Mouthing translate Turkish
370 parallel translation
What's the matter with you, bad-mouthing your son to me?
Ne diye oğlunu bana çekiştiriyorsun?
He was bad-mouthing you.
Senin hakkında kötü şeyler söyledi.
Bad-mouthing your family again?
Yine aileni mi kötülüyorsun?
He's gonna start mouthing in a minute.
Biraz sonra yapmaya başlayacak.
Are you bad-mouthing me?
Hiçbir şey. Ona beni mi kötülüyordun?
Well. look who's mealy-mouthing me about being nice.
Bak şu yalancı tatlı dillinin iyi olmakla ilgili konuştuklarına.
I hear you've been bad-mouthing us, and in front of Basini too.
Bizim hakkımızda kötü şeyler söylediğini duydum hem de Basini'nin önünde.
I have not as yet referred to His Reverence who forced his way into the situation insulted my intelligence by mouthing 300 platitudes and ended it by coming to my room and challenging me to a wrestling match.
Henüz peder hazretlerinden bahsedemedim. O da kendini meselenin içine soktu. 300 klişe lafla zekama hakaret ettikten sonra nihayet odama gelip beni güreşe davet etti.
- I respect that It irritates me, but I respect it - [Mouthing Words]
Buna saygı duyuyorum. beni kızdırıyor, fakat saygı duyuyorum. Bir içkiye ne dersiniz?
She's bad mouthing me for stealing her precious son.
Kıymetli oğlunu elinden aldığım için beni kötülüyor.
HENRY : President U.S. Grant's ( MOUTHING ) Mother.
Başkan Grant'in annesi.
- What's he mouthing'off about?
- Yine ne hakkında konuşuyor bu?
Mouthing the words with his lips.
Okurken de dudaklarını oynatıyordu.
Listening to Mick Jagger music and bad-mouthing your country, I'll bet.
Bahse girerim, Mick Jagger müziği dinleyip ülkenizi kötülüyordunuz.
Listening to punk rock music and bad-mouthing your country, I'll bet!
Punk rock müziği dinliyor ve ülkenizi kötülüyordunuz, bahse girerim!
Stop bad - mouthing other people.
insanlar aleyhinde kötü konuşma.
Watch that smart-mouthing, lady.
Şu ukalanın dediklerine bak.
Wasn't my fault you couldn't stop mouthing your hole card.
Tüm kartlarını ortaya koyarken seni durduramamak benim suçum değil ki.
( MOUTHING ) No, no, no.
Hayır, hayır.
[MOUTHING] Well, I guess that gives me something to think about while I'm on that beach in Hawaii.
Şey, sanırım, Havai plajlarında güneşlenirken bu önemli konu üzerinde de mutlaka düşüneceğim.
Oh, of course not. [MOUTHING WORDS]
Oh, tabii ki hayır.
It's all right for you, mouthing'off all mighty.
Senin tuzun kuru tabi!
She said she was mouthing the words "McCarthy is a weasel."
"McCarthy aşağılığın teki" diyormuş.
I won't stand here and listen To you bad-mouthing Lisa!
Burada durup senin Lisa`yı kötülemeni dinlemeyeceğim!
Everything he's mouthing is in the book.
Ağzından çıkan her şey kitapta var.
( MOUTHING ) The ice has melted!
Buz erişmiş!
We dress up in women's clothes and parade around mouthing the words to other people's songs.
Kadın kıl ığ ına girip etrafta dolaşıyoruz. Ve başka... ...kişilerin şarkılarına playback yapıyoruz.
You can't go mouthing off this way.
Etrafta dolaşıp ağzına gelen her şeyi söylemezsin.
- Mouthing off? - Yeah.
- Ağzıma gelen her şeyi mi?
But it's as if she's just mouthing the playwright's philosophy.
Ama sanki o oyun yazarının felsefesini dillendiriyor gibi.
I'm not bad-mouthing it.
Kötü konuşmuyorum.
Who the fuck do you think you are coming in here mouthing off at my mates?
Buraya girerek dostlarıma dil uzatmakla kendini ne bok sanıyorsun be?
Then this farmer starts mouthing off - grabbing me by the collar and getting me mad, damn it.
Sonra, çiftçi başladı bana sövmeye - yakamdan yakaladı ve beni delirtti, kahrolası.
After everything I did for her she's mouthing off like that, telling lies like...
Onun için yaptıklarımdan sonra böyle pis iftiralar atıyor, yalan söylüyor...
According to the TV man, this guy started mouthing off.
Bu adam hakaret yağdırmaya başlamış.
Always mouthing double meaning dialogues like Dada Kondke!
Hep iki anlamı olur tıpkı Dada Kondke gibi konuşur.
I thought he was just mouthing off.
Sadece saçmaladığını düşündüm.
I talked to Schiller. You ain't makin any friends mouthing'off.
Schiller ile konuştum, ona hiç arkadaş canlısı davranmadığını söyledi.
You're mouthing with Calvin.
Calvin ile konuşuyorsun.
Are you saying Paris'insulting behavior, the gambling, being late for duty, mouthing off at me, was all a ruse?
Paris'in, kumar oynamasının, vardiyalarına geç kalmasının ve bana diklenmesinin bir hile olduğunu mu söylüyorsunuz?
[Mouthing Words]
( seni seviyorum )
Then my son started mouthing off to everybody here, making fun of people, making threats.
Sonra oğlum buradaki herkesle ağız dalaşına girdi, insanlarla dalga geçti, onları tehdit etti.
Deceitful bitch has been bad-mouthing Eddie.
Orospu zaten canıma yetiyordu, bir de sana taktı
Are you bad-mouthing Darlene to get off the hook?
Darlene ile olan önemli değilmiş gibi, kancadan kurtaracaksın kendini değil mi?
All this bad mouthing, putting the man down, maybe he did touch some children now and then. Michael Jackson.
Michael Jackson!
You could at least have the decency to tell me who's bad-mouthing me.
Beni kötüleyen kişinin kim olduğunu söyleme nezaketini gösterebilirdin.
You're bad-mouthing me to Annette Hargrove.
Annette Hargrove'a beni kötülüyorsun.
I was bad-mouthing you
Arkandan kötü kötü konuşuyordum.
( mouthing laughter )
Kıkırdayıp dururlar.
( MOUTHING ) No.
Ne dinlemek istiyorsunuz?
Sorry, just mouthing off.
- Affedersin, ağzıma geleni söylüyorum.