English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Man singing

Man singing translate Turkish

204 parallel translation
[Man Singing] # I'll find you #
# Seni bulacağım #
Besides, I don't want a strange man singing to you.
Ve bu arada, yabancı birinin sana şarkı söylemesini istemiyorum.
Man Singing In Spanish ]
[Radio : İspanyolca şarkı]
[Man Singing]
- Eminence Front ]
? [Man Singing]
♪ ♪ [Man Singing]
[Man Singing]
- Desire "Arzu" ]
[Man Singing]
- Mercy Street ]
[Man Singing] I'm just a lonely boy
Ben yanlız bir çocuğum
- " [Man Singing] This was a wonderful idea, Homie.
Bu harika bir fikirdi Homie.
- ~ ~ [Man Singing On Radio]
Dikkat et Spongy.
# # [Man Singing] Doctors say the life expectancy of the average man is now 76.2 years.
Doktorlar sıradan bir erkeğin yaşam süresinin artık 76.2 yıl olduğunu söylüyor.
# # [Man Singing] Half my life gone and I'm only guaranteed 38 more years.
Ömrümüm yarısı gitti ve önümde sadece 38 yıl kaldı.
# # [Man Singing ln Arabic On Radio]
# # [Radyoda Arapça şarkı söyleyen erkekler]
[Singing] It isn't often that I want a man
# Sık değildir, bir erkeği isteyişim...
The one where the husband suspects his wife of singing with another man?
Kocanın, karısının başka bir adamla şarkı söylediğinden şüphelendiği opera değil miydi o?
And, if a young man should happen to be in the house, a young man who likes singing, of course, who can discuss philosophy, Mary could go.
Ve, şarkı söylemeyi seven ve... felsefe ile ilgilenen bir genç erkek olsaydı... Mary'i de gönderirdik.
MAN : ( SINGING )... her wheelbarrow Through streets broad and narrow
... önünde el arabası dolaşır dar-geniş her sokak arası...
A man is singing.
Bir adam şarkı söylüyor.
So now she spends her time singing fables about the man.
Şimdi masallarını anlatarak zaman geçiriyor.
And she was found dancing and singing in a cabaret by that man and he took her and built for her the great house in the Western Addition.
Bu adam, onu kabarede dans ederken ve şarkı söylerken keşfetti ve onu aldı ve ona Batı Addition semtindeki bu büyük evi yaptı.
As a young man I loved singing.
Ben gençken şarkı söylemeyi çok severdim. Benim için bir tutku, bir hobiydi.
MAN 2 : I was singing lead.
Ben başını söylüyorum.
Man, every time I look at you I feel like there's a bird singing in my ribs.
Sana her baktığımda göğsümde bir kuş şarkı söylüyor gibi hissediyorum.
MAN, I'M OUT HERE SINGING THE BLUES.
Adamım, ben burada blues söylüyordum.
That man shouldn't even be singing in a shower.
O adam duşta bile şarkı söylememeli.
There's a man in the next room singing the Lord's Prayer.
Yan odada ilahi okuyan bir adam var. Çarpılacağız.
.. [man continues singing ] [ engine rumbling] ( Michael ) You don't sound so good.
Sesin iyi gibi gelmiyor.
[Singing ] [ Murdock exclaiming excitedly ] [ Singing] Baby you're a rich man Baby you're a rich man
Bebeğim, Sen zengin bir adamsın Bebeğim, Sen zengin bir adamsın
God was singing through this little man to all the world.
Bu küçük adamdan Tanrı'nın sesiydi duyulan tüm dünyaya.
MAN [OVER PA] : Ladies and gentlemen please welcome that singing sensation of the ages, Ghoulio.
Bayanlar baylar karşınızda yüzyıllardır şarkı söyleyen sansasyonel, Ghoulio.
I am a London University man and I am not unduly singing my praises when I say I was a very promising student.
Londra Üniversitesi'ne gittim ve laf olsun diye söylemiyorum ama gerçekten de, çok başarılı bir öğrenciydim.
But if everyone is singing and dancing, they don't point to one man and say :
Ama eğer herkes dans edip şarkı söylüyorsa sana bakıp :
Maybe he's singing to that man.
Belki de o adama şarkı söylüyordur.
Is that the American way of entering a man's home, singing like that?
Böyle şarkı söyleyerek birinin evine girmek Amerikan adeti mi?
So, she's peeking out her front door... and there's the girl across the street... coming back from a folk-singing thing... with a tall colored man.
Gidip ön kapıdan bakmaya başlamış. Karşıki evde oturan kız da... yanında uzun boylu bir zenciyle... bir folk konserinden dönmekteymiş.
If you'd rather go to singing lessons than have dinner with your old man...
Şan dersine gitmeyi babanla yemek yemeye tercih ediyorsan...
Now Marcy's at your house, and it's pretty difficult to discuss supply-side economics with a woman who's riding on the shoulders of a black man, singing "Viva Las Vegas".
Şimdi Marcy sizde, ekonomik ihtiyaçlarımızı tartışmamız çok zor çünkü siyah bir adamın omuzlarına binmiş "Elveda Las Vegas" şarkısını söylüyor.
Witnesses report Bosco tried valiantly to crawl back out of the water only to be thrown back in by this deranged, unemployed man standing on the bank singing "Born Free."
Tanıklar, Basco'nun cansiperane bir şekilde sudan çıkmaya çalışırken kumsalda durup, Ben Öldüm şarkısını söyleyen bu manyak tarafından tekrar geri atıldı!
Is that a man singing?
Birisi şarkı mı söylüyor?
[SINGING IN UNISON] One Man Army
- Olmaz dedi. - Öyle mi dedi?
The whole neighbourhood was dancing and singing : "Ding-Dong! The Shoe Man's Dead."
Bütün mahalle dans ederek "Şıngır Mıngır Ayakkabı Satıcısı Oldu Tıngır" diye şarkı söylüyor.
Color me lucky, man. Sometimes you wake up, the birds are singing...
Bugün benden bal damlıyor.
But that wasn't a bad thing,'cause a man who owns a theatre in Memphis, Tennessee, saw those photos and offered Jenny a job singing in a show.
Bu fena bir şey değildi çünkü Tennessee, Memphis'te tiyatrosu olan bir adam o resimleri görmüş ve Jenny'ye şarkı söyleme teklifinde bulunmuştu.
So, "Crying Man," you ever think about singing gospel?
Peki "Ağlayan Adam", hiç ilahi söylemeyi düşündün mü?
Every man woman and child in America saw you singing Happy Birthday to the President when you to me you were home sick with a virus!
Amerika'da Her erkek kadın ve çocuk size Başkanı Mutlu şarkı gördüm bana eve bir virüs ile hasta vardı!
If I were in his shoes, every morning I'd get up singing, man.
Bu sonuca nasıl vardın?
She was on the guillotine, the blade came down her head fell in the basket, rolled over and she started singing Neil Diamond's "Solitary Man."
Giyotin sehpasındaydı, bıçak indi ve başı sepete düştü, başı yuvarlanırken Neil Diamond'ın "Solitary Man" şarkısını söylemeye başladı.
- # # [Singing] - Young man, I can assure you... my posterior is nothing more than flesh, bone and that metal plate I got in'Nam.
Genç adam, sana garanti ederim ki popomda et kemik ve Vietnam'dan hatıra kalan metal dışında bir şey yok.
What was the name of that kid at Anzio? The one that was always walking around on his hands, you know? And he was singing that song about the man on the flying trapeze.
Anzio'da sürekli amuda kalkarak ellerinin üstünde yürürken, "Uçan Trapezci" nin şarkısını söyleyen çocuğun adı neydi?
She'd rather go to bed with a real man... not some poor singing orphan.
Gerçek bir erkekle yatmayı tercih ediyor. Şarkı söyleyen zavallı bir yetimle değil.
- [Toilet Flushing ] - # # [ Man Singing ] - Our topless story - - [ Boing]
Bugün bültenimizde- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]