English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / Or so he says

Or so he says translate Turkish

60 parallel translation
Yes, he is too... or so he says.
Evet, o da... Ya da öyle olduğunu söylüyor.
- Or so he says.
- Ya da öyle söylüyor.
That's why Zeno's dragging his heels, or so he says.
Bu nedenle Zeno'nun ayakları geri geri gidiyor.
Or so he says.
Ya da öyle diyor.
An alien device in the hands of a perfect stranger... a stranger who just happens to buy the UFO center from Milton, or so he says.
Mükemmel bir yabancının elinde bir uzaylı cihazı... UFO merkezini Milton'dan henüz satın alan bir yabancı, ya da o öyle söylüyor.
- Or so he says.
Kendi öyle diyor.
But then you go into another room, the one he keeps his papers in, or so he says...
Sonra öbür odaya girersiniz. Adamın güya çalıştığı odaya.
He's no idea, or so he says.
Bilmiyormuş. Ya da öyle söylüyor.
Says he doesn't know squat, or so he says.
Hiçbir bok bilmediğini söyledi ya da öyle söylüyor.
Apparently he is their uncle. Or so he says.
Onların amcasıymış ya da öyle söylüyor.
Or so he says.
Ya da o öyle söylüyor.
He works out of toluca lake, Or so he says.
Toluca gölünde çalışıyor ya da sallıyor.
Or so he says.
Ya da öyle söylüyor.
Or so he says.
Ya da öyle iddia ediyor.
Yeah, or so he says.
Evet, ya da öyle olduğunu söyleyen kişi.
He hasn't had this much excitement since Altamont, or so he says.
Altamont'tan bu yana bu denli bir heyecan yaşamamış. Ya da öyle söylüyor.
Mr Heward was at the tailor between 8 and 8.30 picking up a suit for Mr Jenkins. Or so he says.
- Bay Heward saat 08.00 - 08.30 arası Bay Jenkins'in takım elbisesini almaya terziye gitmiş, öyle söylüyor.
Or so he says.
Ya da o oyle diyor.
"The Wizard." Or so he says.
"Büyücü". Ya da o öyle diyor.
Or so he says.
Ya da kendisi öyle söylüyor.
- Alone, inside a library... or so he says, but nobody can vouch for that.
- Tek başına kütüphanede. Söylediğine göre öyle en azından, bunu doğrulayacak başka kimse yok.
Or so he says.
Ya da onun söylediği o.
He is the pillar of the community... Or so he says.
Nüfuzlu biri ya da kendi öyle söylüyor.
Maybe it says where he lives so as I can write to him about getting a divorce or something.
Belki nerede yaşadığı yazıyordur. Böylece boşanmamız için ona mektup gönderebilirim.
Says he won't let his Chapel Fund take two or three grand from me so I can take 22 from the government.
Bana dediğine göre, devletten 22'yi kaçıracağım için, Şapel Fon'unun... benden 2 ya da 3 bin dolar bağış almasına izin vermeyecekmiş.
Gantner... knows nothing about it, or so he says.
Bir şey bilmiyorum, diyor.
Or so he says.
Bebeğin babası. Ya da öyle olduğunu iddia ediyor.
He says he doesnt care whether its a boy or a girl but I know he really wants a son so bad he can taste it.
Erkek veya kız fark etmez diyor ama aslında erkek istediğini biliyorum.
He always needs money for new storm windows or something for his kids so he says, but it's for gambling and I know.
Sürekli ev için ya da çocukları için paraya ihtiyacı var. Yani öyle diyor. Ama ben bahse yatıracağını biliyorum.
So Mr. Stewick gets me in his office and says, either I go out with him again, or he fires me.
Yani Bay Stewick ofisinde beni alır ve der ki, ya ben onunla tekrar çıkmak, ya da bana patlar.
Or so he says.
- Eve taksiyle gidecekmiş.
A sign says "Elias Creations", so you may think it's his place, and he's out at the bank or somewhere.
"Elías Kreasyon" diye bir yazı vardır yani size onun dükkanı olduğunu düşündürtebilir o da bankada filan sanabilirsiniz.
His jacket says he's a qualified Viper jock, so I either fly him or I ground him and then we go up short.
Sicili kalifiye Viper pilotu olduğunu söylüyor yani ya göreve yollarım ya da yollamam ama o zaman bir kişi eksik gideriz.
So he says to me, "Foil or epi?"
Sonra da bana, "Flore mi epe mi?" dedi.
We don't know if he was escaping, whether he will effect a rescue plan and as the so-called free press says whether or not he'll come back and declare war on us.
Kaçıyor muydu, bir kurtarma planı mı hazırlayacak yoksa basının dediği gibi geri gelip bize savaş mı açacak?
He's having a good time, or so Luke says, so...
İyi zaman geçiriyormuş ya da Luke öyle söylüyor...
His wife disappeared, or so he says.
İşte şok haber.
After all, they overcame so much for the sake of their love. And would have her love withstand if, say, she learned that he says "often"? Or that he leaves his socks all over the place.
Aşkları için birçok şeyin üstesinden geldiler Ya da tüm çoraplarını eve atıyor
He's a little taller than I was when I was a sophomore, and the doctor says he'll grow about two or three more inches, so...
Doktorların dediğine göre,.. ... iki yada üç santim daha uzun.
And he tells me that it's so hard to recruit right now... He says that sometimes it's okay if a paper or two are missing.
Ve bana şu anda asker toplamanın çok zor olduğunu söylüyor bazen bir ya da iki evrakın kaybolması sıkıntı olmaz diyor.
He says there is nothing either good or bad... but thinking makes it so.
Yazar diyor ki, gerçekte hiçbir şey iyi ya da kötü değildir ancak düşüncelerimiz öyle olup olmadığını belirler.
And he's turned up as a guest on the show, so the piece says, five times in the last six weeks or so.
Habere göre de kendisi son altı haftada beş kez bültene konuk olarak çıkmış durumda.
So we get out of the car, we're looking at the damage, and this girl comes running up to us and says somebody attacked her and that maybe she thought he was the C.I.A. Or one of the Russians.
Arabadan iniyoruz, hasara bir göz atıyoruz ve bu kız koşup yanımıza geliyor ve ona birilerinin saldırdığını ve belki adamın C.I.A.'den olduğunu düşündüğünü söylüyor, ya da Ruslardan biri.
I studied the McKinley High Student Council Charter, and it says that the senior class president continues his term until he or she graduates, which... I never graduated, so, technically, I'm still president.
- McKinley Lisesi Öğrenci Başkanı kurallarını çalıştım ve kurallara göre son sınıflar öğrenci başkanı mezun olana kadar görevine devam eder, ben mezun olmadım, demek ki teknik olarak hâlâ başkanım.
So radio stations would phone up and he would be the intermediary, and he was telling everybody that Freddie wasn't interested, you know, "Freddie says fuck off," or whatever, which really wasn't true most of the time.
Radyo istasyonları aradığında aracılık işini o yapıyordu, ve herkese Freddie'nin ilgilenmediğini söylüyordu. Anlarsınız ya "Freddie size," Siktirin gidin! "diyor." tarzı, onun gibi şeyler. bildiğim kadarıyla da bu pek çok seferinde doğru değildi.
The victim says she locked up, so either she's wrong or he came in with a key.
Kurban kapıyı kilitlediğini söylüyor. Yani ya o hatalı ya da adam anahtarla içeri girmiş.
So... One day one of Wellington's lackeys shows up at my door and he tells me that, uh, Dana got an abortion, and, uh, he gives me a check, and he says that I have to get out of town or Wellington'll ruin me.
Vaziyet öyleyken bir gün Wellington'ın uşakları kapıma gelip Dana'nın kürtaj olduğunu bir de bana bir çek verip şehirden ayrılmak zorunda olduğumu yoksa Wellington'ın beni mahvedeceğini söyledi.
So, you have no idea who this guy is or what he's referencing when he says - he'll "go public"? - I get 3,000 emails a day.
Bu adamın kim olduğunu ve neyi "herkese söyleyeceğini" bilmiyorsunuz?
He's not himself, or so Gran says.
O kendinde değil, büyükannem öyle diyor.
He is in charge, he says yes or no, so me begging and bargaining here with you is a waste of my breath.
Yetkili olan O, evet yada hayır diyecek olan O. Bu yüzden burada yalvarıp pazarlık yapmaya çalışmam tamamen boşa nefes tüketmek olur.
But then he says his sister is sick or whatever, so she gives him the stuff, lets him go, but then he came back.
Ama sonra kızkardeşinin hasta olduğunu falan söyledi, oda çocuğa bir şeyler verdi ve yolladı ama sonra geri döndü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]