Put out your hand translate Turkish
142 parallel translation
Put out your hand. Wait, wait.
Bekle, bekle...
Put out your hand, please.
Avucunuzu açın, lütfen.
Whenever you put out your hand, you will find my hand.
Ne vakit elini uzatsan, benim elimi tutacaksın.
Put out your hand.
Ellerini uzat.
Put out your hand, you noisy nuisance!
Uzat elini, gürültücü baş belası!
Put out your hand with the palm up.
Avucun yukarıda olacak şekilde elini uzat.
Just put out your hand like this, come on.
Sadece elini böyle tut.
Put out your hand.
Uzat elini.
Put out your hand.
Uzat elini. Şuraya.
Put out your hand.
Evet. Elini uzat.
Put out your hand.
Elini yaklaştır.
Put out your hand.
Elini uzat.
Put out your hand....
Vir elinü...
Here, put out your hand like you're me.
Benmişsin gibi elini uzat.
Put out your hand.
Elini getir.
Put your hand out.
Ellerini dışarı çıkar.
Put your hand out.
Uzat elini.
Put your hand out.
Elini uzat.
You just put your hand in his mouth and pull his teeth out.
Sadece elini ağızlarına sokarsın ve dişlerini çekersin.
Here, put your hand out.
Kameranın ön tarafındaki şu aletler bakın, onları çıkaramadım.
Put your hand out.
Ellerini çek.
Before things get out of hand, put down your weapons and open the gates.
İşler kontrolden çıkmadan silahlarınızı bırakın ve kapıları açın. Beni duyuyor musunuz?
Put your hand out.
Bakabilirsin.
Put your hand out.
Elini masaya koy.
You better not put your hand water... snakes come out at night to hunt the turtles.
Bence elini suda o kadar uzun süre bırakmamalısın çünkü su yılanları kaplumbağa avlamak için geceleri ortaya çıkarlar.
Here's how you do it, "Slip me some skin." Put your hand out there.
Şöyle yapılıyor. Elini uzat.
Put your right hand out to the side.
Sağ elini yana aç.
Put your left hand out to that side... and close your right eye.
Şimdi de Sol elini yana aç... ve sağ gözünü kapa.
put your hand out.
Birinden yardım etmesini istemek zordur.
Put that down and come and put your hand out.
Bırak onu da gelip elini uzat.
- Grab my wrist. Put your hand out.
Elini çıkar.
Simran, put your hand out Come on
Simran, elini ver.
You put your hand out as if you're apologising.
Elini özür diler gibi dışarıya koy.
Don't you put your hand out there for me! Come over here and hug my neck.
Sakın bana elini uzatmaya kalkma buraya gel ve sarıl bakalım.
- Put your right hand out, please.
Bekleme yapmayın.
To put your hand out and want someone at the end of your reach.
Elini uzatıp birine ulaşabilmek.
Why don't you put your hand down there and find out?
Neden elini uzatıp kendin bakmıyorsun?
Then reach out your hand and put it in my side.
Sonra ellerini al ve göğsüme dokun.
Head up. Now put your right hand out in front of you.
Şimdi sağ elini tam önüne dışarı koy.
Put your hand in my pocket and find out for yourself.
Elini cebime at ve kendin ortaya çıkar.
Put your hand out and fulfil Bebe's last wish with me.
Elini verip ve benimle beraber Bebe'nin son arzusunu yerine getirir misin?
Put your hand out like you're holding a gun.
Elini silah tutar gibi tut.
I'll give you my word that the second you put your hand on your zipper, I'm out the door.
Elini bir daha fermuarına attığın an, bu kapıdan çıkacağıma söz veririm.
We need your help to put a stop to it before it gets out of hand.
Kontrolden çıkmadan önce buna bir dur dememiz lazım.
Put out your worries and just hand over your money
Endişelenmeyi bırakın ve paraları çıkarın.
In the end, the hair would start to fall out. When you put your hand on the patient's head, tufts of hair would come away in your hand.
Sonuçta anlaşıldığına göre, en fazla etkilenenler patlama merkezine yakın olanlar radyasyon bulaşmış bir şey yutanlar ya da o kara yağmur suyundan, içenlerdi.
Take your hand put in into your pocket, take out your ID and give it to me.
Ellerinizi cebinize sokun, kimliğinizi çıkarın ve onu bana verin.
You're gonna go out there, you're gonna put your helmets on, buckle your chinstrap, and hand out 38 ass-whoopirs!
Sahaya çıkacak, kasklarınızı takacak, korumalarınızı takacak, ve bu skoru döndüreceksiniz! Anladınız mı?
All you have to do is just... take your hand out of your jacket pocket... and put the gun down... and get out of here.
Tüm yapman gereken.. elini cevinden çıkarıp... silahı bırakman ve buradan gitmen.
Beer off your belly, hand out of your boxers, put on some pants.
Birayı kaldır, şortunu çıkart ve pantolonunu giy.
So you put your hand out, jamie, to take it.
Demek sen onu almak için elini uzattın, değil mi, Jamie?