Punish me translate Turkish
912 parallel translation
Tae Gong Sil, are you trying to scare me because you're angry and want to punish me?
Tae Gong Sil, kızgın olduğundan beni ceza olsun diye korkutmaya mı çalışıyorsun?
Punish me, torture me, but let me live!
Cezalandırın, işkence yapın ama öldürmeyin.
Now you may punish me for my effrontery.
Şimdi küstahlığım sebebiyle beni cezalandırabilirsiniz.
Punish me!
Cezalandırın beni!
Punish me!
Onu ben öldürdüm, söylüyorum size!
They wanted to punish me So I offered my excuses
Beni cezalandırmak istediler. Ben de özür diledim.
punish me as I deserve, but not in this way.
Beni layık olduğum şekilde cezalandır. Fakat bu biçimde değil. Sana yalvarıyorum.
- Then punish me!
- O halde beni cezalandır!
I won't let you punish me.
Beni cezalandırmana izin vermeyeceğim.
Is she gonna punish me, Tarzan?
Annem bana ceza verir mi Tarzan?
You gonna punish me, Mother?
Beni cezalandıracak mısın anne?
But you can't punish me like this.
Fakat beni bu şekilde cezalandıramazsın.
His family was determined to punish me and punish me.
İnsanlar benimle sürekli bir şeyler yapmaya kararlı. Ama benim hiç halim yok.
Punish me, teach me a lesson, put me in prison!
Ceza verin. Bana dersimi verin. Hapse atın.
You may punish me as you please.
Dilerseniz beni cezalandırabilisiniz.
He'd punish me and he might even...
Beni cezalandırır ve hatta...
The heavens won't punish me if I am unable to hold back these last words.
Hayatımın bu son anlarında bu son sözlerimi artık zapt edemediğim için Tanrılar beni cezalandırmayacaktır :
Are you trying to punish me?
Beni cezalandırmaya mı çalışıyorsun?
should I faiI to appear, Heaven will punish me
Ben başarısız olursam, Tanrı beni cezalandırır.
Whenever Buckingham doth turn his hate on you or yours... God punish me with hate in those where I expect most love.
Eğer bundan sonra Buckingham siz Majestelerine düşman olursa, ya da siz ve ailenize sadakat ve dostlukta kusur ederse, Tanrı aynı yoldan cezamı versin.
No, they wanted to punish me because I'd failed him and then let him down.
Beni cezalandırmak istediler çünkü ona yardım etmedim ve yüz üstü bıraktım.
"l'm grateful you care so much for my miserable self, but God will punish me for my excessive good fortune."
"Zavallı bana bu kadar ilgi göstermene müteşekkirim ama bu iyi talihimden dolayı Tanrı beni cezalandıracak."
Then the pig Will punish me for having failed.
Domuz, başaramadım diye beni cezalandırır.
To punish me.
Cezalandırmak için.
Could it be possible, father, that God wanted to punish me with this shame?
Peder, Tanrı bu utançla beni cezalandırmak istemiş olabilir mi?
What for did you punish me, mother?
Beni neden cezalandırdın Anne?
What for did you punish me?
Neden cezalandırdın beni?
If I have sinned... then God will punish me.
Günah işlemişsem eğer Tanrı beni cezalandıracaktır.
He said he'd punish me for being so shameless.
Böyle utanmaz olduğum için beni cezalandıracağını söyledi.
He's gonna make me stay home a whole year just to punish me.
Beni cezalandırmak için bir yıl evde tutacak.
If I've done something wrong, punish me.
Eğer yanlış bir şey yaptıysam, beni cezalandırın.
Why, then, do you punish me every day?
Beni neden her gün cezalandırıyorsun?
If he wanted to punish me he was right.
Beni cezalandırmak istese hakkı var.
Just because I loved John more than I loved you, didn't give you the right to murder him just to punish me!
John'u senden fazla sevmiş olmam beni cezalandırmak için onu öldürmeni gerektirmezdi!
and make her dirty, the gods will punish me!
lekelersem, Tanrılar beni cezalandırsın!
You can punish me.
Beni cezalandırabilirsin.
Please don't punish me again!
Lütfen beni tekrar cezalandırma!
Why don't you punish me?
Beni neden cezalandırmıyorsun?
Her ladyship can punish me if she wishes.
Eğer isterse düşes beni cezalandırabilir.
Why do you punish me?
Tanrım, neden beni cezalandırıyorsun?
The gods would punish me.
Tanrılar beni cezalandırmak istiyor.
If you want to punish someone, punish me.
Birini cezalandıracaksanız, beni cezalandırın.
Come, or she'll punish me.
Gelmezsen, beni cezalandıracak.
Don't tell anyone or they'll punish me.
Kimseye söyleme yoksa bana ceza verirler.
Youre not going to punish him for helping me last night?
Dün gece bana yardım etmek istediği için onu cezalandırmayacaksın, değil mi?
You committed a crime against me... but it'll be Kristo who'll punish you for betraying his father.
Bana karşı bir suç işledin ama babasını kandırdığın için seni cezalandıracak olan Kristo olacak.
Speak plainly. lf l've given you some offense, punish me...
Acik konus.
How would they punish me?
Bana nasıl bir ceza verirler?
But if it be thy will to punish him, visit it upon me in his stead.
Ama eğer onu cezalandırmak istiyorsan, onun yerine beni cezalandır
No matter what happens to me, no matter where I am, if I ever get a chance to punish you further, I'll do it.
Bana ne olursa olsun, nerede olursam olayım seni cezalandırma şansını yakaladığımda bunu kullanacağım.
You feel guilty, and you're trying to make me punish you.
Kendini suçlu hissediyorsun ve seni cezalandırmamı bekliyorsun.