Prior translate Turkish
2,783 parallel translation
Based on our interviews with students and faculty, there's 80 minutes unaccounted for prior to Olivia's death.
Okuldaki öğrencilerle yaptığımız görüşmeler sonucunda Olivia'nın, ölümünden önceki 80 dakikada neler olup bittiğini bulamadık.
Many commit suicide without prior suicidal tendencies.
İntihar eden kişilerin çoğunda öncesinden intihar eğilimi görülmez.
That's how it was, prior to the arrival of this culture.
Bu kültürün ortaya çıkışına kadar, durum böyleydi.
- Prior to invasion and conquest, colonization, lands in North America were occupied by populations of people that had a profoundly different relationship with the land.
- İşgal, fetih ve kolonileştirmeden önce Kuzey Amerika'daki topraklar toprakla son derece farklı ilişkileri olan insan topluluklarını barındırıyordu.
- The spiritual relationship that our peoples had prior to invasion with all of creation, and recognizing that all beings have a spiritual essence, a spiritual entity, and that if we want to live in this universe in a good way, that it was absolutely essential that we learned how to maintain respectful relations with all of creation.
- İşgalden önce insanlarımızla alem arasındaki ruhsal ilişkide, her bir canlının ruhani bir özü ve varlığı olduğunun farkında olmak ve şayet evrende iyi bir şekilde yaşamak istiyorsak, tüm alemle saygılı ilişkileri nasıl sürdüreceğimizi öğrenmiş olmamız mutlaka gerekliydi.
These guys like to scout their targets prior to abduction.
Mümkün. Bu adamlar kaçırma öncesi hedeflerini izlemeyi severler.
What I can tell you is... it was probably painful and still relatively fresh, delivered not more than four to five hours prior to death.
Şu an için söyleyebileceğim, muhtemelen canını acıttığı ve oldukça taze olduğu, ölüm saatinden dört ya da beş saat öncesinde oluşmuş.
The Left Bank. Prior to the war.
Solcu olup olmadığını, ve savaş öncesini.
Suddenly, or almost suddenly, he started showing behavioral disorders prior to the psychotic incident.
O psikotik olay öncesinde birdenbire, ya da neredeyse aniden davranış bozuklukları göstermeye başlamış.
Now, uh, Julianne searched for anything on Xavier Price prior to his criminal record.
Julianne, Price'ın suçları dışında kalan kısmını araştırdı.
He was tweeting with her prior to the assault.
Saldırıdan önce kızla mesajlaşıyormuş.
Our policy is to arrive at the gate at least 20 minutes prior to boarding.
Kalkışa geçmeden en az 20 dakika önce çıkış kapısında olmanız gerekiyor.
X rays at the university medical center show no prior brain injury.
Üniversitenin tıp merkezinde çekilen röntgenlerde beyin hasarı görünmüyor.
Delivered not more than four to five hours prior to death.
Ölümünden önceki 4 ila 5 saate kadar teslim edilmemiş.
Turns out the reason that prior doctors thought it wasn't a neuro problem is because it's not a neuro problem.
Görünüşe göre önceki doktorların nörolojik olmadığını düşünmelerinin sebebi nörolojik olmamasıymış.
Some time prior to May 7... I think you killed your father.
Zamanın birinde, 7 Mayıs'tan önce sanırım babanı öldürdün.
You already have a prior for fighting.
Daha önce de birçok kere kavgaya karışmışsınız.
Oh, yeah, he's a real catch with prior charges of disorderly conduct, reckless driving, and simple assault.
Önceden yapılan suçlamaları da düşününce gerçek bir av diyebiliriz ; Genel ahlaka aykırı davranışlar, dikkatsiz araç sürme, alelade saldırı.
Without prior permission or consent.
İzin veya onay olmaksızın.
Javier tells us about the right to quote, as per article 32 of IP law, allowing the use of material for education and research without prior authorisation.
Javier FM yasasının 32. maddesi uyarınca öğretim ve araştırma amaçlı izin gerektirmeyen alıntı hakları hakkında bilgi veriyor.
On the grounds that you procured outside employment without prior authorization, used L.A.P.D. equipment to conduct a warrantless search, enlisted a civilian in your illicit activities.
Sebebi dışardan iş temin ettiniz. yetkinizi aşacak şekilde, hemde L.A.P.D. ekipmanlarını kullanarak ve arama izni olmadan, Bize kayıtlı bir sivili kanuna aykırı aktivitelerinizde kullandınız.
Doesn't look like she has a prior I.A. file, but she has a whole lot of complaints.
İç İşleri'yle daha önce çok fazla işi olmamış ama hakkında epey şikâyet var gibi gözüküyor.
Wire transfer from your account to Joanna Webster's, phone records with Joanna Webster prior to her testimony, and an affidavit stating you paid Ms. Webster to falsely testify.
Joanna Webster'ın banka hesabına sizin hesabınızdan para transferi,... Joanna Webster ile telefon kayıtları onun ifade öncesi yer almaktadır. Bayan Webster'ın yalan ifade vermesi için para aldığına dair bir beyanname.
No prior arrests.
Sicili temiz.
We believe he had illicit financial dealings prior to his death.
Ölümünden evvel bir takım yasadışı mali işlemlerde bulunduğunu düşünüyoruz.
Mr. Specter has his documents, I have mine showing that prior to fda approval of his drug, Quentin Sainz's company was on the verge of bankruptcy.
Bay Specter'ın belgeleri elinde, benimkiler de gösteriyor ki bu ilacın onaylanması sırasında Quentin Sainz'in şirketi iflasın eşiğindeymiş.
I went to look for housing department complaints in the year prior to his remodel.
Bu yıl içindeki benzer şikayetleri bulmak için iskan müdürlüğüne gittim.
One trainee, prior to the fire...
Bir stajyer, yangın öncesinde...
He's never touched me prior to this.
Bundan önce bana hiç böyle dokunmadı.
Now, there's a clerical error in a witness deposition prior to your arrest.
Şimdi, sen tutuklanmadan önce alınan bir tanık ifadesinde yazım hatası var.
- I have a prior commitment.
- Daha önemli işlerim var.
Witness is being called without prior notice.
Tanıklar önceden belirtilmeden çağrılamazlar.
Private First Class Thomas Hill just returned from deployment in Afghanistan the prior week.
Birinci Sınıf Er Thomas Hill. Afganistan'daki görevinden yeni gelmiş.
Was your prior pregnancy a difficult one?
Önceki hamileliğiniz zor mu geçmişti?
Delamico was still in surgery this morning, but he should be out by now, and the van that was used was reported stolen six hours prior to the shooting and has yet to be recovered.
Delamico bu sabah ameliyattaydı. Şimdiye kadar çıkmış olmalı. Ayrıca kullanılan minibüs kaçırılmadan 6 saat önce çalıntı olarak rapor edilmiş.
Hello there "food"! ( She is paying respects to the food prior cooking )
Selam size yiyecekler!
Huh, all of them my patients. I'd just stitched them up two days prior.
Daha iki gün önce yaralarını dikmiştim.
But there was nothing on the scope prior to the attack.
Ama teleskopta saldırı olacağına dair bir şey yoktu.
Gun's connected to seven prior shootings.
Silah, yedi önemli vurulma olayıyla bağlantılıymış.
Lacerations on the victim's knuckles indicate he may have been involved in a physical altercation prior to his death.
Parmak eklemlerindeki yaralanmalar ölmeden önce fiziksel münakaşaya karıştığını gösteriyor.
Well... In 109 cases studied over 11 years, in only 3 % of single murders committed in a public place was the killer found to have known the victim or indeed had any prior contact.
11 yıl içinde 109 dava incelenmiş ve... kamuya açık yerlerde işlenen cinayetlerin... sadece yüzde 3ünde katil kurbanı tanıyormuş... veya daha önce bir tanışıklığı olmuş.
That makes us think that they had prior contact with the person we're looking for.
Aradığımız kişiyle daha önceden karşılaşmış olabilirler.
That could have something to do with the prior brain damage.
Bu Önceki beyın hasarıyla ılgılı olabılır
See, this red Jeep was parked in front of the pawn shop three hours prior to the shootout.
Bu kırmızı jip, çatışmadan üç saat önce tefeci dükkanının önüne park etmiş.
There was no gang beef while he was in lockup, and prior to prison, he was in the service- - chopper pilot.
İçerideyken çete şikayeti yokmuş ve hapisten önce, orduda görevliymiş. Helikopter pilotu.
Well, prior to his near-miss with the truck, our lieutenant here was well on the way to drowning in his own skin.
Kamyondan ucu ucuna kurtulmadan önce yüzbaşımız kendi vücudunda boğulmaya başlamış bile.
Lying about your prior arrests and your substance abuse problem is not the way to turn your life around.
Önceki tutuklanmaların ve madde bağımlılığı problemin hakkında yalan söylemek hayatını geriye döndürmenin bir yolu değil.
Well, typically home invaders have been inside their victims'homes prior to the attack.
Normalde evleri soyan adamlar saldırıya hazır bir hâIde evin içinde beklerler.
Okay, sometimes being back in a specific environment that you were at just prior to a trauma can trigger a memory.
Bazen yaşadığımız özel bir anı hatırlamaya çalıştığınızda öncelikli travma, hatırlamadığınız bir şeyi tetikleyebilir.
He'd been going to the solarium for a month prior.
Öncesinde bir ay boyunca solaryuma gitti.
Got one prior for breaking and entering.
Haneye tecavüzden bir sabıkası var.