English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Multitasking

Multitasking translate Turkish

103 parallel translation
Titanium armour, a multitasking heads-up display, and six beverage cup holders.
Titanyum zırh, çok-amaçlı göz-hizası görüntüleme, ve 6 içecek bardağı taşıyıcısı.
No more multitasking, no more fax modems, e-mail, voicemail, videoconferencing, teleconferencing, pointing, clicking and all that other stuff I never did anyway.
Artık çoklu görev yürütümü, yada faks modemler yok, elektronik posta, ses postası video konferans, telekonferans, göstermek, tıklamak ve benim zaten yapmadığım diğer hiçbirşey yok artık.
You're gonna have to control some of the multitasking
Bu çoklu işlevlerin bir kısmını sen kontrol etmek zorunda kalacaksın
Oprah calls it "multitasking."
Oprah buna "çok görevlilik" diyor.
- What we're offering you is a turnkey, state-of-the-art, multitasking operation.
- Size teklif ettiğimiz anahtar teslim, son teknoloji ürünü, çok amaçlı bir işletme.
Or a turnkey, state-of-the-art, multitasking operation.
Ya da anahtar teslim, son teknoloji ürünü, çok amaçlı bir işletme.
My current thinking is that relationships make terrible platforms for multitasking.
Gördüm ki iş yerlerinde ilişki sürdürmek iş için kötü bir ortam yaratıyor.
A little multitasking on your part would be helpful.
Birden fazla görev üstlensen iyi olur.
This is key when multitasking, especially if you're in space.
Bir çok şey yapmanın anahtarı bu. Özellikle uzaydaysan.
would 69 be considered multitasking?
Olur 69 multitasking düşünülebilir?
I'm trying to get out in the field, and you're multitasking me in the lab.
Dışarıda göreve çıkmaya çalışıyorum,.. ... sense bana laboratuarda daha çok iş veriyorsun.
Well, lucky for you, I am the queen of multitasking.
Şansına, ben çoklu işlerin kraliçesiyim.
Then watch me multitasking.
O halde beni birden fazla iş yaparken izleyin.
I know you see me resecting this bowel. Do I strike you as someone who enjoys multitasking?
Bağırsak ameliyatı yaparken sohbet etmeye meraklı biri gibi mi görünüyorum?
That's multitasking.
İşte bu, bir taş iki kuş.
Multitasking.
Çifte görevlendirme.
Multitasking is my forte.
Aynı anda pek çok iş yapabilmek benim uzmanlık alanımdır.
I'm multitasking as fast as I can.
Elimden geldiği kadar hızlı araştırıyorum.
You know, when we need some help with that, we'll give you a call. But we're pretty good at multitasking.
Bununla ilgili yardıma ihtiyacımız olursa, seni ararız.
- Multitasking?
- Aynı anda birden fazla iş mi?
Moms are good at multitasking.
Anneler çoklu işlerde iyidir.
It's called multitasking.
Buna çoklu görev denir.
Okay, multitasking, boss.
Tamam, aynı anda bir sürü iş.
Well, I thought you were good at multitasking.
Senin çok işlevli olduğunu sanıyordum
It's called multitasking.
Buna çok yönlülük deniyor.
I - you just look so beautiful multitasking.
Aynı anda birkaç iş yaparken çok güzel görünüyorsun.
Is there any possibility that while we've been talking, you've been multitasking?
Biz konuşurken sen bir yandan başka aramalar da yapıyor muydun?
I'm multitasking.
Sence bunu düşünemiyor muyum? Aynı anda iki iş birden yapmayı deniyorum.
Talk about multitasking.
Çoklu görevden bahsediyorsun.
Oh, please.I'm just good at multitasking.
Oh, lütfen.Birden çok şeyi yapmada iyiyimdir.
I thought you had Glee practice, my little multitasking star.
Glee provasında olduğunu sanıyordum benim birden çok işi yapan yıldızım.
Fuck that. I'll be multitasking.
Bir yandan da çalışacağım.
Look, I can't come to the G.D. gym Just because you guys are multitasking maniacs.
GD jimnastik salonuna gidemiyorum çünkü sizler çoklu görev manyaklarısınız.
And, Brooke, I am excellent at multitasking and I'd be happy to keep my administrative responsibilities.
Bu arada, Brooke, aynı anda bir kaç işi yürütme konusunda harikayım, o yüzden, yönetimsel sorumluluklarım kalırsa çok sevinirim.
Here's hoping you're good at multitasking.
Umarım birden fazla işi aynı anda yapmakta iyisindir. Cinsel hastalıklar için düzenli test yaptırırım.
I go, bullshit, he's multitasking.
hadi canım, saçmalık sadece birden fazla şey yapabiliyor.
We call it multitasking, or'coming and going.' We also run urine through there. Kind of a fun concept.
buna da "çoklu görev" deriz, yada'geliyor ve gidiyor.'eğlenceli bir konsept.
Being multitasking, it was part of his brain system.
Onun beyin sisteminin bir parçası oldu , multitasking olmak.
I'm multitasking.
Birden fazla iş yapabiliyorum.
I'm just talking about a little multitasking.
Sadece birden fazla işten söz ediyorum.
Can't I be multitasking?
Birden fazla niyetim olamaz mı?
Fear not. I may be new to social networking, but the Mallards invented multitasking.
Korkma, sosyal ağda yeni olabilirim ama aynı anda birkaç iş yapmak Mallard'ların özelliğidir.
Sadiq's been multitasking.
Sadiq bir sürü işle uğraşıyormuş.
Ever hear of multitasking?
Hiç aynı anda birden fazla iş diye bir şey duydun mu?
And I know how terrible you are with multitasking.
Ve iki işi aynı anda yapamadığını biliyorum.
So from now on, you are a multitasking executive aide, assisting the entire office.
Bundan sonra, sen de bütün ofisten sorumlu asistan olacaksın.
Whenever I do manage to get them on the phone, it's always monosyllables and, you know, multitasking.
Telefonda ulaşmayı başardığımda tek kelimelik yanıtlarla konuşup aynı anda başka şeylerle ilgileniyorlar.
Your infamous multitasking?
Düşünce yöntemin bu mudur?
It's called multitasking.
Buna çoklu iş denir.
It's called multitasking.
Buna birçok işi yapmak deniyor.
You ever heard of multitasking?
Hepsi kontrol altında.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]