Progressive translate Turkish
652 parallel translation
In a crisis like this, Freedonia needs a new leader, a progressive fighter, a man like Rufus T. Firefly!
Freedonia'nın ileri görüşlü, yeni bir lidere ihtiyacı var, aynen Rufus T. Firefly gibi!
This belongs to a very progressive fellow.
Burası, ileri görüşlü bir adama ait.
It's now eight months since your government declared war eight months of progressive disaster for the enemies of the German Reich.
Hükümetinizin savaş ilanının üzerinden 8 ay geçti Almanya'nın düşmanları için felaket dolu 8 ay.
Capable, progressive, how much confidence he had in you.
Yetenekli, ilerici, kendine güvenen biri olduğundan bahsetti.
Oh, yes. Then, after a little more telling me how progressive you were. he asked me why I'd come.
Sonra senin ne kadar ilerici olduğun hakkında biraz daha... konuştuktan sonra niye geldiğimi sordu.
Then he must have told you that this disease is progressive.
Öyleyse hastalığının ilerlediğini de söylemiş olmalı.
- It's a progressive school.
İlerici bir okul.
Oh, it's a progressive school.
Oh, İlerici bir okul.
I've always been attracted by progressive forms of transportation!
Devrim niteliğindeki taşımacılık fikirleri beni daima cezbetmiştir.
I never used to believe my mother's stories about Americans being the most progressive people.
Annemin Amerikalıların Dünya'daki en ileri düşünceli insanlar olduğu masallarına asla inanmamıştım.
Very progressive and matey we felt.
Çok ilerici ve yoldaş gibiydik.
- I know mother. Watch it, now it's progressive then you'll collect grits from the floor,
Gerçi herşeyin iyisini ortaya dökersen, parçaları sonra yerden toplarsın ya, neyse.
At 12 o'clock you are to visit a progressive boys'school.
Saat 12'de Deneme Erkek Lisesini gezeceksiniz.
A progressive school strives to develop a child's individuality, to give him full rein to express his feelings and desires on the theory that individuality and genius are cognate.
Deneme Okulu'nun gayesi çocuğun ferdiyetini geliştirmek. His ve isteklerini serbestçe ifade etmesini sağlamak. Teoride ferdiyet ve deha aynı kökenli.
I suppose you have a lot of new progressive ideas.
Eminim bir çok yeni, ilerici fikriniz vardır.
It's an interesting fusion of traditional and progressive.
Hem geleneksel, hem modern olmayı başaran ilginç bir tarzınız var.
You third-generation progressive.
Siz üçüncü nesil ilericisiniz.
Culturally, we're a very advanced group with lots of good Anglo-Dutch and Anglo-Scotch stock and we're very progressive intellectually.
Çok kültürlü bir grubumuz var. Bir sürü iyi İngiliz-Hollanda ve İngiliz-İskoç kökenli aile var... ve entelektüel olarak yeniliklere açığız.
We may not be as large as New York but we're just as progressive.
New York kadar kocaman olmayabiliriz, ama o kadar kalkınmış durumdayız.
I think they call it progressive myopia.
Galiba ileri derece miyop diyorlar buna.
It's reassuring that we have progressive samurai like you in the clan.
Klanda senin gibi ilerici bir samurayın olması güven verici.
" We know that justice is progressive according to slow progress of society,...
"Şunu biliyoruz ki, yavaş ilerleyen toplumlara göre adalet ilericiliktir."
"A progressive age regression beginning about the tenth year " and continuing steadily throughout the victim's lifetime.
On yaşlarında başlayan ve mağdurun ömrü boyunca süren yaş gerilemesi rahatsızlığı.
It's a sort of a regression, a progressive deterioration of the mental faculties. A rotting of the brain, so to speak.
Bu bir tür gerileme zihinsel kuvvetlerin gittikçe kötüleşmesi tabiri caizse beynin çürümesi.
I never should have let Nellie send him to progressive school.
Nellie'nin onu gelişme okuluna göndermesine hiç izin vermemeliydim
Any progressive war... is just.
... ilerici savaşlar... ... haklıdır. - İlerlemeye...
Progressive paralysis.
Yayılan felç.
Very progressive new management.
Çok ileri görüşlü bir yaklaşım.
"From the Progressive Democratic Party, Dr. Díaz Arana :"
"İlerici Demokratik Parti'den Dr. Díaz Arana :"
The Progressive Democratic Party has long stood for the need of uniting the democratic forces to recover, through common action the constitutional normality and a fully democratic regime not subjugated by dictatorship.
"İlerici demokratik Parti uzun zamandır demokratik güçlerin birleşmesini ortak eylemle ilerlemeyi anayasal normalleşmeyi ve tam demokratik dikatatörlüğün yıkamayacağı bir rejimi savundu."
Considered a progressive behind the Iron Curtain, Vados is attempting to negotiate a non-aggression pact between his country and ours.
Demir Perde arkasında sürdürdüğü girişimlerle ülkelerimiz arasında imzalanacak bir anlaşmayı durdurmayı planlıyor.
After 36 hours of progressive revitalisation Dr. Barkoff and I have detected renewed cardiac activity.
36 saatlik, kademeli ısıtma işleminden sonra Dr. Barkoff ve ben, yeniden başlayan bir kalp faaliyeti saptadık.
He supervises the psychological stability and the progressive re-adaptation of your relative.
Kendisi, akrabanızın psikolojik kararlılığına ve kademeli olarak tekrar uyumuna nezaret ediyor.
With all my pacifism and polemics about the wealth of Germany, with all my anticlericalism, and with all my devotion to free love, with everything that unites me to the hundreds of thousands of the most progressive youth in the world,
Almanya'nın zenginliğine dair takındığım pasifist tutum ve ettiğim münakaşalara rağmen ; antiklerikalizmime ve özgür aşka duyduğum bağlılığa rağmen, Dünyadaki yüzlerce binlerce ilerici gençle omuz omuza durmamı sağlayan her şeye rağmen,... Julian, beni şaşırtıyorsun ; hatta güldürüyorsun bile denebilir.
But he's not progressive.
Ama ilerici değil.
I'm sure you're civilized, very progressive
Senin çok modern olduğundan eminim, çok ilerici.
My husband's become a renegade, endangering his family's future with his awful progressive ideas.
Kocam bir hain oldu korkunç yenilikçi fikirleri ile ailesinin geleceğini tehlikeye atıyor.
Colonel... my husband's been corrupted by progressive ideas.
Albay... Kocam yenilikçi fikirlerle bozuldu.
Management is now proposing 2 % for all categories next month... and, later, a progressive recovery... that would cover our demands in only 7 months... we think these proposals are insufficient... and we will discuss them.
... yönetim ise gelecek ay için tüm kategori baskılar için % 2'lik bir zam teklifi sundu. Yani zararına çalışacağız ancak 7 ay sonra kâra geçebilir duruma geleceğiz. Bu teklif oldukça yetersiz bunu müzakere etmemiz lazım.
I think we're ever so progressive.
Sanırım hep çok ilericiydik.
My problems started when I stopped doing my job as a progressive intellectual.
Benim, ilerici bir entelektüel olarak sorunlarım kendi işimi yapmayı bıraktığımda başladı.
They had to see the progressive vision of a new suburban lifestyle...
Onların yeni taşra hayat biçiminin gelişen vizyonunu görmesi gerekiyordu.
This is part of Warden Rudolph Hazen's progressive rehabilitation programme.
Bu maç Reis Rudolph Hazen'ın rehabilitasyon programının bir parçası.
Let's hear it for Warden Rudolph Hazen who has sponsored today's progressive contest.
Şimdi de Reis Rudolph Hazen. Bugünkü maçı düzenleyen kişi.
I wrote as progressive politicians speak.
Siyasetçilerin konuşması kadar aşamalı yazdım.
He's progressive.
İlerici.
That is a progressive memory disease that knocks out the memory cells.
Bu bellek hücrelerini yok eden habis bir bellek hastalığıdır.
Satan has become an embarrassment to our progressive views.
Şeytan, ilerici görüşlerimizin bir ayıbı haline geldi.
You know, progressive...
Bilirsiniz progressive...
The destructiveness of the war potential... through progressive advances in scientific discovery... has in fact now reached a point... which revises the traditional concept of war.
Bilimsel buluşlarla gelişen savaş teknolojisinin yıkıcı potansiyeli şu anda geleneksel savaş kavramını değiştiren bir noktaya gelmiştir.
progressive wars.
... karşı değiliz.