English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My child

My child translate Turkish

7,388 parallel translation
Somehow the robots looked at Diane's computer and learned something about my child and then brought him a box of presents, so I destroyed the robot.
Robotlar Diane'in bilgisayarına girip bir şekilde varlığını öğrenmişler. Sonra da ona bir kutu dolusu hediye göndermişler. Ben de robotu yok ettim.
Like if someone's droning on about their stupid life, I just pretend something really horrible will happen to my child if I don't listen.
Birileri aptal hayatları hakkında falan homurdandığında eğer dinlemezsem çocuğuma bir şey olacakmış gibi davranıyorum.
Yeah, I'm just out for a walk with my child, who's dressed exactly like me, to show you how dumb it looks.
Evet, ne kadar aptalca durduğunuzu gör diye çocuğumu aynen kendim gibi giydirip dışarı çıkardım.
- Klaus. - I'm off to save the mother of my child, and to do so, I must face those with a distinct advantage.
- Çocuğumun annesini korumalıyım, ve bunu yapmak için ufacık bir şansım var.
And what kind of father would I be if I didn't fight for the mother of my child?
Çocuğumun annesi için savaşmazsam ben nasıl bir baba olurum?
She's carrying my child.
- Benim çocuğumu taşıyor.
Soon, my child.
Çok yakında, çocuğum.
Now, my child.
Şimdi, evladım.
- You're my child.
- Sen evladımsın.
- Yes, my child.
- Merhaba kızım.
My child.
Çocuğum.
My child can't speak.
Çocuğum konuşamıyor.
I took my child..... and got on a boat.
- Peki... Çocuğumu alıp gemiye bindim.
But whatever I have to do, however I have to do it, there is nothing I won't do for my child.
Ama ne yapmam gerekiyorsa, nasıl yapmam gerekiyorsa, çocuğum için yapmayacağım şey yoktur.
He doesn't hate you, my child.
Senden nefret etmiyor evladım.
And what better way... Than to take my child?
Bunun, çocuğumu benden almaktan daha iyi bir yolu olabilir mi?
That fucker tortured my child.
- O sikik, çocuğuma işkence yaptı.
I didn't know that she was carrying my child.
Benim çocuğumu taşıdığını bilmiyordum.
That is the father of my child, okay?
O benim çocuğumun babası, tamam mı?
I-I want the same as everybody else... What's best for my child.
Diğer herkes gibi aynısını istiyorum Çocuğum için en iyisi neyse.
Find my child.
Çocuğumu bulun.
Will you excuse us, my child?
- Müsaade eder misin evladım?
She saved my child.
- O benim oğlumu kurtardı.
My child.
Evladım.
But I know my child was a good child, and I'm not about to sit around and fight with you all while the animal who shot him walks.
Ama ben çocuğumun iyi bir çocuk olduğunu biliyorum, onu vuran hayvan dışarda dolaşırken burada oturup sizlerle mücadele etmeyeceğim.
I will admit I can't prove that Michael Bolton is the father of my child.
Michael Bolton'ın çocuğumun babası olduğunu kanıtlayamayacağımı kabul ediyorum.
Whenever I see you without your baby, I feel like it's my duty to remind you that you have a child in case you've left it someplace.
Seni ne zaman bebeksiz görsem çocuğunu bir yerde bırakmış olmayasın diye hatırlatma ihtiyacı hissediyorum.
Our mother filled my head with the terror of what would happen to all of us if that child had lived, and I've been searching for her, but she's been impossible to find.
Annemiz eğer o çocuk yaşarsa doğacak kıyametten bahsedip durdu onu uzun zamandır arıyorum ama bulmak imkansız.
What kind of tea would you like me to stop creaming the mother of my unborn child's feet for and make for you, Hannah?
Doğmamış çocuğumun annesinin ayaklarını kremlemeyi bırakıp sana nasıl bir çay yapmamı istersin Hannah?
I know that... nothing can ever undo what my son did, but... this child is part of my family.
Oğlumun yaptıklarını hiçbir şeyi geri alamaz, biliyorum ama bu çocuk, ailemin bir parçası.
My man and I had an ailing child, born healthy, but it turned puny and weak.
Kocamın ve benim hasta bir çocuğumuz vardı. Sağlıklı doğmuştu ancak zayıfladı ve güçsüzleşti.
You... you have my deepest sympathy on the loss of your beloved child.
Sevgili çocuğunun kaybı için acını en derinden paylaşıyorum.
I would give my first born child to caress that ass.
Şu götü okşamak için ilk doğacak çocuğumu verirdim.
Twelve months of breast feeding a child has completely decimated my breasts.
Bunlarla 12 ay boyunca çocuk besledim. İyi görünmelerine imkan yok.
I hope with all my heart it will be a healthy child.
Tüm kalbimle inanıyorum ki sağlıklı bir çocuk olacak.
Leonard, I always made you earn my affection, but today I realize that there's more than one way to raise a child.
Leonard, hep sevgimi kazanmanı sağladım fakat bugün fark ettim de çocuk yetiştirmek için birden fazla yöntem varmış.
My son has always had a sound head for names, even when he was a child.
Oğlum küçüklüğünden beri isimler konusunda daima iyi olmuştur.
My one true child.
Benim tek ve gerçek çocuğum.
My associate, town role model, Having an out-of-wedlock child.
İş arkadaşımın, kasabanın rol modelinin gayrimeşru çocuğu olacak.
I'm here because you have a quarrel with me, not my mother... and not a child.
Buradayım çünkü kavgan benimle. Annemle veya o çocukla değil.
My wife, God rest her beautiful soul, raised the one child capable of seeing the only way out of this disaster.
Karım... Tanrı ruhunu bağışlasın. Bu felaketten çıkış yolunu bulabilen bir çocuk yetiştirdi.
Don't insult my intelligence, this was child's play.
Zekama hakaret etme, bu çocuk oyuncağıydı.
But when the Queen sees my devotion to her child, it can only increase her passion, for me.
Kraliçe çocuğuna olan bağlılığımı gördü mü bana olan tutkusu artacaktır.
Do it for-for Wade. For the Rammer Jammer. For my unborn child.
Bunu Wade için, Rammer Jammer için, doğmamış çocuğumuz için yap.
When the outbreak hit, obviously my first thought was for my wife and child.
Açıkçası, salgın ilk baş gösterdiğinde ilk düşüncem karım ve çocuğum olmuştu.
~ My wife and child...
- Karım ve çocuğum...
Since I was a child, I have always felt a closeness to Ganesha, that he sees through my eyes and I see through his.
Çocukluğumdan beri kendimi Ganesha'ya yakın hissettim, o benim gözlerimin içini görür, bende onun.
- You're the idiot brother of the man-child who stole my clock!
Sen, saatimi çalan o kıt beyinli herifin dangalak kardeşisin.
So, you want my team to escort the surrogate to Qresh, so the heir can inherit the child's lands and title?
Yani ben ve takımımın, taşıyıcı için Qresh'e kadar eşlik edeceğiz. Böylece çocuk topraklarını ve mirasını devralacak.
She's been treating me like a small child my entire life.
Hayatım boyunca bana küçük bir çocukmuşum gibi davrandı.
I only heard about her when my lawyers informed me that she had been going around saying I had bought her an island where we had a years-long torrid affair, and that I was the father of her child.
Onun adını yalnızca, avukatlarım bana etrafta dolaşıp ona bir ada aldığımı söylediğini ki bu yerde bir yıl boyunca ihtiras dolu şeyler yaptığımızı ve çocuğunun babası olduğumu söylediğini söylediğinde duydum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]