No witnesses translate Turkish
911 parallel translation
No witnesses. We have units en route.
Karada hiçbir şahit yok.
You will introduce no witnesses?
Hiç tanık göstermeyecek misiniz?
No witnesses.
Hiç tanik yok.
But after hearing the case for the Crown, we find so little to rebut that we have decided to call no witnesses, members of the jury, except the prisoner.
Ama davanın seyrini gördükten sonra tanık çağırmamaya karar verdim. Onun yerine tutuklunun kendisini çağırıyorum.
No witnesses, eh?
Tanık yok, eh?
You hardly saw his face, and you have no witnesses.
Yüzünü şöyle böyle gördünüz ve şahidiniz de yok.
And no witnesses?
Hiç tanık yok.
Your Honor, I shall call no witnesses.
Sayın hâkim, hiçbir şahit çağırmıyorum.
- No witnesses or survivors?
- Olayı gören ya da kurtulan yok mu?
There were no witnesses.
Hiç tanık yoktu.
And then there were no witnesses left.
Ve böylece geriye şahit falan kalmadı.
Unfortunately, there were no witnesses so we've only your word for that.
Maalesef başka tanık olmadığı için sözünüze güveneceğiz.
No evidence, no witnesses, just results.
Kanıt yok, tanık yok, sadece sonuç var.
You've got no witnesses.
Tanığın yok.
- But you have no witnesses?
- Ama tanığınız yok. - Hayır efendim.
The prosecution presented no witnesses.
Savcılık makamı hiçbir tanık göstermedi.
- l don't like no witnesses.
- Şahitlerden hoşlanmam.
But this time we'll make sure there are no witnesses.
Ama bu kez tanık olmamasına dikkat edeceğiz.
- There were no witnesses. - That is not Rodrigo's way.
Rodrigo'nun tarzı değil.
There were no witnesses.
Ortada şahit yoktu.
We said no witnesses, remember?
Şahit yok demiştik, unuttun mu?
They don't want no witnesses and there won't be none after today.
Geride hiç bir tanık bırakmak istemiyorlar ve bugünden sonra,... hiç olmayacak.
No one's gonna remember us because we're leaving no witnesses.
Kimse yüzümüzü hatırlamayacak, çünkü arkamızda tanık bırakmayacağız.
Remember? No witnesses.
Tanık yok.
With no witnesses to prove it.
Yanında bunu kanıtlayacak kimse olmadan.
No fingerprints, no witnesses, nothing.
Ne parmak izi, ne bir tanık, hiçbir şey.
We're whispering alone, with no witnesses.
Şurada başbaşa konuşuyoruz, şahit bile yok.
About three Samurai left the procession and murdered everyone who was in the vicinity be they farmers, travelers... leaving no witnesses.
- Geçit törenindeki 3 Samurayın herbirini öldürdü,... çiftçiler ve gezginler buna tanıklık yapmadı.
- No witnesses.
- Burada tanık yok.
I haven't been out of my shoes in 48 hours and still we have no witnesses, not one.
48 saattir ayakkabılarımı çıkarmadım... ve hala hiç tanığımız yok, bir tane bile.
No witnesses.
Hiç şahit yok.
After all, there are no witnesses to testify against you.
Ne de olsa, sana karşı tanıklık yapabilecek kimse yok.
There you have it, Bob : No clues, no witnesses : No one's really sure how the killers got away :
İşte böyle Bob ne bir ipucu var ne de tanık... katillerin nasıl kaçtığını kimse bilmiyor.
We're alone here. No witnesses.
Burada yalnızız.
There were no witnesses, no escaped lunatic.
Görgü tanığı yok, kaçan bir deli yok.
They've got no evidence, no witnesses, nothing.
Delilleri yok, tanıkları yok, hiçbir şey yok.
- There were no witnesses.
- Hiç tanık yoktu.
There are no false witnesses here
Buradakiler sağlam insanlar.
The Committee on Privileges and Elections reports - - After hearing a number of witnesses, thatjustice to the Senate requires - - That Jefferson Smith no longer continue as a member of this body.
İmtiyazlar ve Seçimler Komisyonu Senatonun isteği doğrultusunda şahitleri dinledikten sonra Jefferson Smith'in artık bu topluluğun bir üyesi olmadığına karar vermiştir.
But that there be no doubt in the minds of the jury... I am about to produce five witnesses — none of whom is connected even remotely with the Midland — who were present when Frank James confessed.
Jürinin aklında hiç şüphe olmaması için Midland ile uzaktan yakından hiç bir bağlantısı olmayan ve Frank James itiraf ettiğinde hazır bulunmayan beş tanık getirmek üzereyim.
We've called no witnesses.
Hiç tanık çağırmadık.
The prosecution has no further witnesses?
Savcılığın başka tanığı yok?
No, I've got witnesses who can prove it.
Hayır, bunu ispatlayacak şahitlerim var.
There were no witnesses?
- Tanık yok muydu?
Now there are no more witnesses.
Artık hiç şahit kalmadı.
How is it possible that there's no other witnesses to be found,
Mocenigo'dan başka tanıkların bulunmaması
Klaus, perhaps there are no living witnesses.
Klaus, belki de yaşayan bir tanık yoktur.
Oh, Mr P, you really have made a fool of yourself this time, and no mistake. I've got plenty of witnesses to prove that I couldn't have killed Linnet.
Linnet'i öldürmüş olamayacağımı kanıtlayacak çok tanığım var.
You'll never get witnesses or corroborating evidence against that detective so there's no point in me naming him.
Bu dedektife karşı asla bir tanık ya da kanıt bulamazsınız. Bu yüzden adını vermemin de hiçbir anlamı yok. Anlıyor musunuz?
Any other witnesses that you know of? No.
- Başka tanık var mı bildiğiniz?
With witnesses like this, no wonder nobody can find him. Well, um — – Excuse us.
Böyle tanıklarla kimse onu bulamaz.