Other stuff translate Turkish
1,818 parallel translation
And probably some other stuff by the time I get done with them.
Ve muhtemelen viğer ıvız zıvırı da zamanla halledeceğim.
Lot of other stuff.
Ve başka bir çok şey.
As for the other stuff, no I have no comment.
Diğer konuda, yorum yok.
I think Dad's drinking too much. And maybe doing other stuff.
Sanırım babam çok fazla içiyor ve başka şeyler de alıyor olabilir.
And I thought I could take what I liked about Who I was and leave all the other stuff behind.
Kim olduğum konusunda güzel yanları alıp geriye kalan şeyleri unutmam gerekir diye düşüyorum.
I can get other stuff, too.
Başka şeyler de alabilirsin.
Or any of Zalman King's other stuff?
Ya da Zalman King'in diğer filmlerini?
Or that the other stuff.
Ya da diğer zırvaları.
Besides staring at her, you could also try other stuff.
Ona baktığın sırada, başka şeyler de yapmalısın.
You'll make this other stuff go away?
Bu suçlamayı geri alacak mısın?
Then I found out all this other stuff, all this hate.
Bütün o saçmalıkların, bütün o nefretin dışında bir şey bulduğumu.
And so I choose to concentrate on that part And not think about the other stuff
Ben de bu bölümüne odaklanmayı, diğer bölümü düşünmemeyi seçtim.
I hope Nikitas serwed you a good brandy... and not the other stuff that is not good even for cleaning.
Umarım Nikitas size iyi konyak servis etmiştir... temizlik için bile kullanılamayacaklardan değil.
Until then, I don't want to think about other stuff.
O zamana kadar, başka bir şey hakkında düşünmek istemiyorum.
Mob hits mostly, but other stuff, too, you know.
Çoğu çete kaynaklıdır ama diğer şekilleri de mevcuttur.
We're not perfect parents, we know that, but we figure if they know how much you love them a lot of the other stuff takes care of itself.
Mükemmel bir anne-baba değiliz, biliyoruz, ama onları ne kadar çok seversek kalanının kendiliğinden hallolacağını anladık.
Or other stuff.
Ya da başka şeylere.
Yeah, it's not like your other stuff, but... it's got a real energy to it.
Evet, diğer yapıtlarına hiç benzemiyor, ama gerçek bir enerjisi var.
- What happens to all the other stuff?
- Diğer eşyalar ne olacak? - Bizim derdimiz değil.
Some other stuff that's unidentifiable, and I think a little bit of angel dust, actually, if I'm not mistaken.
Tanımlanamaz başka birkaç madde yanılmıyorsam, aslında birazcık da melek tozu galiba.
The Damned split up, and Brian James went off and did other stuff, and we thought, "Could we possibly have a Damned without Brian?"
The Damned dağıldıktan ve Brian James kendi müziğini yapmaya başladıktan sonra "Damned Brian olmadan devam edebilir m?" diye düşündük.
A whole bunch of other stuff happens too.
Bundan başka bir takım olaylar daha oluyor.
All this other stuff :
Diğer her şey :
with computers, antennae and other stuff.
.. buraya geldiler.
Hey, you got some of that other stuff, you know, it's kind of like milk but not really.
Peki şu süte benzeyen ancak süt olmayan şeyden de var mı?
It's just the other stuff I don't recall at all...
Sadece diğer şeyleri hatırlayamıyorum işte.
This is a book of stuff and... Other stuff here.
Bu eskiz defterim diğerleri de burada.
Not the other stuff.
Geri kalanı değil.
Hahaha. I remember some other stuff too.
Başka şeyler de hatırlıyorum.
But i can't see their child, 'Cause there's, like, A dumpster and some other stuff.
Ama çocuğu göremiyordum çünkü etrafında çöp kutusu falan vardı.
Yeah, and I'm gonna get rid of the other stuff too.
Evet, diğerinden de kurtulacağım.
In the Qur'an, there are these two angels who write down every deed you've ever done... you know, the good stuff in one book and the bad stuff in the other.
Kuran'da, insanın omzunda olan iki meleğin yapılan her şeyi yazdığı söyleniyor. Bilirsin, birinde yaptığın iyi şeyler diğerindeyse kötü olan şeyler yer alır.
You know, an emt buddy of mine said he brought in a hit and run victim the other day. Nasty stuff, huh? I worked that specimen.
Acildeki ahbaplarımdan birisi bir vur kaç kurbanı getirdiğini söylemişti.
You know, I'm starting to like just hanging with Julian and working on stuff people take seriously other than my tight ass.
Biliyor musun, insanların sımsıkı popomdan daha fazla ciddiye aldığı işlerle uğraşıp, Julian'la takılmak daha çok hoşuma gitmeye başladı.
'Cause it doesn't matter how big the storm or how much stuff gets blown your way- - If you have each other, that's everything.
Çünkü sizi yoldan çıkarmaya çalışan fırtına ne kadar büyük olursa olsun, eğer birbirinize sahipseniz, bu yeter.
Oh, so I guess you can make other peopl stuff up, but you're too good to make a sacrifice yourself.
Yani sanırım diğer insanların bir şeyleri bıraktırabiliyorsun ama sen fedakarlık yapamayacak kadar iyisin.
Oh, i know that stuff- - Unhappy childhood, Sexually abused by a close relative, Cutting or some other self-Abuse,
Mutsuz bir çocukluk yakın akraban tarafından cinsel istismar kesmek veya onun gibi başka şekilde kendine zarar vermelerin kendini tedavi etmen, kendinden nefret etmen falan filan.
That would be tasty. It's cool to know other people think about this stuff too.
Böyle düşünen başka insanlarında olması bir harika.
Other than meet important people who could do legal stuff.
Öte yandan yasal şeyler yapan önemli insanlarla buluşuyordu.
Out of... out of nowhere, this other lady comes, and she's younger, with a baby. And Tariq starts shouting at her in Arabic, telling her to move away and stuff. " Move away!
Birden bire başka bir bayan geldi daha gençti, bebeği vardı Tarık ona Arapça bağırmaya başladı buradan uzaklaşmasını falan söylüyordu.
Why are you messing around with other people's stuff?
Sen niye başkalarının eşyalarını elini sokuyorsun ulan?
Mi-nam, why are you touching other people's stuff?
Mi Nam, neden başka insanların eşyalarına dokunuyorsun?
Other stuff :
Ayrıca Jazz beni geriyor ve midemi bulandırıyor.
It must be up in the attic with all the other old stuff.
Diğer eski şeylerle birlikte tavan arasında olmalı.
Yeah, he spelled "sincerely" with two "l" s, You know, but when I checked his other papers and stuff,
Evet, "Saygılarımla" yı iki "l" yle yazmış ama diğer belgelerine ve eşyalarına baktığımda bir tane bile hata bulamadım.
... with, like, other people in it, and they're dancing behind you, doing the same stuff.
Sanki arkanda seninle aynı hareketi yapan başkaları varmış gibi.
I mean, it may seem important now, but in 10 years, you know, that's just gonna be shit that made me miss the other moments, the stuff I wanted to do but I talked myself out of, stuff my heart wants but logic would trip over like grabbing life by the balls and going after the girl I always thought was hot.
Yani, şu anda önemli geliyor, ama bundan on yıl sonra elindeki tüm fırsatları kaçıran, yapmak istediği şeyleri söylemek istediği şeyleri söyleyemeyen kalbimin istediği ancak mantığımın izin vermediği şeyleri yapmamış olacağım.
So, you got any other cool spy stuff, besides the watch?
Saat dışında başka casus âletlerin var mı?
You know, I was going through some of Mikey's stuff the other day.
Geçen gün Mikey'nin eşyalarını elden geçiriyordum.
All you have to do is do some fish that shoot me and I get my stuff and be other way
Bütün yapacağın benimle bir iş yapmak ve beni rahatlatmak, ve böylece eşyalarımı alır giderim.
You need any of this other stuff here? No, don't worry about it.
Hayır, siz orasını merak etmeyin.
stuff 485
stuffed 27
stuffing 22
stuff happens 27
stuff like that 238
stuff it 26
stuff and nonsense 20
other 127
otherwise 2890
others 288
stuffed 27
stuffing 22
stuff happens 27
stuff like that 238
stuff it 26
stuff and nonsense 20
other 127
otherwise 2890
others 288
other than me 25
other than that 315
other than you 19
other guys 25
other way 57
other hand 20
other things 54
other than 30
other guy 20
other people 123
other than that 315
other than you 19
other guys 25
other way 57
other hand 20
other things 54
other than 30
other guy 20
other people 123