Maybe i could translate Turkish
7,303 parallel translation
It's just that I-I know you're shorthanded, and I thought maybe I could be useful.
Biliyorum şu aralar dardayız işe yarayabileciğimi düşündüm.
So I just thought maybe I could learn how to fuck her back, or at least how to fuck the next her away from someone else.
Yani düşündüm ki onu sikerek nasıl geri alacağımı ya da en azından ondan sonrakini nasıl sikerek başkasından alacağımı öğrenirim.
replaying it over and over, thinking, "if I'd noticed this or changed that", maybe I could have done something. "
Kafanda tekrar tekrar oynatıyorsun. "Şunu fark etseydim, şunu değiştirseydim, belki bir şey yapabilirdim" diye düşünüyorsun.
Gross. Yeah, I, uh, I sliced it with Frank's toe knife and, uh, it's not bleeding anymore, but maybe I could...
Evet, Frank'in ayak parmağı bıçağıyla kestim.
If I climbed high enough, maybe I could outrun it.
Yeterince yükseğe tırmanırsam, bunun geçeceğini düşündüm.
I thought, well, maybe I could serve my time in California.
Düşündüm de belki cezamı Kaliforniya'da çekebilirim.
I thought maybe I could use that to get some intelligence.
Bunu kullanarak akıllılık yaparım diye düşündüm.
- Maybe I could...
- Belki ben de...
Maybe I could do with a little break.
- Belki ufak bir mola vermeliyim.
I thought maybe I could pick the girls up for ya.
Düşündüm de belki senin için kızları okuldan alabilirim.
So uhm, maybe you could give me her new number Or I could call some of Of her old friends?
Bu yüzden... belki bana yeni numarasını verirsin ya da ben... eski arkadaşlarını ararım.
I thought that maybe we could work things out before...
Düşündüm ki, belki aradaki problemleri çözebiliriz, şeyden önce...
I thought that maybe we could work things out before...
Düşündüm ki belki işleri yoluna koyabiliriz. Şeyden önce...
I figure we could drive down and then maybe afterward we could stick around and have dinner.
- Arabayla gidersek yemeğe de gidebiliriz.
I could use a little heavenly help over here with this hand, maybe you could put in a word with the big guy for me upstairs regarding this hand?
Tanrı biraz yardım etse fena olmaz. Belki yukarıda ona hakkımda güzel şeyler söylersin.
That thing could put a round on Paris, maybe even London.
Bu şey Paris'i bile vurabilir, hatta Londra'yı bile.
I think maybe we could debate them, you know?
Bunların üstüne tartışma düzenleyebiliriz.
I thought maybe we could talk about your future.
Senin istikbalini masaya yatırırız diyordum ben de.
Maybe... if I stuck around I could... continue what he did.
Belki... onun yaptıklarına... devam edebilirim.
I mean, I thought, you know, maybe we could talk about taking things forward.
yani düşündüm ki... Şey işte belki bu işi ilerletmek üzerine konuşuruz dedim.
Maybe I thought I could catch her.
Onu yakalayabileceğimi düşündüm.
I was thinking, maybe we could have a meeting, all of us, old, new, make... make sure we're on the same page.
Eskiler ve yeniler bir toplantı yaparız diye umuyordum aslında. - Aynı sayfada olduğumuzdan emin olmak için.
Man, you ever feel like, you know, maybe one time in my life, the shit I gotta do could be the shit that makes me happy?
Sen hayatında hiç bir kez olsun yapabileceğim ufak boktan şey beni mutlu eder diye düşünmedin mi?
I was thinking maybe we could be... partners.
Düşünüyordum da belki de partner olabiliriz.
I'm leaving and I just thought I could maybe get some closure on Chase before I left.
Birazdan ayrılacağım, gitmeden önce Chase'le ilgili yeni bilgi var mı sormak istedim.
I've done some calculations, and if we are busy as my numbers suggest we may indeed be, anyone working as a bikini person could bring home at least two hundred bucks a day, maybe more, depending on weather concerns and of course, traffic.
Bazı hesaplamalar yaptım, ve ortaya koyduğum rakamlara yoğunlaşırsak gerçekten de, bikinili çalışan personelin her biri eve günde en az iki yüz papel getirebilir, belki de daha fazla, hava durumuna bağlı olarak ve tabii ki, trafik.
But maybe just in case I could get your information.
Tamam. Her ihtimale karşı iletişim numaranızı alsam?
Because, you know, the first time I saw you I thought maybe we could be friends.
Çünkü seni ilk gördüğümde arkadaş olabiliriz sanmıştım.
I was hoping maybe you could go to the ballet with me.
Belki benimle baleye gidersin diye umuyordum.
I mean, the banging on the door thing, that could be an accident... or some drunk idiot maybe?
Kapının çalınması kazara olabilir ya da belki sarhoş bir salak?
I just think maybe this is the reason that Adam and I broke up in the first place, is so that Fran and I could get married.
Düşünüyorum da, belki Adam ile ayrılmamızın sebebi Fran ile evlenecek olmamdır.
Perhaps I could make an introduction with you and Copley, and maybe he could even paint you, sir, as a gift from me to welcome you as governor.
Belki de sizi ve Copley'i tanıştırabilirim... Belki de resminizi bile yapabilir, efendim, benden size valilik görevinize hoşgeldiniz hediyesi olur.
Maybe if you showed me how to make them, I could do it myself.
Nasıl yapılacağını bana gösterirsen kendim de yapabilirim belki.
Miss Greggory, maybe we could exchange phone numbers, or something, and we could text or FaceTime, or I don't know...
Bayan Greggory, belki telefon numaralarımızı paylaşırız falan ve mesajlaşırız veya FaceTime yaparız, yani bilemiyorum...
And you know what? Maybe, in exchange for just a smidge of campaigning, I could help revive your monthly potluck.
Biliyor musun belki benim için küçük bir tanıtım yapman karşılığında....... aylık düzenlenen yemek için yardımcı olabilirim.
But you know, honey, I was thinking maybe you could... Work with your mom again part time at Bubbles for a bit.
Hayatım düşünüyordum da acaba sen tekrar bir süre annenle Bubbles'da yarı zamanlı olarak çalışabilir misin?
Listen, I was wondering if you had a chance maybe we could speak?
Konuşabilir miyiz acaba?
If there's maybe another place, I could maybe talk to her.
Belki başka bir yer varsa, belki onunla konuşabilirim.
I thought maybe you could train me.
Belki bana öğretebilirsin diye düşündüm.
I mean, maybe you could get some fur.
- Bu fikir hoşuma gitti.
Listen, I was hoping maybe you could do me a favour.
Şey diyecektim... Acaba bana bir iyilik yapabilir misin?
And I guess maybe it was naive, but I thought that together, we could let go of all that baggage.
Ve tabi bu safça da olabilir, ama ben birlikte tüm yükümüzü atabileceğimizi düşünmüştüm.
Maybe I'll tag along, it's been a tough year, I could use a drink.
Zorlu bir seneydi, bir içki fena olmaz hani.
I'm probably really gonna hate it, but if you could just maybe wait until Rayna signs off on it...
Büyük ihtimalle de hiç hoşlanmayacağım, ama acaba Rayna gelene kadar biraz beklesen mi?
I thought maybe Pete could be an asset.
Pete'in bana eşlik edebileceğini düşündüm.
I was thinking maybe we could skip school today.
Düşündüm de belki bugün okulu kırmalıyız.
I was hoping I could maybe become more than a barista.
Beni baristalıktan daha iyi bir yere koyacağını düşünmüştüm.
I just thought maybe we could have a little fun.
Sadece biraz eğlenceli olabilir diye düşündüm.
Well, you know, I thought maybe we could...
- Yani düşündüm de, belki biz...
You know, I was thinking, that maybe we could go to the lake today.
Düşünüyordum da bugün göle gidebiliriz.
We don't take cases like this. Maybe, but I believe a man who can convince Harvey to hire someone who never went to law school could convince him to make an exception for this.
Belki, ama bence Harvey'i hukuk fakültesine gitmemiş birisini işe almaya ikna edebilmiş bir adam onu bu konuda bir ayrıcalık yapmaya da ikna edebilir.
maybe i could help 28
maybe it's better this way 17
maybe i don't 50
maybe i do 116
maybe it's me 32
maybe i am 188
maybe i won't 28
maybe it won't 17
maybe i did 99
maybe i will 247
maybe it's better this way 17
maybe i don't 50
maybe i do 116
maybe it's me 32
maybe i am 188
maybe i won't 28
maybe it won't 17
maybe i did 99
maybe i will 247
maybe it's for the best 67
maybe it isn't 28
maybe i'm 26
maybe it does 31
maybe i don't want to 17
maybe it is 190
maybe it's my fault 16
maybe it's time 38
maybe it's true 24
maybe it 21
maybe it isn't 28
maybe i'm 26
maybe it does 31
maybe i don't want to 17
maybe it is 190
maybe it's my fault 16
maybe it's time 38
maybe it's true 24
maybe it 21