English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ P ] / Punish

Punish translate Turkish

3,531 parallel translation
And He will punish you.
Ve seni cezalandıracak.
Upon seeing this, the Creator decided to punish all the other trees for their selfishness.
Bunu gören tanrı diğer bütün ağaçları bencillikleri için cezalandırmış.
I know you want to punish me, maybe I deserve it...
Beni cezalandırmak istiyorsun. Belki hak ediyorum.
You punish her.
Onu cezalandırıyorsun.
You punish her!
Onu cezalandırıyorsun!
to punish is powerful and if your friend does evil to you, say to him,'I forgive you for what you did to me "but how can I forgive you for what you did to yourself?"
ve eğer bir arkadaşınız size kötülük yaparsa ona deyin ki,'bana yaptıkların için seni affediyorum ama kendine yaptıkların için ben seni nasıl affedebilirim? "
The Seljuks believe Allah has chosen them to punish all sinners.
Selçuklular Allah'ın kendilerini günahkarları cezalandırmak için seçtiğine inanırlar.
The Imam and his mullahs... have been praying for God's vengeance to punish my extravagance.
İmam ve mollaları savurganlığımı cezalandırmak için Tanrının intikamı için dua etmekteler.
What sin has Ispahan committed that God must punish it so?
İsfahan'ın günahı neydi ki Tanrı onu böyle cezalandırdı.
- tube. What sin did Allah punish us with the plague?
Hangi günah yüzünden Allah bizi veba ile cezalandırdı?
The Shah will punish you for this.
Şah bu yüzden sizi cezalandıracak.
Someone has to punish you if you fail.
Yanlışlık yaparsan birileri seni cezalandırmak zorunda.
To punish you.
Seni cezalandırmak için.
- Want to punish me?
- Beni cezalandırmak mı istiyorsun?
All I wanted was to punish her.
Bütün isteğim onu cezalandırmak.
He has been sent to punish us.
Bizi cezalandırmak için gönderildi.
There is nothing more you can do to punish Dad because he is gone!
Babamı cezalandırman için yapabileceğin bir şey kalmadı çünkü o öldü!
, got someone pun shed lega ly,' , nstead of punish ng him n h s sty e,'
Onu kendi tarzıyla cezalandırmak yerine birilerine normal ceza verdi.
How would you punish the infidels, Ser Davos?
Kafirleri nasıl cezalandırırsınız Sör Davos?
So how should we punish them?
Onları nasıl cezalandırmalıyız?
I will punish you.
Seni cezalandıracağım!
I will punish them with any arms at my disposal.
Elimde olan bütün güçle onları cezalandıracağım.
The years punish us as well, I promise you that.
Yıllar bizi de eskitiyor, orası gerçek.
And I'm gonna punish you for it.
Ve bunun için seni cezalandıracağım.
You wanted Sarah and Sophie to come back to punish you, but they can't.
Sarah ile Sophie'nin geri gelip seni cezalandırmalarını istedin.
This someone - who borrowed the key to rummage in my cabinet - has the opportunity to speak up, - so I won't have to punish both of them.
Dolabımı kolaçan edip anahtarımı alan kişi hemen ortaya çıkıp yaptığını söylesin ki ikinizi de cezalandırmak zorunda kalmayayım.
A woman killing her kids to punish her ex-husband.
Eski kocasını cezalandırmak için çocuklarını öldüren kadın işte.
I have wronged you... punish me or hold my hand.
Sana haksızlık ettim. Ya cezalandır, ya da elimi tut.
If we can't punish these bastards.. .. these rapists... then throw away your guns!
Eğer bu aşağılıkları, bu ırz düşmanlarını cezalandırmak istiyorsanız, o zaman silahlarınızı bırakın!
He wouldn't change the show just to punish us.
Bizi cezalandırmak için şovu değiştirmez.
In the Medici court, we punish treason and we reward service.
Medici konseyinde, ihaneti cezalandırır ve hizmeti ödüllendiririz.
- Just to punish me.
Sırf beni cezalandırmak için.
So unfortunately, you cannot punish him.
Bu nedenledir ki.. ... onu cezalandıramazsınız.
Do not punish her, but rejoice with her, drink wine with her, and sacrifice one of your animals to Heimdall, the god.
Onu cezalandırayım deme onu sevindir. Onunla şarap iç. Ve hayvanlarınızdan birini de Tanrı Heimdall'a kurban et.
Sire, some learned and wise men say that these Northmen have been sent here by God... To punish our people for their many sins and transgressions.
Efendimiz, alim ve bilgeler der ki bu kuzeylileri günahları ve suçları yüzünden halkımızı cezalandırmak için Tanrı tarafından gönderilmiştir.
The gods in their anger will punish everyone, and withdraw their protection from all of us.
Tanrılar kızdığında herkes cezalanacak, ve korumaları her birimizin üzerinden geri alınacak.
You know how I'll punish you?
Seni nasıl cezalandıracağımı biliyor musun?
I don't punish people for making adult decisions.
İnsanları yetişkince kararlar aldıkları için cezalandırmam.
I'm gonna punish those who have wronged me.
Bana yanlış yapanlardan intikam alacağım.
I understand if you feel the need to... punish me.
Eğer beni cezalandırmak istersen, seni anlarım.
How long you're going to punish yourself.
Kendini ne kadar daha cezalandıracaksın?
Please do not punish Kenny for that.
Lütfen Kenny'i bu yüzden cezalandırma.
Is it your invisible God that's going to punish me?
Senin görünmez Tanrın mı beni cezalandıracak?
He will punish us.
Bizi cezalandıracak.
Why would he punish us?
Neden bizi cezalandırsın?
Punish them for trying to resist me.
Bana direnmeye çalıştıkları için, cezalandırın onları.
Now, they will punish him!
Şimdi cezasını halk kesecek.
I couldn't punish you.
Seni cezalandıramazdım.
Send whoever you want to punish.
Kimi cezalandırmak istiyorsan onu seç.
Who's going to punish naughty Croc-Croc and Fragada?
Azgın Croc-Croc ve Fragada'yı kim cezalandıracakmış bakalım.
I have to punish you so that you learn not to loosen your fingers like Kevin did.
Kevin gibi ellerini çözmemeyi öğrenmen için seni cezalandırmam gerek. Hadi ama, Sadie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]