Present company excepted translate Turkish
43 parallel translation
Boy, this place sure is loaded with antiques, present company excepted.
- Tanrım, burası antikalarla dolu. - Sen hariç.
Present company excepted, honey.
Seçkin konuklarımız burada, tatlım.
Present company excepted, of course.
Mevcut kumpanya hariç, elbette.
Present company excepted.
Buradaki dostlarımız hariç.
uh, present company excepted.
Bazıları hariç tabi.
Present company excepted, sir.
Mevcut bölük hariç efendim.
Present company excepted, of course.
Bazı istisnalar hariç tabii.
Present company excepted indeed, sir, it does.
Sizi tenzih ederim efendim ama bana birini hatırlattı.
Present company excepted.
bugünkü misafirim hariç.
Uh... present company excepted, of course.
Şey, sözüm meclisten dışarı elbette.
Present company excepted.
Sözüm meclisten dışarı.
Present company excepted, of course.
Burada bulunanlar hariç, elbette ki.
PRESENT COMPANY EXCEPTED, OF COURSE.
Söz meclisten dışarı, elbette.
The human brain, present company excepted... is much more sophisticated.
İnsan beyni, herkesin bildiği gibi... daha fazla karmaşık.
Present company excepted, of course.
Biz hariç tabiki de.
Present company excepted. [Gargling Continues]
Şu andaki arkadaş dışında
Present company excepted, of course.
- Sözüm meclisten dışarı tabii.
Present company excepted.
Sözüm meclisten dışarı tabii.
Chloe is barely legal, and she is getting herself hitched to the first guy who's shown her any attention, present company excepted.
Chloe yeni reşit oldu. Ve karşısına çıkıp onun dikkatini çeken ilk erkekle evleniyor. Bazılarımız hariç.
So we're gonna go down there in a very ungentlemanly fashion and... present company excepted, of course, bash the living shit out of anything in a dress.
Şimdi, nezaketsiz bir şekilde oraya gideceğiz ve, tabi bizden giymiş olanlar hariç elbise giymiş ne varsa, Allah yarattı demeyip veriyoruz sopayı.
Present company excepted, honey.
Sözüm meclisten dışarı, tatlım.
Present company excepted.
Hediye şirketleri kabul edilir.
Present company excepted, of course.
Malum kişi hariç, elbette.
Present company excepted, of course.
Şimdiki şirket hariç tabii ki.
Well, present company excepted, I don't always have the best rapport... with law enforcement.
Sözüm meclisten dışarı, polislerle aram hiç bir zaman pek iyi olmamıştır.
Present company excepted.
Arkadaş hariç kaldı.
Present company excepted.
- Söz meclisten dışarı.
I don't like people hanging around, present company excepted.
- İnsanların etrafımda dolaşmasından hoşlanmıyorum, sözüm meclisten dışarı.
Present company excepted.
Mevcut firma hariç.
Present company excepted, of course.
Sözüm meclisten dışarı elbette.
For 100 bucks a month, I'll turn you into the best over-40 boxer on the Res, present company excepted.
Ayda 100 dolara seni Res'in en iyi 40 yaş üstü boksörü yaparım. Sözüm meclisten dışarı.
Ha, present company excepted.
Bu şirket hariç tabi.
The most beautiful woman in England, present company excepted, will soon be the most beautiful mother.
İngiltere'nin en güzel kadını yakında ülkenin en güzel annesi olacak.
Present company excepted, right?
- Söz meclisten dışarı, değil mi?
Present company excepted, Mr Hogg.
Bay Hogg hariç.
Present company excepted of course.
Şu anki insanlar hariç tabii ki.
Present company excepted.
Hep çılgın piliçleri buluyorum ve, son arkadaşım hariç.
present company excluded 33
present 447
presence 19
presentation 18
preserve 35
presents 92
preservation 129
preserved 33
present arms 83
presently 39
present 447
presence 19
presentation 18
preserve 35
presents 92
preservation 129
preserved 33
present arms 83
presently 39