bir tabut.
When I entered his room, he was lying peacefully in his bed.
Odasına girdiğimde, huzur içinde yatağında uzanmıştı.
I just thought... lying alone in bed last night that, a middle aged women's fantasies are not humiliating, and I will not reject them.
Düşündüm de geceleyin yatağında tek başına uzanmış orta yaşlı bir kadının kurduğu fanteziler insanı küçük düşürmez ve bunları ben de inkar etmeyeceğim.
And when we got back late at night... you'd be lying wide awake... in your bed.
Gece geç vakit döndüğümüzde yatağında, uyanık bekliyor olurdun.
Mieze, you don't even ask why Reinhold was lying in my bed,
- Hırsızlık malından korkuyor. - Uzatma! Saatimden rahatsız.
You are lying on your bed in the Grand Hotel and it is 6 : 00 p.m. in the evening of June 27, 1912.
Grand Hotel'de yatağında uzanmış yatıyorsun ve saat 27 Haziran 1912 akşamının 6'sı.
Mieze, you don't even ask... why Reinold was lying in my bed?
Mieze, yatakta ne aradığını sormayacak mısın?
It is lying in her bed.
Barakasında yatıyordu.
'Sometimes when I'm lying here in bed..... I see Glenn in his window across the way..... getting ready for bed.
"Bazen... burada, bu yatakta uzanıyorum... " yolun karşısında penceresinin önünde Glenn'i görüyorum...
I'm telling you I felt a cold dead body lying beside me in bed.
Sana söylüyorum yatakta yanımda yatan soğuk ölü bir bedene dokundum.
In bed, I imagine you're lying beside me.
Yatınca da, yanımda uzandığını hayal ederim.
I have nightmares about what he does in his bed when I'm not lying right next to him.
Yanında yatmadığım zamanlarda bile, yatağında..... yaptıkları hakkında kabuslarım var.
Years of lying in a bed reading.
- Hayır. Yaşam tarzın.
Beyond the joys of having first-rate orgasms, the hormones that get released during sex foster a sense of well-being and an increased desire to bond with the person lying next to you in bed.
Birinci sınıf bir orgazm yaşamanın yanı sıra, cinsel ilişki esnasında serbest kalan hormonlar kişinin kendisini iyi hissetmesini, ve yatağında olan kişiye karşı olan bağlılığının artmasını sağlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]