Meters out translate Turkish
93 parallel translation
You'll take us a few hundred meters out and hold position.
Bizi birkaç yüz metre ileri götürüp, orada tutun.
And that gas guy's gonna be reading meters out of one eye for a while.
Ve gaz faturasını tahsil eden çocuk, bir süre sayaçları, bir gözü olmadan okuyacak.
It meters out lifespan, controls our growth.
Bizim yaşam süremizi belirliyor. Yetişmemizi kontrol ediyor.
There are no parking meters out here.
Burada hiç park metre yokta ondan.
- Doc! - Twenty meters out.
Doktor!
They've stopped. About three hundred meters out.
Yaklaşık 300 metre ileride durdular.
Scouting parties, sir, 100 meters out.
Gözlüyoruz efendim, 100 metre ileride.
200 meters out. Coleman'd never even hear the "am" in "blam."
Coleman ne olduğunu bile anlamazdı.
They're about 300 meters out.
300 metre kadar dışarıda.
The pyroclastic flows didn't stop when they hit the shore, they carried on, 100s of meters out into the sea.
Piroklastik akıntılar kıyıya ulaştığında durmadılar denizin içine doğru yüzlerce metre daha ilerlediler.
- Maybe 900 meters out.
- Yaklaşık 900 metre menzilde.
We got two foot-mobiles on our two o'clock, 900 meters out in black.
İki yönünde iki piyade görüldü 900 metre açıktalar.
I mean, we're bumping down a dirt road, his targets are like 200 meters out and he hits exactly what the fuck he's shooting at?
Aslında, biz o yolda yavaşça giderken hedefe 200 metre filan vardı. Bence, tam olarak neye ateş ettiğini biliyordu, değil mi?
I got a foot-mobile, possible tango, about one o'clock, 200 meters out, crouched on a berm.
Yaya askerler, muhtemel tuzak, saat bir yününde 200 metre açıkta mevzide bekliyor.
Hitman, Hitman, small arms fire to our three o'clock, 2-5-0 meters out.
Hitman, Hitman! Hafif ateş altındayız. saat üç yönünüzde, 2-5-0 metre açıkta.
We're in tow. 200 meters out.
200 metre dışarıda.
- Five meters out.
- 5 metre uzaklaştı.
About 10 meters out, 1 o'clock.
Yaklaşık 10 metre, saat 1 yönü.
Dirt Diver, I'm at your 11 : 00, 100 meters out.
Dirt Diver, 11 yönündeyim, 100 metre dışarıda.
We're 50 meters out. Coming through the wire.
50 metre dışarıdayız, tuzağa doğru geliyoruz.
You aren't bothered by the black boulder that just appeared 100 meters out in the fake footage?
Sahte çekimin 100 metre ilerisindeki... siyah kayadan sizde kıllandınız mı?
- She's 100 meters out.
- 100 metre mesafede.
Twenty meters out. North facing.
20 metre uzaklıkta, kuzey cephede.
Right, so we've got 48 degrees southwest from the door and nine meters out.
Yani 48 derece açıyla kapıdan güneybatı yönüne 9 metre yürüyeceğiz.
Got a bogey at 2 o'clock, maybe 50 meters out.
Saat 2 yönünde, yaklaşık 50 metre uzaklıkta bir gulyabani.
All right, 400 meters out, around the buoy and back.
Pekala, 400 metre ileri, şamandırayı dolanın ve geri.
Ten meters out.
10 metre dışındayız.
All right, we're 50 meters out.
Pekâlâ. 50 metre kaldı.
20 meters out.
20 metre kaldı.
Yes, out of the guest house, on your left, about 100 meters away, on the first floor.
Evet, pansiyondan çıkınca sol tarafınızda, yaklaşık 100 metre ötede, ilk katta.
He was fixing meters, dealing dope out of his cabs.
Taksimetrelerle oynuyor. Taksilerinde uyuşturucu pazarlıyor.
Over the years, small breaches in security barriers have appeared, just large enough for someone to get through, but it still requires digging through meters of rock to get out.
Geçen yıllar içinde, güvenlik bariyerinde, bir kişinin geçebileceği büyüklükte güvenlik bariyerinde açıklar oluştu, ama çıkabilmek için, hala bir kaç metre kayayı geçmek gerekiyor.
Scan the room out to a distance of 15 meters.
Bu odanın 15 metre dışına doğru tarama yapın.
Then you go through a wine cellar, about eight meters, and you come out into the bar.
Sonra yaklaşık sekiz metre kadar bir şarap mahzeninden geçeceksiniz ve sonra bara çıkacaksınız.
He'll bust your rank. You'll be cleaning out parking meters for a living.
kıdemlerini geri alır. kalan hayatında park metre temizlemek zorunda kalırsın.
Just a few more meters and we'll be close enough to beam out the shuttle.
Sadece bir kaç metre sonra o mekiği tamamen ışınlamak için yeterince yaklaşmış olacağız.
There's meters right out front.
Kapının önünde sayaçlar var. Doğru.
At 160 meters, we can shoot out a bunch of junk from the forward tubes.
160 metrede, ön torpido tüpünden bir miktar çöp atarız.
But in case you haven't noticed, there's about ten trillion cubic meters of vortex out there, and only twenty million C.M. of ship.
Fakat bu durumda farketmediysen, orada 10 trilyon metre küplük bir girdap var, ve gemi 10 milyon metre küp.
I shot three out of three, from 250 meters.
Üçte üç vurdum 250 metreden.
When the tide is low, eight meters of the ship is out of the water.
Akıntı azken, geminin sekiz metresi suyun dışında.
Five of them, spread out between nine and one! 50 meters.
5 kişi, saat 1 ile 9 arası yayılmışlar. 50 metre.
When the nearest exit may be hundreds of meters or more away, running out of air down here would be fatal.
En yakın çıkış yüzlerce metre veya daha da uzak mesafedeyken havanın bitmesi ölümcül olabilir.
Fan out, 20 meters spread.
Dağılın, 20 metre açılın.
The guns in camp have an effective range of 1,100 meters. That.50-cal's out there at two klicks.
kamptaki silahların etkili menzili 1100 metre orada ki 50 liğin ki ise bunun iki katı.
This thing was literally 2 meters away from me, and I look down, and right there - it's like in a glass case in a wall - this dolphin comes out of right field and T-bones this shark and pushes it directly away from me and my buddy.
Benden yaklaşık 2 metre öteydi ve tam bize doğru gelirken, denizin içinde bir anda nereden geldiğini anlayamadığım o yunus belirdi ve köpekbalığının karnına burnuyla vurarak, benim ve arkadaşımdan uzaklaşmasını sağladı.
We went on drilling until we run out of drill stem, actually, and was about 15 meters below sea level, and at no point did we hit solid mountain bedrock.
Delgi çubuğunun gittiği yere kadar delmeye devam ettik, yani yaklaşık deniz seviyesinin 15 metre kadar altına indik ve hiçbir aşamada kayaya rastlamadık.
- We got movement out there, 500 meters.
- 500 metre ötede bir hareketlilik var.
not going out the posición 7 son, we have to cover 30 meters in a move not going to risk - sé it, I will not enter posición 7, no I will do again.
30 yardamız var evlat Sadece senden bunu istiyorum - Biliyorum ama bu büyük risk
After I lock the stick, I'll bail out at about 200 meters.
Düğmeyi kilitledikten sonra, yaklaşık 200 metre uzaklaşacağım.
About 100 meters. The pump spews out all kinds of stuff from the ocean floor.
Pompa, Okyanus tabanından gelen her türlü malzemeyi kusar.
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
out of town 49
outstanding 214
out of nowhere 149
outside of work 17
out of 299
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
out of town 49
outstanding 214
out of nowhere 149
outside of work 17
out of 299
out loud 97
out of my sight 38
out of respect 50
out like a light 17
out of my house 22
out of mind 55
out of time 18
out of love 16
out of the way 896
out here 191
out of my sight 38
out of respect 50
out like a light 17
out of my house 22
out of mind 55
out of time 18
out of love 16
out of the way 896
out here 191