English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Magically

Magically translate Turkish

635 parallel translation
Besides which, we were forced off the road by that police car and then victimized by a towing truck that suddenly and magically appeared.
Ayrıca polis arabasıyla bizim yoldan çıkmamıza neden oldu ve sonra da bir anda hiç yoktan beliren bir çekici kamyonla kurban edildik.
Magically the One Ring of Power had found it's true bearer, it was Bilbo Baggins the hobbit.
Sihirli bir şekilde "Âli Yüzük" gerçek sahibini bulmuştu, bu da hobbit Bilbo Baggins idi.
They incarnate the inaccessible result of social labor... by miming the by-products of this labor... that are magically transferred above it as its goal :
O çalismanin yan ürünlerini sahneye koyarak sosyal çalismanin erisilemez sonuçlarini temsil ederler ;
No, your face is perfect... magically perfect.
Hayır, yüzünüz mükemmel büyüleyici derecede.
Maybe we should magically create some glaciers in the jungle.
Belki de büyü yapıp, ormanın ortasında birkaç buzul yaratmalıyız.
in order to, as if after "Open, Sesame!" Magically open in 3 years and let our heroes safely out.
onları sağ salim dışarı bıracak olan bilgi mağarasına doğru ilerleyelim.
I will now magically join the rings!
Şimdi büyüyle halkaları birleştireceğim
Any less reasonable than being magically transformed by the Picard?
Picard tarafından sihirli bir şekilde yeniden yaratılmaktan da mı az akla yatkın?
But magically... The charges were dismissed.
Ama bir mucize oldu... ve dava düştü.
- She's magically babelicious.
- O sihirli yavrucak.
Or imagine being magically whisked away to... Delaware.
Veya Delaware'e sihirli bir şekilde gittiğimizi hayal et.
- No, it's magically delicious, Daddy.
- Ama o sihirli lezzet, baba.
They're magically delicious. They're magically delicious.
Bunların tadı sihirli, tadı sihirli.
Magically delicious.
Büyülü bir lezzet.
"Magically delicious!"
"Büyülü lezzet!"
reaches down. picks up his own head and places it back upon his shoulders. where. magically. it becomes part of his body once again.
Elini uzatıp başını almış ve geri omuzlarının üstüne koymuştur büyülü bir şekilde, yine vücudunun bir parçası olmuştur.
Horses magically popping out of cans.
Atlar sihirli kutulardan fırlıyor.
Yes, it's her dream that I magically turn into this perfect... pretty daughter that she can show off and take all the credit for.
Evet, hayalinde sihirli bir şekilde şov yapabileceği ve tüm puanları alabileceği..... şu mükemmel sevimli kıza dönüşüyorum.
Magically, subjective perceptions take on an objective reality.
Büyülü bir şekilde kişisel bakış açısı tarafsız gerçekliğe dönüşür.
- I can't, it's magically disappeared. - "It's magic..."
Yapamam, sihirli bir şekilde yok oldu.
And now all of a sudden, it's just magically, it's just broken? Phoebe, tell her?
Ve bir anda büyülü bir şekilde, kırıldı mı?
You think this one trial will magically change this?
Sence bir tek dava, bunu mucizevi bir şekilde değiştirecek mi?
I wish that one-day, magically, she becomes a reality.
Yoktan karşıma çıkmasını istiyorum.
Spins a cocoon, magically, and makes everything seem as if the world doesn't matter.
Bir koza örüyor. Büyü gibi. Ve dünya umurunda değilmiş gibi hissettiriyor.
But it's not going to magically appear all by itself is it?
Büyü yapmasını bilmiyorum. Yoksa parasını verirdim.
It just magically appeared in your cell?
Bilmiyor musun? Öyle birden bire koğuşunda mı belirdi?
But lately it seemed as if the entire city... had been magically reduced to only two people- - us.
Ama son zamanlarda bütün şehir, büyüleyici bir şekilde sadece iki kişiden oluşuyormuş gibi görünüyor bizden.
The TVjust happened to turn on, and the remote magically ended up in front of you!
Televizyon açıldı ve kumanda büyülü bir şekilde senin önüne düştü!
And when you tound that person, like the rest of the world just kind ot magically taded away... and the two ot you would just be inside this kind ot... protective bubble, but there is no bubble.
Ve o insanı bulduğunda, dışarıda kalan dünyanın büyülü bir şekilde kaybolup gideceğini, ve o iki kişinin koruyucu bir baloncukta kalacağını düşünürdüm, ama baloncuk filan yok.
By the way, my condolences go out to a certain individual who got dissed and dismissed... by his longtime, magically delicious girlfriend.
Bu arada, kıdemli ve nefis kız arkadaşı tarafından küçük görülen ve reddedilen... malum şahsın acısını paylaşıyorum.
No, I'll tell you what. Last time I left a pizza here it magically disappeared.
En son buraya pizza bıraktığımda sırra kadem bastı.
She waved her hands and magically suspended the David Hatcher kid and his kidnapper in midair.
Ellerini bir salladı ve David Hatcher denen çocuğu ve kaçıranı havada sallandırdı.
How do you explain your sister's purse magically jumping from her right shoulder to her left shoulder instantaneously?
O zaman kardeşinin çantasının bir anda bir omzundan diğerine geçmesini nasıl açıklayacaksın?
It's what witches use to magically find something or someone.
Bu cadıların birini ya da bir şeyi bulmak için kullandıkları bir büyü.
For you to just magically suggest that someone can decide whether or not to be gay is insane.
Birinin sihirli bir şekilde eşcinsel olmaya karar verdiğini söylemen delilik.
I just got into Dawson's rowboat and it magically drifted towards your dock.
Sadece Dawson'un kayığına bindim ve sihirli bir biçimde iskelene sürüklendi.
Yeah, well, magically drift any closer and I'll kill you.
Pekala, sihirli bir şekilde biraz daha sürüklen, ben de seni öldürürüm.
The underpants didn't just magically appear in his throat.
İç çamaşırına dönelim. Bayan Hayes, kiracınızın boğazına sihirli bir şekilde kendiliğinden girmedi ya bu?
Then, magically, spring would come and catch us by surprise every time.
Sonra büyülü bir şekilde bahar gelir ve her seferinde bizi şaşırtırdı.
The White House itinerary said after the first intermission... that I would ride up and appear magically on stage through a trapdoor.
Beyazsaray rehberinin dediğine göre, ilk aradan sonra sahnedeki gizli asansörle büyüleyici şekilde izleyicilerin karşısına çıkacaktım.
And the food would magically appear.
Ve yiyecekler sihirle oluşurdu.
Unless you can magically turn up a witness, I doubt there's anything you can do.
Büyüyle bir tanık bulamazsan yapabileceğin bir şey yok.
- You can't, right, magically?
- Büyüyle yapamazsın, değil mi?
I mean, I realize that Dad is never gonna be the father that Cleavant is, and I just need to accept that and stop thinking that magically he's somehow gonna change.
Babamın asla Cleavant gibi bir baba olmayacağını anladım ve bunu kabullenip bir şekilde değişeceğini düşünmekten vazgeçmeliyim.
That pain doesn't just magically go away.
O acı öylece büyülü bir şekilde yok olacak değil ya.
That and the fact that he magically seems to be evading arrest.
Gerçek şu ki o tutuklanmaktan sihirli bir şekilde kurtuluyor gözüküyor.
I mean, what, did it just magically disappear?
Yani, ne, sihirli bir şekilde ortadan kayıp mı oldu? - İtiraz ediyorum.
How is it that they just happened to magically be at every crime scene?
Nasıl sihirli bir şekilde her suç mahallinde bulunuyorlar?
And he cancels one trip so he can passive-aggressively throw it in my face and things will magically fall into place?
Sırf bir iş gezisini iptal etti diye, bunu yüzüme vurup her şeyin normale döneceğini sanıyor! Ama öyle olmuyor işte!
Hey, when you're beautiful, doors magically open for you.
Güzel olduğunda kapılar önünde kendiliğinden açılıyor.
As soon as there's a dirty job to be done the men magically disappear.
Yapılması gereken pis bir iş olduğu an erkekler ortadan kaybolur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]