English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Permits

Permits translate Turkish

703 parallel translation
Where is this metropolis of Hickoryville... and who signs the permits for the shows there?
"Hickoryville'in merkezi nerede? Burada gösteri izinlerini kim imzalıyor?"
Life permits a beautiful and unfortunate girl to go to the gallows.
Hayat güzel ve talihsiz bir kızın darağacına gitmesine izin veriyor.
It permits a poor innocent girl to be condemned to death.
Masum bir zavallı kızın idama mahkumiyetine müsaade eder.
Let us bless happy fortune, in the form of a lottery ticket which permits union between carefree youth and innocent beauty.
Piyango bileti kisvesi altında tasasız gençliğin ve masum güzelliğin birleşimine izin veren bu tatlı talihi kutsayalım.
If weather permits, we should reach Moscow in seven weeks... where Her Majesty is impatiently awaiting us.
Hava şartları el verirse, Majestelerinin bizi sabırsızlıkla beklediği Moskova'ya yedi haftada ulaşmış oluruz.
Which one of your two government positions permits you to insult her?
Hükümetteki çifte memuriyetinizden hangisi size ona hakaret etme izni veriyor?
From what you've told of Madame De Farge the permits will be canceled.
Madam De Farge'ın söylediğine göre izinler iptal edilecekmiş.
I'm sure that anything that permits a woman... to look as lovely as Mrs. Dodsworth is looking could never be bad form.
Bayan Dodsworth kadar tatlı herhangi bir bayanın böyle giyinmesi hiçbir zaman münasebetsiz kaçmaz.
If the Senator permits this motion. - - He won't have the floor to babble with or anything else.
Eğer senatör bir ara verirse gevezelik etmek için ya da başka bir şey için söz hakkı devam etmez.
How can such a civilization survive... which permits their women to put things like that on their heads?
Kafalarına böyle şeyler takmaları için... kadınlara izin veren bir uygarlık nasıl ayakta kalabilir?
We have not much time, and the matter, in my opinion, permits no delay.
Çok zamanımız yok, ve mesele, benim düşünceme göre gecikmeye izin vermiyor.
Since you still refuse to remember your name... but have pleaded guilty to trespass and atrocious assault, I will be as lenient as my conscience permits... and not impose upon you the maximum penalty your crimes ordinarily permit.
Adını söylemeyi hala reddettiğin... ama kaçak yolculuk ve menfur saldırı suçlamalarını kabul ettiğin için... vicdanımın elverdiği kadar hoşgörülü olacağım... ve sana, suçunun normalde izin verdiği en ağır cezayı uygulamayacağım.
Now, these are 30-day permits.
Bunlar 30 günlük izinler.
He must have suspended all exit permits off the island though.
Adadan tüm çıkış izinlerini askıya almış olmalı gerçi.
Then there's his cousin, the arapapa... pride of Paraguay, whose perfect appearance... permits his pompous pride in his pompadour.
Kuzeni "Arapapa" da var. Paraguay'ın gururu. Mükemmel görünüşü Pampadour'daki akrabalarının gurur duymasını sağlıyor.
Your license permits you to keep medicinal whiskey but this is no whiskey.
Ruhsatın sana tedavi amaçlı viski bulundurma hakkı veriyor ama bu viski değil.
- Your Grace permits?
- Zat-ı şerifleri izin veriyor mu?
You have carried your work as far as terrestrial science permits.
Yeryüzündeki sınırlar izin verdiğince, araştırmalarınızı ilerletmişsiniz.
- What with rental permits.
- Bilirsiniz, kiralama izni...
Their service demands everything, and, I warn you, permits everything.
Onlara hizmet, her şeyi gerektiriyor ve sizi uyarıyorum, her şeye izin veriyor.
If Your Majesty permits, I would like to continue telling you about the beauty of the Hungarian countryside.
Majesteleri müsaade ederlerse, Macaristan ovalarının güzelliğinden söz etmek isterim.
Yes, rules and regulations... permits and questionnaires.
Evet kurallar ve yönetmelikler izinler ve sorgulamalar.
Perhaps, if God permits.
Belki, Tanrı izin verirse.
Hereafter, I quarter at North Garrison here, secretly fortify our border, and attack when opportunity permits.
Artık Kuzey Garnizonu'nda ben oturuyorum, sınırımızı gizlice güçlendirebilir ve uygun zamanda saldırabiliriz.
If Your Grand Ducal Highness permits. Not at all.
- Grandük Hazretleri'nin izniyle.
The war permits me to do the one thing I can do better than anything else - fight planes.
Savaş sayesinde en iyi yaptığım şeyi yapabiliyorum, uçakla savaşmak.
- We've got permits, haven't we?
- İznimiz var, değil mi?
- I'm not interested in permits.
- İzinler beni ilgilendirmiyor.
Afilm permits one to give the appearance of reality to that which is unreal.
Film kişinin gerçek olmayana gerçek görüntüsü vermesine olanak tanır.
All entry permits have been cancelled for the day.
Tüm izin belgeleri, bugün için iptal edildi.
I got the permits.
- Silah ne ki?
Tell him to come immediately, if his illness permits.
Eğer ki rahatsızlığı müsaade ediyorsa hemen gelmesini söyle.
Permits of easy egress... and it's completely impassable from the outside.
Dışarı çıkmana yardım eder ve dışardan giremezsin.
Each and every substance has a characteristic fingerprint a spectral signature which permits it to be detected over a great distance.
Her bileşenin, kendine özgü bir parmak izi tayf üzerinde imzası vardır. Bu da, büyük uzaklıklardan tespit edilebilmesine izin verir.
But all permits issued to civilians have been suspended.
Ama sivillere verilen izin belgeleri bir süre askıya alındı.
In fact, soon after Garibaldi's entry into Palermo, Tancredi brought home a Tuscan general who wished to admire the frescoes in the villa and who helped obtain the permits for Donnafugata.
Aslında Garibaldi, Palermo'ya girdikten kısa süre sonra Tancredi eve Toskana'lı bir general getirdi villadaki freskleri görmek istiyordu ondan sonra da bize Donnafugata için gerekli izinleri almamıza yardım etti.
When the weather permits, 100000 Republicans launch the assault on Teruel.
Sıcaklık biraz düzelince yüz bin cumhuriyetçi, Teruel'e saldırıya geçti..
Taxes, licenses, permits... not to mention family allowances... and three clients who took off on vacation before paying the bill.
Vergi, ruhsat, izin belgesi. Aile giderlerini söylemeye gerek yok. Üç tane müşterim de ücretlerini ödemeden tatile çıkmışlar.
He permits a black boy to play with white musicians.
Siyah bir çocuğun beyazlarla birlikte çalmasına izin veriyor.
- Love to, if Didi permits.
- Didi izin verirse, zevkle.
contracts, licenses, ID cards, permits deeds, certificates, registrations union cards, testimonials, bills, IOUs temporary permits, letters of consent, income certificates.
Sözleşmeler, ehliyetler, kimlik kartları, izinler tapular, sertifikalar, kayıtlar sendika kartları, bonservisler, faturalar, borç senetleri geçici müsaadeler, izin mektupları, gelir beyannameleri.
It permits Miss Manson to make some alterations.
- Çok haklısınız. Ama durum Bayan Manson izin verirse değişebilir.
I offered to obtain permits, passes, warrants.
Belgeleri ve izinleri hazırlayacağımı söyledim.
Reverence also for the needs of each individual and his right to move as swiftly along the path of enlightenment as his ability permits.
Her bireyin gereksinimlerine ve yeteneği... elverdiği ölçüde, aydınlanma yolunda hızlı bir şekilde... yol alma hakkına da saygı duyulmalı.
We need new buses but I can't get the permits for them.
Yeni otobüslere ihtiyacımız var, ama izin çıkmıyor.
If we have to come out after you, your permits will be revoked.
Peşinizden gelmek zorunda kalırsak izin belgenizi iptal ederiz.
There are certain absolutes, and one is the right of humanoids to a free environment which permits growth.
Bazı gerçekler vardır, bunlardan biri, insansıların büyümeye izin veren özgür yaşam alanlarına olan hakları.
Present your permits.
İzinlerinizi gösterin.
- And who renews permits?
- Ve izni kim yeniler?
For in extreme necessity, the king is acquitted from all rule of government and can do all that his power permits.
Çünkü elzem durumlarda kral, kanunlardan muaftır ve gücü dahilinde her şeyi yapabilir.
They called off the leave permits.
İzinleri iptal ettiler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]