English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Man screaming

Man screaming translate Turkish

144 parallel translation
A man screaming!
Adam çığlık çığlığa!
( Man screaming ) Hey, Norm!
Hey, Norm!
Some woman screaming, then a man wailing.
Bir kadin ciglik atti ve bir adam feryat etti.
- [Man screaming] - Warren?
- Warren?
Now! See how frightened he was, just from a black man screaming "now"?
Siyah birinin "simdi" diye bagirisindan nasil korktugunu gördün mü?
[Car Tyres Screeching, Man Screaming]
[Araba tekerleği sürtünmesi, Adam çığlığı]
There was a man screaming over a kidney stone.
Hemen yan odada böbrek taşından çığlık atan bir adam vardı.
- ( man screaming )
Yapılacak başka ne var?
But actually, inside, there's this little man screaming :
Ama aslında içeride... küçük bir adam bağırıyor :
Shut up, Spinelli! [MAN SCREAMING] MAN :
Kes sesini, Spinelli.
[MAN SCREAMING] ANGEL : Damn it.
Lanet olsun!
- The old man's screaming for you.
- İhtiyar seni çağırıyor.
Many a man returning from a date, a late party, or a poker game... surprisingly found himself in a squad car... its sirens screaming as it brought him to the detective bureau.
Bir partiden, bir randevundan, bir kumar masasından dönen çoğu adam kendisini, siren seslerinin yankılandığı bir arabada karakola götürülürken buluyordu.
First, it was my old man, died kicking and screaming in a nut house... then my brother, and after that, it was taking care of me.
Önce babam bir tımarhanede delirerek öldü. Sonra da ağabeyim. Ondan sonra da hep bana baktı.
Among some tribal peoples, when the wife goes into labor, the man takes to his bed, screaming and carrying on.
Kimi ilkel toplumlarda kadının doğum sancıları başladığında erkek yatağa düşer, ağlarmış.
Because that man is still screaming... and the piano is going on and on while he's dying in the fire screaming.
Adamcağız hâlâ bağırıyor alevler içinde bağırırken piyano sesi hiç durmuyor.
I guess you've gathered I'm not the man she was screaming about.
Sayıklayıp durduğu adamın ben olmadığını anlamışsındır.
MAN : ( SCREAMING ) Watanka!
ADAM : ( ÇIĞLIK ATARAK ) Watanka!
A screaming wild man with nothing to back him up because his proof is scattered over a mountain disappeared in an airport, or it's all part of delirium tremens of a dipso senator.
Çünkü bütün kanıtları, dağın birine saçılmış şeylerden... havalanın tekinde kaybolmuş birinden, ya da hezeyan krizleri geçiren ayyaş bir senatörden ibaret.
I saw him foam at the mouth and screaming with rage attack a man from Switzerland.
Kan beynine sıçramış bir halde gördüm onu, öfkeden çığlık çığlığa saldırıyordu İsviçreli bir adama.
First, the old man came in screaming about Sam and Mrs. Roat.
İlk önce, yaşlı adam Sam ve Bayan Roat ile ilgili feryat ederek içeri girdi.
I can still hear the man, screaming.
Adamın çığlıklarını, hala duyuyordum.
You can say that twice. I commission this great man to do a new flag and there is such screaming...
Bu adama yeni bayrak hazırlama görevi verdim yaygara koptu...
He's screaming at me in Mexican, man.
Bana Meksikaca bağırıyor.
It's Screaming Jay Hawkins, and he's a wild man, so bug off.
Bu'Screamin'Jay Hawkins, sağlam adamdır ; yani toz ol!
It isn't every day a man wakes up to discover he's a screaming bender with no more right to live on God's clean earth than a weasel.
Bir insan, her Allah'ın günü, Tanrı'nın tertemiz dünyasında bir çakaldan fazla yaşamaya hakkı olmayan frapan bir homo olduğunu keşfederek uyanmaz.
It isn't every day a man wakes up to discover he's a screaming bender with no more right to live on God's clean earth than a weasel.
Anladın mı? Bira istediğinizde, size su vereceğim. Percy, senin görevin ise burada kalıp, halamı hoşnut etmek.
And there's a man who's screaming out to be made fun of.
Gafları boyunu aşmış olan Richard Nixon'la bile dalga geçemiyorum.
Screaming Eagles, man.
- Çığlık atan kartallarız.
Old man in a Bears cap, his arm around his grandson... being threatened by a screaming mob. A jury will love it.
Beyzbol şapkalı yaşlı adam, torununa sarılmış ayak takımının çığlıklarına maruz kalıyor.
A man comes out of the blue like that, starts screaming at you like a crazy person... and harassing my daughter.
Adamın biri birden bire ortaya çıkıyor. Aklını kaçırmış gibi bağırmaya başlıyor ve kızımı korkutuyor.
No man could have taken that without screaming.
Hiç bir insan bağırmadan buna katlanamaz.
There is a man in a blue coat waving a gun and screaming... at a woman.
Mavi kabanlı bir adam var, silahını sallıyor ve bağırıyor... bir kadına.
In one room of that institution there is a man... who spends his days and nights screaming at things only he can see... things we planted in his mind.
Bu akıl hastanesinin odalarından birinde gece gündüz korkunç şeyler görüp çığlık atan biri var. Onları zihnine biz ektik.
For a screaming man is not a dancing bear. "
Haykıran bir adam, oyuncu bir ayı değildir. "
[Man ] Mr. President, your welfare proposal... is nothing but a lot of technical jargon and partisan rhetoric and [ Shrieking ] - [ Screaming]
Sayın Başkan, sosyal yardımlaşma öneriniz bir hiç ama bir sürü teknik terim ve hitabet sanatı - Defolun başımdan, Sayın Başkan!
[Man Screaming ] [ Man # 2] I told you not to turn around.
Sana arkanı dönmemeni söylemiştim.
And they're all screaming, "There's a fucking lion, man, a lion!"
- Hayvanat bahçesini iki günlüğüne kapattılar. - Hayır, hayır, yapmayın lütfen.
¶ go, gadget, go ¶ [man yelling ] Help! [ Children screaming ] [ Man] See you at the p.T.A. Meeting.
Bütün yıllar boyunca tek öğrendiğim... suçlarla kavga, Gadgetmobile... her zaman kavgaların öncesi... oldukça sessiz olur!
Yeah, they was kicking and screaming, man.
evet, boyuna bağırıp birbirlerine girişiyolardı.
When I was a kid and my old man would be in one of his ways with the screaming back and forth it'd end with her throwing the closest thing to her.
Çocukken, babam yine Bir şeye fena sinirlenmişse karşılıklı bağrışmalar en yakınındaki şeyi anneme fırlatmasıyla biterdi.
Man, did he hit that ball, a screaming line drive.
Topa inanılmaz sert bir şekilde vurdu.
"just to drown out the screaming choirs " of my own insanity, and I'll never find a man of my own! "
Sadece kendi deliliğimin çığlık korolarını susturmaya çalışıyorum.
The man claimed to be from the future and ran naked through the city streets screaming, " The past, the past!
Adamın gelecekten geldiği, şehirde çıplak koşarak " Geçmiş, geçmiş!
Hey, come on, man, with the screaming shit!
Hey dostum, kes şu çığlık atmayı.
[MAN SCREAMING]
.
She said he was screaming and calling a man names.
Bir adama bağırıp hakaretler etmiş. Bir şey olmadı canım.
Grundy hates stupid screaming man.
Grundy çığlık atan aptal adamlardan nefret eder.
.. and out comes the beast... and you're screaming like a wimpy man, and then...
... ve canavar ortaya çıkınca korkak bir adam gibi çığlık attın, ve sonra...
MAN WITH THE SCREAMING BRAIN
ÇIĞLIK ATAN BEYİNLİ ADAM
So when you start screaming, man, they just distort and pop out.
Sen bağırmaya başlayınca, cızırtı yapıyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]