Poppin translate Turkish
191 parallel translation
- Hey, I hear guns poppin'up ahead! - I know, Laredo.
- İleriden ateş sesleri geliyor!
Oh, you're that Tatum guy that was poppin'off over the phone last night.
Demek dün gece telefonda bağırıp çağıran Tatum sensin.
And if I were a watch I'd start poppin'my springs
Bir saat olsam Baharı müjdelerdim
Charlie-poppin'.
Harikaydı.
And the sweat poppin'outta my head
"Ve alnımdan terler boşalıyor"
That old boy followed me damn near two years. Kept poppin'up.
O yaşlı piç beni iki yıl takip etti sürekli.
Colored disks makes poppin'S.N.D. What does that mean?
" Renkli döner halka, patlama sesi çıkartıyor.
- Look who he's poppin'now.
- Şimdi kim düşecek gör.
See, that's the way his mind be poppin', man.
Onun kafası böyle çalışıyordu işte.
- You poppin'again, Noogie?
- Yine takılmaya mı başladın, Noogie?
With a little work, you'll be poppin'and locking'... and breakin'in no time.
Biraz çalışma ile çok iyi break yapabilirsin.
Cakes a Poppin'.
Poppin'in yerinden. Leif'i iste.
No, she went to Cakes a Poppin', and she's having herself delivered to him.
Hayır, Poppin'in yerine gitti ve Steve'e sipariş ettirecek kendini.
Hey, it wasn't me poppin Doreen DiMucci in our bed, OK?
Hey, yatağımızda Doreen DiMucci'yi beceren ben değildim tamam mı?
she had this really tight dress on... you know, the kind with the push-up bra... and her breasts were, like, poppin'right out.
üstünde çok dar bir elbise..... hani göğüsleri sıkıştıran sütyenlerden vardı. Göğüsleri de dışarıya doğru fışkırmıştı.
I'm poppin'a fuckin'brain vessel.
Bu arada ben de şu süper zekayla ilgilenirim.
- That Chevy still poppin'freeze plugs?
Şu Chevy'nin don tıkaçları çıkıyor mu hala?
Nothin'like poppin'that cherry, huh, Al?
Hiçbir şey şu vişneyi patlatmak gibi değil, değil mi Al?
Am I out of line, just poppin'up like this after all these years?
Bunca yılın ardından böyle karşına çıkıvermekle densizlik mi ettim?
They just keep poppin'back out.
- Yatırdım. Ama hep kalktılar.
They just keep poppin'back up.
- Yatırdım. Ama hep kalktılar.
Hey, "poppin'fresh", it's my turn in the oven.
Hey, patlak şey, fırındaki sıra benim.
You can hear those teen boys'hormones just poppin'clear down the hall.
Şu genç çocukların hormonlarının aşağıda zıpladıklarını bile duyabilirsin.
There you go again, poppin'off gas in front of this lovely young lady.
İşte yine sen, bu sevimli genç bayanın önünde, gaz patlatıyorsun.
Cinch'em up tight, we're gonna be poppin'some brush.
Dinle, hayvanları sıkı sıkıya bağla. Çok hızlı süreceğiz.
I'm poppin'and sailing', man - [Toots Twice]
Olurum eskisi gibi sakin.
"I love you" - Poppin'Fresh.
"Seni seviyorum..." Tombul kaymağım.
Poppin'Fresh, I'm in no mood!
Şişko Çörek, hiç keyfim yok!
Then I started poppin'NoDoz.
Sonra kafein kapsülüne başladım.
Aren't they phat and stupid and poppin'fresh?
Havalı, saçma ve dansçı işi değiller miydi?
I'm this close to just poppin'him one.
Birazdan yiyeceksin yumruğu.
Gettin'high, poppin'pills.
Kafayı bulmalar, hap atmalar.
that death thing keeps poppin'up.
o ölüm meselesi devamlı aklıma gelip duruyor.
Poppin'corn.
Patlamış mısır.
You re slammin it night and day, poppin'your cork like a bartender at a mob wedding, then one day, like it always happens, all that good nookie turns sour on ya.
Gece gündüz sövüp saydınız, bir gangster düğünündeki barmen gibi mantar patlattınız, sonra bir gün, her zaman olduğu gibi, tüm o güzel düzüşmelerin tadı bozulur.
You know, like the same results poppin'up everywhere independent of each other.
Her yerde birbirinden bağımsızmış gibi görünen aynı sonuçlar ortaya çıkar.
Stall me out with that mystery shit and tell me what's poppin'.
Adamım, şu gizem zırvalığını bırak da neler olup bitiyor anlat bana.
- ( coughing ) - This shit is poppin'now.
Bu pislik patlıyor şu anda.
- What's up, Poppin'Fresh?
- Ne var ne yok yakışıklı?
He be poppin'willies, man, selling coke, always fuckin'with the bitches, think he a pretty nigga.
Onları bilirsin dostum. Herkesin nefret ettiği o sevimli zencilerden biri.
Poppin'!
Nasılsın bakalım?
In my part of D.C., it's just not poppin', so I thought I'd come to you.
D.C için de zor olmalı. Ama şansımı denemek istedim. Ve doğrudan sana geldim.
What's poppin', Carmen? - Aah!
Nasılsın Carmen?
Let's see what's poppin'.
Bakalım neler olacak.
It's on and poppin'.
İş bitmiştir.
B.B., what's poppin'?
B.B., neler oluyor?
So, uh, we're gonna get it poppin'.
Bizde ortaya çıkalım.
You're tryin'to... you know, get it out, and it's... itjust keeps poppin'up.
Kaçmaya... çalışırsınız ve o, dönmeye devam eder.
You guys poppin'out another one any time soon?
Yakında, başka bir yere taşınacak mısınız?
- Poppin'?
- Takılmak mı?
[Gasps] Apes-A-Poppin ;!
Rakkas Goril.