Nav translate Turkish
9,084 parallel translation
They will train you.. And prepare you for the final test.
Sizi onlar eğitecek ve final sınavına hazırlayacaklar.
Fails the exam, no one will go to the front.
... sınavı geçemezse hiçbiriniz cepheye gidemezsiniz.
After testing the combat readiness of the battalion.. I declare that you have successfully passed the test.
Taburun savaşma kabiliyetini değerlendirdikten sonra sınavı başarıyla geçtiklerini ilan ediyorum.
I should do some push-ups.
Biraz şınav çekmeliyim.
Carly got a B + on her algebra midterm.
Carly cebir sınavından B + almış.
It was a hard one, too.
Zordu bir de sınav.
He says there is a final task you must complete before you're free of Maggie.
Maggie'den tamamen kurtulmadan önce vermen gereken son bir sınav daha olduğunu söylüyor.
Well, since you had to look, I want you to step up here, I want you to do five push-ups, four jumping jacks, then eight push-ups, then six jumping jacks so you will remember the name of the man standing to your right and you won't have to look next time.
Kopya çektiğin için,... öne çıkıp 5 şınav çekmeni,... 4 kere koordinasyon hareketi yapmanı, sonra 8 şınav daha çekmeni,... sonra 6 kere daha koordinasyon hareketi yapmanı istiyorum.
- That's a real man's push-up.
- Şınav böyle çekilir.
You know what? Just the same, 8612, why don't you come on out here in the hallway and give me 20 push-ups?
Bak ne diyeceğim, yine düzgün olmadı, 8612,... neden avluya çıkıp benim için 20 şınav çekmiyorsun?
30 jumping jacks, 30 sit-ups, 30 push-ups.
30 koordinasyon hareketi, 30 mekik,... 30 şınav.
Jumping jacks, sit-ups, push-ups.
Koordinasyon hareketi, mekik, şınav.
I did 40 push-ups.
40 şınav çektim.
You telling me you can't handle, what, some push-ups, some jumping jacks, guys calling you names?
Bana,... biraz şınav çekmeye,... bir miktar koordinasyon hareketine,... size numaralarınızla seslenmelerine katlanamayacağını mı söylüyorsun?
Now, uh... 2093, just for swearing, why don't you get on the floor and give me ten push-ups?
Şimdi,... 2093, ettiğin küfür için,... neden yere yatıp 10 tane şınav çekmiyorsun?
Can't even do one push-up.
Şınav bile çekemiyorsun.
This test is a waste of my time.
Bu sınav, benim için zaman israfı.
I thought you were supposed to be taking your real-estate exam.
Senin emlakçılık sınavına girmen gerektiğini sanıyordum.
You passed your test!
Sınavını geçmişsin!
I passed the test.
Sınavı geçtim.
Grading exams.
Sınav kağıtlarını okuyorsunuz.
Did, um... did Sammy sign up for the SAT It's coming up soon, right?
Sammy üniversite sınavına kaydını yaptırdı mı? - Yakında olacaktı değil mi?
I failed the test.
Sınavı geçemedim.
You passed the test.
- Sınavı geçtin.
- Test?
- Sınav mı?
In the'90s, Mr. T visited kids with low test scores as part of his "I Pity the School" program.
Doksanlarda "Acırım Okula" programının bir parçası olarak Mr. T sınav notları çok düşük olan çocukları ziyarete gidiyordu da.
Every day after sparring in that, they'd make you do 100 laps and 50 pull-ups.
Söylendiğimiz her gün, 100 tur koşturup 50 kere şınav çektirirlerdi.
So I guess it's time for me to drop down and give Louis 20.
O zaman sanırsam eğilip Louis için 20 şınav çekmem gerekecek.
But first, time for a quiz.
Ama önce sınav zamanı.
You can't just pop a quiz on us.
Bize sınav yapamazsın.
A breast exam pamphlet?
- Göğüs sınav kitapçığı mı?
Carol, I don't want to masturbate - to a breast exam pamphlet!
- Carol, bir göğüs sınav kitapçığına mastürbasyon yapmak istemiyorum!
- Exam today?
- Sınavın yarın mı?
I know today we were gonna be talking about how nature maps amino acids into proteins but we're gonna have a pop quiz on chapter 8 which was the reproductive system of the bonobo monkey.
Bugün aslında doğanın aminoasitleri proteinlere dönüştürmesini konuşacaktık ama 8. bölümle ilgili sürpriz bir sınav yapacağız. Yani bonomo maymunlarının üreme sistemleri hakkında.
You mean the whole "writing your surgical boards" / "about to give birth" combo?
"Kurul sınavına çalışıyorum" ve "bebek doğurmak üzereyim" yoğunluğu mu?
Not with a NAV unit, it's not.
- NAV birimini kullanırsak o kadar sürmez.
This is a test. It's not a punishment.
Bu bir sınav, ceza değil.
Mm, very high percentile on her English IC exam.
İngilizce sınavında çok iyi bir derece almış.
Those are just mid-term grades.
Bunlar sadece ara sınav notu.
Yes, but, Bridget, we distribute these mid-term marks to ring an alarm before the student destroys her chances at the Harvards and Yales.
Evet Bridget ama bu ara sınav notlarını Harvard ve Yale gibi üniversiteleri kazanma şansını kaybetmemek için bir uyarı olarak görmen gerek.
May I be confident that, in the trials of my life, that You, oh, God, will be my constant companion.
Tanrım, bu dünya sınavında benim daimi yoldaşım olduğuna dair inancımı güçlü kıl.
I'd feel totally prepared if this was just multiple choice, but I know there's gonna be an essay section.
Sınav test olsa rahattım da kompozisyon kısmı da olacak, eminim.
I think she's nervous about a math test she has coming up.
Gireceği matematik sınavı için endişeli galiba.
Every favor is a test.
Her iyilik sınav.
He wants one for some reason, and Gabriel didn't pass the test.
Bir sebepten birilerini istiyor ve Gabriel sınavı geçemedi.
His only hope is his history final tomorrow.
Tek umudu yarınki tarih sınavı.
Don't worry, I'll make sure Chris passes history.
- Rahat ol. Chris'i tarih sınavından geçirttiririm.
All right, Chris, you got a lot riding on this history exam tomorrow.
Pekâlâ Chris. Yarın tarih sınavında zorlu dakikalar geçireceksin.
There's no way I'm gonna pass Mr. Harpington's history test.
Bay Harpington'ın tarih sınavından geçmemin imkânı yok.
If he doesn't pass this test, he's gonna have to...
Eğer bu sınavı geçemezse, dokuzuncu...
Five push-ups.
Böylece sağındaki herifin numarasını unutmaz,... bir dahaki sefere kopya çekmek zorunda kalmazsın. 5 şınav.