English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Mouthed

Mouthed translate Turkish

305 parallel translation
- Talk's cheap, ya loud-mouthed liar.
Konuşmak kolay seni şom ağızlı yalancı.
Melanie Hamilton is a pale-faced, mealy-mouthed ninny!
Melanie Hamilton! Soluk yüzlü, yapmacık sersem. Ondan nefret ediyorum.
You'd marry that fool who can only say... "yes," "no" and raise a passel of mealy-mouthed brats!
Sadece "evet", "hayır" dışında bir şey söyleyemeyen bir sürü yumurcak büyütecek olan biriyle yaşamayı tercih ediyorsun.
You're a close-mouthed man?
Sessiz biri misiniz?
I distrust a close-mouthed man.
Sessiz birine güven olmaz.
I can assure you no woman's ever been the worse for knowing me, and I'd like to know how many mealy-mouthed bluenoses can say the same.
Seni temin ederim hiçbir kadın beni tanıdığı için kötü duruma düşmedi. Ayrıca kaç tane samimiyetsiz tutucu kadının aynısını söyleyebileceğini merak ediyorum.
- Oh, you mealy-mouthed...
- Seni yapmacık ağızlı...
So she bad-mouthed me.
O da beni kocasıyla karşı karşıya bıraktı.
He's a cheap, dirty-mouthed bully!
O adi ve kötü konuşan bir budala!
You're mealy-mouthed.
Sen de onun gibisin.
One of them stories loose-mouthed people tell around.
Onu ben değil, lideriniz Bovie hakladı.
Inspector, do I have to spend the rest of my life answering for that loose-mouthed little salesman?
Hayatımın geri kalanını o küçük satıcının iddialarına yanıt vermekle geçirmek zorunda mıyım?
I don't want a foul-mouthed slut in my house talking dirty, and perverting the neighborhood!
Böyle boktan sözler eden ufak bir şıfrıntı istemem evimde! Tüm mahallenin ahlakını bozacak bu kız!
I don't want any of your mealy-mouthed holier-than-thou, do-gooder Boy Scouts with their with their hot coffee and their cold feet.
Senin o samimiyetsiz, kendini beğenmiş iyilik meleği izci arkadaşlarının hiçbirini istemiyorum. ... kahveleri de korkuları da onların olsun.
Very close-mouthed
Pek sıkı ağızlılar.
Mr Eckland is a rude, foul-mouthed, drunken, filthy beast.
Bay Eckland kaba, pis ağızlı, sarhoş, pis bir hayvandır.
Listen to me, you cheap, mealy-mouthed, third-rate war healer!
Sen dinle beni, seni ucuz, koca ağızlı, üçüncü sınıf savaş doktoru!
You loud-mouthed Sergeant Major.
Ağzı bozuk Başçavuş.
Those gorilla-mouthed fakers...
Koca ağızlı üçkağıtçılar...
The haggis is in the fire for sure, but I'll not lower my defences on the word of that mealy-mouthed gentleman down below.
- Cadı kazana girdi, orası kesin. O dalkavuk istedi diye siperleri indirecek değilim.
Now, you listen to me, you dirty-mouthed buggers!
Bana bakın seni alçak herifler!
You're a mealy-mouthed, shufflebutt slave and you've picked a master.
Sen boşboğaz, ödlek kölenin tekisin ve kendine bir efendi buldun.
"You're a mealy-mouthed, shufflebutt slave."
"Sen boşboğaz, ödlek kölenin tekisin."
You, Bowen, you mealy-mouthed little pimp.
Sen, Bowen, seni kirli ağızlı küçük pislik.
Don't you talk to me like that, you foul-mouthed degenerate.
Sakın benimle böyle konuşma, seni soyu bozuk küfürbaz.
Don't be so mealy-mouthed!
Cahillik etme!
You know, I bad-mouthed you terribly to Bruno.
Senin hakkında Bruno'ya çok kötü sözler sarf ettim.
Priests are pretty tight-mouthed then?
Rahiplerin ağzı sıkı oluyor ha?
That's surprising, he's very cIose-mouthed.
Çok ilginç, aslında ağzı sıkıdır.
There were always a few of them, open-mouthed, about the pool.
Havuz başında devamlı ağzı bir karış açık çocuklar vardı.
Stand still, you mealy-mouthed, psalm-singing son of a...
Kaçma, seni samimiyetsiz, dini kullanan, onun bunun...
HOW IS MY SISTER MARRIED TO SUCH A SILLY ASS, FOUL-MOUTHED DICK?
Benim kardeşim nasıl oldu da, bu kadar ağzı bozuk bir aptalla evlendi?
Jiang, you foul-mouthed villain, you dare frame me where's your proof?
Ne cüretle bize iftira atarsın? Kanıtın nerede?
And you be as closed-mouthed as you can around that prosecuting attorney.
O savcıya da pek bir şey söylememelisin.
A brave attempt but he simply mouthed words taught by you.
Cesur bir girişimdi, ama adam sadece sizin öğrettiklerinizi tekrarladı.
But that mealy-mouthed Timmerding and your great friend from the savings bank...
Fakat şu yapmacıktan tatlı dilli Timmerding ve senin şu tasarruf bankasındaki harika arkadaşının...
They're so loose-mouthed about it, I figure it's nothing to it.
Bu konuda çeneleri çok düşük, ama bence böyle bir şey yok.
If, on the other hand, my loud-mouthed brothers were to start trouble, that's their business.
Buna karşılık, benim ağzı bozuk kardeşlerim olay çıkarmaya başlayacak olursa, o onların sorunu olur.
We're more likely to believe an important local businessman than a foul-mouthed jerk.
Ağzı bozuk bir serseri yerine önemli bir yerel işadamına inanmayı tercih ederiz.
Foul-mouthed?
Ağzı bozuk mu?
God did not put me on this earth to be awakened by filthy suggestions... From a foul-mouthed hooligan like you.
Tanrı beni yeryüzüne senin gibi kötü dilli holiganın çirkin teklifleriyle uyandırılmak için getirmedi.
Beverly, listen, I never bad-mouthed others... in the scientific fraternity, but you bring in an alien in a bag to most guys... and Whamo!
Beverly, dinle, bugüne kadar bilim cemiyetinde hiç ağzımı bozmadım ama sen bir uzaylıyı çantaya tepmişsin. İnsanlar konuşmaya başladı.
I'm gonna shove it down your throat until it comes out of your fuckin'asshole, you big-mouthed bastard. What's this?
Senin ağzından sokup götünden çıkarıcam, seni ispiyoncu pislik.
Lenny, my loud-mouthed nephew, he gets his energy from the sun.
Lenny, benim koca ağızlı yeğenim, o enerjisini güneşten alıyor.
Foul-mouthed like Emilio!
Emilio gibi küfürbazdır.
I think you're a sick, foul-mouthed, disgusting man, and you make people really nauseous 365 days a year.
Bence hasta ruhlu, terbiyesiz, iğrenç bir adamsınız! İnsanları yılın 365 günü rezil ediyorsunuz!
But you've created a symbol of foul-mouthed authority instead.
Ama, ağzı bozuk bir otorite yarattınız.
The petty, conventional one... ever-changing and loud-mouthed.
Biri küçük, yapmacık, durmadan değişen ve sesi gür çıkan.
Good-looking guy, kind of close-mouthed.
İyi görünümlü biri, agzı sıkı biri.
I know you bad-mouthed me to the execs at NBC.
Beni, NBC'deki yöneticilere kötülediğini biliyorum.
Foul-mouthed villain!
Kötü, pis adam!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]