Meter translate Turkish
1,764 parallel translation
yes, i fed the meter.
Evet, ödedim.
She knew she couldn't force Claire to join, but she did have one card to play, and luckily her hypocrisy meter was never all that sensitive.
Claire'i zorlayamayacağını biliyordu ama elinde son bir koz daha vardı. Ve neyse ki o gün ikiyüzlülük sayacı oldukça hassastı.
DID YOU KNOCK OVER A PARKING METER?
Bir park metreyi mi devirdin mi?
I was walking down the street and, uh, one of the gentlemen asked me if I had change for the meter.
Ben caddede yürüyordum, ve... ve onlardan biri bana parkmetre için bozukluğum olup olmadığını sordu.
- Sure. meter's running.
Taksimetre işliyor.
The meter's running.
Taksimetre işliyor!
They'll show his location within one meter.
Onun bir metre içindeki konumunu gösterir.
If I held the manual, scraped the pennies for the meter, we... Put the partials together... And...
Eğer adamımız kitabı tuttuysa, paranın kenarını kazıdıysa biz de parçaları bir araya getiririz ve...
I just need to be within one meter's distance.
O'na bir metre yaklaşmam yeterli olur.
What you would see is, you would see a lightning bolt about 10 meters long, about that thick, and it would blast at the speed of light over this 10 meter distance, and you would see the most beautiful blue light your eyes have ever seen
Göreceğiniz şey 10 m. uzunluğunda bir şimşek çakması gibi bir şeydir. Şu kalınlıkta. Bu 10 metrelik mesafede ışık hızında bir patlamadır.
Then clue us in,'cause the meter's running.
Bize bilgi vereceksin çünkü metrelerce koşturdun.
Really. My meter is running full blast, Gibbs.
Metrem tam hızla çalışıyor Gibbs.
Bayliss keep meter records for gypsy drivers?
Bayliss kaçak taksicilerin metre kayıtlarını tutuyor muydu?
Recommended dose is 25 milligrams per meter squared.
Tavsiye edilen doz metrekare başına 25 miligram.
How long for you to run a hundred meter dash?
100 metreyi ne kadar hızlı koşuyorsun?
100 meter dash...
10 metre koşusu...
Then your meter's definitely run out.
Sonra senin sayaç kesinlikle dışarı çekti.
Well, that'll look good on the old Grissom point meter.
Bu, yaşlı Grissom'un sıralama cetvelinde iyi görünecek.
10 meter is left until reaching the goal.
Finişe 10 metre kaldı.
- 5 meter!
- 5 metre kaldı.
In the tremendous explosion which made a meter-deep crater,
Patlama esnasında, bir metredeki bir krater vuruşunu gösteriyor...
Until now all of the victims were attacked in a 300-meter radius from
Şimdiye kadar bütün kurbanlar okullarının 300 metre menzilinde saldırıya uğradılar.
To this day holds the Met record for the 100 meter dash.
Günümüze dek, Anakent Polisi, 100 metre rekoru onda.
Over the retrieved debris we're recording a contamination rate of almost every square meter.
Kurtarılan enkaz parçalarının nerdeyse her santimetrekaresinde kontaminasyon tespit ettik.
Meter apartment... to live in a kitchenette.
300 metrekarelik dairemi terk ettim. Üstelik mutfak-evde yaşamak için.
I travel with an EMF meter, full-range spectrometer, infrared camera.
Yanımda hep bir EMF sayacı, uzun menzilli izgeölçer kızılötesi kamera vardır.
- Keep the meter running.
- Taksimetreyi kapatma.
Keep the meter running.
Çalışır tut.
Prof, you got a doom meter in this lab?
Prof, bu laboratuvarda vadeölçer var mı?
Swimmers, to the starting block, please, for our first race, the 100-meter backstroke.
Yüzücüler, ilk yarış için başlama noktasına lütfen. 100 metre sırtüstü.
Up next, the 200-meter breaststroke.
Sonraki yarış, 200 metre kurbağalama.
Swimmers, to the starting block, for the 100-meter breaststroke.
Yüzücüler, 100 metre kurbağalama için başlama noktasına lütfen.
The 4x 100-meter relay.
4 x 100 metre bayrak.
Don't you have a date with a guy who forgot to plug his meter?
Parkometreyi çalıştırmayı unutan herifle randevun yok mu senin?
- A meter and a half per second.
- Saniyede bir buçuk metre filan.
- A meter and a half.
- Bir buçuk metre.
One square meter costs at least 4000 dollars.
Metrekaresi yaklaşık 4000 dolar gibi bir şey.
Unfortunately for the seal the mother of Nanu is able to penetrate a meter of snow with their smell.
Ama fokun şanssızlığı, Nanu'nun annesi karın 1 metre altından koku alabilir.
Seela is very tired and a meter cannot swim more.
Seela bir metre daha yüzemeyecek kadar yorgun.
I bumped into, like, a parking meter yesterday and I'm always breaking stuff.
Özür dilerim. Sanki dünkü parkmetreye yaptığım gibi çarptım.. ve ben her zaman birşeyler kırarım.
Fired within half a meter.
Yarım metreden ateş edilmiş.
Besides, the meter has been running since yesterday.
Üstelik taksimetre dünden beri çalışıyor.
- You didn't put the meter on?
- Taksimetreyi açmadınız mı?
- My meter's busted, sweetie.
- Taksimetrem bozuk tatlım.
Look here, this is the lMA-Meter,
Bakın, burada bir IMA _ Meter görüyorsunuz.
OK, but I gotta leave the meter running.
Tamam ama taksimetre çalışıyor.
And we didn't have no Luther on the guitar with the playing meter.
Hem o zaman burada çıkacak gitar efsanesi de yoktu.
See the indication on the fuel meter.
Yakıt göstergesine bakın.
I've got to hitch rides every time I need to go somewhere because, get this, there's some rogue meter maid who's decided to have a ticketing vendetta against me and my motorcycle.
Otostop çekmek zorundayım. Çünkü, şunu dinle, bana ve motosikletime ceza kesen bir güç var.
- There is no Peter, only Zuul.
- Peter Meter yok, sadece Zuul var.
They're at least one meter tall, their claws are seven centimetres long, they can even rip a dingo to pieces, and they fight all the time, Daddy.
En az bir metre boyunda,... pençeleri yedi santimetredir, bir dingoyu bile parçalara ayırabilirler,... ve her zaman dövüşürler, baba. Birbirlerini deli gibi tekmelerler.