My character translate Turkish
1,019 parallel translation
My friends, they can vouch for my character.
Arkadaşlarım bana kefil olabilir.
My character's an open book.
Açık bir kitap gibiyimdir.
This double honor was accorded me because of my character charm, good looks and because the medical department contributed four gallons of grain alcohol to the contest.
Bu çifte onur bana, çekiciliğim, yakışıklılığım... ve revinin yarışmaya verdiği... dört galon saf alkol sebebiyle verildi.
It's my character. "
Bu benim benliğimde var. "
It's hardly the time for critical analysis of my character.
Karakterimi eleştirmenin ne yeri, ne de zamanı.
You know that humor is perhaps the least developed aspect of my character.
Espri yapmak, belki de kişiliğimin en az gelişmiş yönüdür.
My character can only leave alone.
Ben yalnız başıma deneyeceğim.
But I am so anxious to know, to understand my character.
Hangi karakteri oynayacağımı bilmek isterim, onun anlamam gerek.
I need to coexist with my character for a while before shooting...
Çekimlere geçmeden önce onu içimde yaşamak isterim...
My character was a woman marked by the injuries of time, yet still desirable...
Oynadığım kadın yılların çizgilerini taşısa da.. hala çekici bir kadındı.
I thought you could read my character.
Karakterimi anladın sanıyordum.
Sir, it is no slight matter for a man of my character to be buffeted by a boy just for trying to bring a wanton harlot to justice!
Özür dilerim efendim ama aşüftenin tekini adalete teslim etmeye çalışırken bir çocuk tarafından hırpalanmak benim için haysiyetsizlik değildir!
I'm a stranger in town. Don't you need my character reference?
Eğer bir referans istiyorsanız, burada kimseyi tanımıyorum.
If my character displeases you, I shall try not to let it show.
- Eyer karakterim sizi rahatsız ediyorsa, onu size göstermemeyi deneyeceğim.
I can afford a blemish on my character but not on my clothes. - Mmm.
Karakterime leke sürülmesine katlanabilirim ama elbiseme bulaşmasına asla.
Putting myself in my character's place,
Kendimi hikayedeki karakterin yerine koyuyorum.
Let's say she disturbs my character, and me too, to a small extent.
Hem karakterimi, hem de beni az da olsa tahrik etti.
But you'd make good use of a little bit of my character.
Karakterimi biraz biliyorsun...
Have you called me here to your house to judge my character?
Beni evine, karakterimi yargılamak için mi çağırdın?
My character falls in love with his daughter-in-law, and she with him.
Benim oynadığım kişilik, üvey kızına aşık olur.
Maybe my character will improve.
Belki karakterim gelişir.
I don't want to do anything that affects my health or my character.
Ne karakterimi ne de sağlığımı etkileyecek bir şey yapmak istemiyorum.
You trying to improve my character?
Karakterimi mi geliştireceksin?
Character? Why, doggone it, that's me without my whiskers.
bıyıklarım olmadan benim.
Well, as character references, you may call the head of the Curtis Institute in Philadelphia and the president of Princeton, that's my university.
Kişiliğime dair referanslar için Philadelphia'daki Curtis Enstitüsü'nün başkanını ve Princeton Üniversitesi'ni arayabilirsiniz.
Not at all. My play is a character study of a great actress, Sarah Bernhardt.
Oyunum büyük aktris Sarah Bernhardt'ın karakter tahlili üzerine.
My impersonation of a man of sterling character was such a resounding success that Mrs D'Ascoyne invited me to spend the following Saturday-to-Monday with them.
'Dürüst ve içten adam'rolüm öyle başarılı olmuştu ki bayan D'Ascoyne, bir sonraki haftasonu beni evlerine davet etti.
Whilst that face of yours, that blank, inglorious concavity which my right hand finds on top of you, is as devoid of pride, of poetry, of soul, of picturesqueness, of contour, of character, of nose, in short,
Tokadımın patlayacağı o anlamsız, ünsüz suratınız yoksundur gururdan, şiirsellikten, maneviyattan, güzellikten, şekilden, kişilikten ve nihayet bir burundan.
I know, you wish to look for my own list of nature for moons and happiness and character of it's surface, if any.
Biliyorum, bu ay dedikleri yuvarlak nasıldır, üstünde kim var ağzımdan almak istiyorsunuz.
I might respect you, Ernest... I might admire your character... but I fear that I would never be able to give you... my undivided attention.
Sana saygı duyabilirdim Ernest, kişiliğine hayran olabilirdim, ama korkarım bütün ilgimi asla sana yöneltemezdim.
- Jervis, you are the most contemptible... deceitful, dishonorable character it has ever been my misfortune to know.
Senin kadar alçak, hilekar biriyle tanışmak benim en büyük şanssızlığım.
I would hear the starch in my petticoat begin to rustle... and I'd know I was out of character.
Ama korkarım ki sana uyarsam jüponumun kolasının hışırtısını duyacağım ve olduğumdan farklı davranacağım.
My brother. What a character.
Kardeşim ne tuhaf bir tip.
- Fantastic delusions and babblings of an unspeakable nature mostly taking the form of hideous attacks on the moral character of my son, Sebastian.
- Tarifi mümkün olmayan bir hilkatin çoğunlukla oğlum Sebastian'ın nezih kişiliğine karşı çirkin saldırılarla şekillenen fantastik hezeyanları ve manasız sözleri.
Hardly out of character, Captain. Undersea work was part of my job.
- Sualtı benim görevimin bir parçasıdır.
I am here to answer charges against my good name and character.
Bu sözleşmeden istediğim zaman kurtulurum. - Yeteneğin var mı? - Ne için?
We travel together and we pay our way as we go..... by my grandfather's recitations..... and by the sale of quick character sketches in charcoal and pastel.
Birlikte seyahat ederiz ve kendi usulümüzce büyükbabamın ezberden okumaları ile karakalem ve pastel karakter taslaklarımı satarak öderiz.
My God, you are a dull character.
Gerçekten sıkıcı bir karaktersin.
My principle, purity of character!
Prensibim ise dürüst kişiliktir!
The results of my private investigation... of that sterling character, Mr. Shelby Carpenter.
O değerli şahsiyet Bay Shelby Carpenter hakkında yaptığım özel araştırmamın sonuçları.
I've spent very little time in observing my own character, Mr. McPherson.
Kendi karakterimi incelemekle fazla vakit harcamadım Bay McPherson.
Are you going to be my character witness?
Karakter tanığım mı olacaksın?
- Your fuzziness... my group is baby's character witness.
Saygıdeğer Aynasız, bizimkiler bu güzelin şahididir.
Am I out of my head, involving myself... with a character who plays tennis?
Tenis oynayan bir... karaktere yakınlaşıyorum, çıldırdım mı ben?
A character witness, my lord.
Karakter tanığı, lordum.
Two days ago I drove him out of my room, and he wrote to my mother about Sofia Semyonovna's character, aiming at dividing me from my family.
İki gün önce kendisini odamdan kovdum ve o da anneme bir mektup yazarak Sofya Semyonovna'nın karakteriyle ilgili ifadelerle, beni ailemden uzaklaştırmaya çalıştı.
The first is this... I admire your mother. She's my friend, she has great character.
İlki şu : Annene hayranım o benim arkadaşım, ve müthiş bir karaktere sahip.
Oh, my God, what a character!
Aman Yarabbi! Ne tipleme ama!
My son's character's spotless.
Oğlumun karakteri tertemizdir.
An important assignment that is fit for my studious character, for a man of literature.
Benim gibi bilgili ve edebi bir kişi için çok uygun.
- Get it off my shoulder - I know I'll never be like a character in a story.
Hiçbir zaman hikayelerdeki gibi bir karakter olmayacağımı biliyorum.
character 76
characters 23
my childhood 17
my children 298
my child 708
my choice 43
my chest 45
my chair 17
my chest hurts 24
characters 23
my childhood 17
my children 298
my child 708
my choice 43
my chest 45
my chair 17
my chest hurts 24