English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ R ] / Rand

Rand translate Turkish

1,031 parallel translation
Jeb, we've always called you by your right name, Rand.
Jeb, hep seni Rand diye çağırdık.
If you don't mind, I'd like to use my own name. Jeb Rand.
Sizce de bir mahsuru yoksa Jeb Rand olarak kalmak isterim.
- Mr. Rand?
- Bay Rand mi?
I don't believe I ever talked to anyone who knew Jeb Rand's kinfolk.
Jeb Rand'ın ailesini tanıyan birisiyle daha önce hiç karşılaşmamıştım.
Sometime, take a little ride for yourself up into glorietta township... And see what the records have to say about a family named Rand.
Yolun düştüğünde kasabalarına uğrarsan eğer Rand'lerin nasıl bir sicile sahip olduğunu da öğrenebilirsin.
I call it the Rand share.
'Rand Hissesi'diye kayıtlı.
- Stop vexing me, Jeb Rand.
- Beni daha fazla sinirlendirme, Jeb Rand.
A family named Rand did live there once.
Bir zamanlar orada Rand isminde bir aile yaşamış.
Miss Callum, On the night in question, Did you witness a quarrel between your brother and Jeb Rand?
Bayan Callum olayın yaşandığı o gece Jeb Rand ve kardeşiniz arasında geçen tartışmaya şahit oldunuz mu?
Get away from me, Jeb Rand.
Benden uzak dur, Jeb Rand.
Jeb Rand, the man she hates most in the world,
Jeb Rand onun bu dünyada en nefret ettiği kişi.
Mr. Rand.
- Bay Rand.
Defend yourself, Mr. Rand.
Kendini kolla, Bay Rand.
It's Jeb Rand.
Jeb Rand.
Jeb Rand? Callin'on you?
Jeb Rand seni ziyarete mi gelmiş?
Charlie, would you take Mrs. Rand's bags into the front bedroom, please?
Charlie, Bayan Rand'in çantalarını öndeki yatak odasına taşır mısın?
Jeb Rand, we know you're in there.
Jeb Rand, orada olduğunu biliyoruz.
He told her to look at her Rand now.
'Sevgili Rand'inin halini gel de gör dediğini duydum.
I remember those words - "your Rand."
'Sevgili Rand'in dediğini gayet iyi hatırlıyorum.
Well, now he's growed and he gets his legacy. Only it's made out of him.
Artık büyüdü ve tam bir Rand oldu, bunu görmemek imkansız.
She can't dance everything full out. - She ought to know that.
Tüm dansları tam randımanlı yapamaz.
- Yes, sir. If we increase the squads and specialize their functions... Now, Colonel Saito, I have one more point....
Ekipleri çoğaltıp, vazifelerini uzmanlık alanlarına göre saptarsak eminim ki günlük randıman 30 % civarında artış gösterecektir.
The one cult member we persuaded to speak up... a farmer named Rand Hobart... was arrested several weeks ago as an alleged murderer.
Bir tarikat üyesini konuşmaya ikna etmiştik Rand Hobart adında bir çiftçi birkaç hafta önce sözde katil diye tutuklandı.
not mine or Rand Hobart's.
benimkine veya Rand Hobart'ınkine değil.
- Is Rand Hobart your son?
- Rand Hobart oğlunuz mu?
Tell him Rand Hobart knows.
Ona Rand Hobart biliyor deyin.
We're going to perform an experiment on the platform... with a Mr. Rand Hobart... who, through an experience related to devil worship... has lost all contact with reality.
Burada Bay Hobart ile bir deney gerçekleştireceğiz. Bay Rand Hobart şeytana tapınmakla ilgili yaşadığı bir olay yüzünden gerçeklikle bütün temasını kaybetmiş.
Officer Rand turned it over to me.
Memur Rand onu bana havale etti.
" Buy 200,000 Rand.
"200,000'lik satın al."
Let me see... I think it had something to do with an additive to gasolene for the purpose of increasing the efficiency of the combustion engine.
Sanırım motorun içerisindeki yanmada randımanını artırmak amacıyla benzine katkı malzemesi konması deneyiydi.
I must warn you, Mr. Rand, you are familiar with the proceedings of this court and I expect you to abide by them.
Bay Rand sizi uyarıyorum bu mahkemenin usulleriyle aşinasınız.. ... bunlara uymanızı beklerim.
Yeoman Rand, this is Charles Evans.
Yazıcı Rand, bu Charles Evans.
When Yeoman Rand was...
Yazıcı Rand'ı gördüğümde...
I found this bottle in Yeoman Rand's quarters.
Bunu Yazıcı Rand'ın kamarasında buldum.
Yeoman Rand, how long was Green with you?
Yazıcı Rand, "Green" ne kadar sizinleydi?
- Take over here, Rand. - Yes, sir.
Burayı devral.
Without them, the Enterprise cannot operate at full power.
Onlar olmaksızın Enterprise tam randımanlı çalışamaz.
- It impedes maximum efficiency.
- Çünkü tam randımana engel oluyor.
Look, Lou, Vicky's another Ayn Rand trying to bust loose from her cocoon, and you and me are gonna help her.
Gerçek haliyle nasıl göründüğünü görmek istiyorum. O seni niçin bu kadar ilgilendiriyor?
My secretaries are very efficient. I know.
Sekreterlerim çok randımanlı çalışır.
Professor Rand head of the chemistry department at Oxford.
Profesör Rand, Oxford Üniversitesi Kimya Bölüm başkanı felç oldu.
Professor Rand paralyzed.
Profesör Rand, felç oldu.
100,000 in South African rands, 50 in Canadian dollars, another 50 in yen.
100 bin Güney Afrika Randı, 50'si Kanada doları, diğeri 50'si Yen olarak.
- Fifty rands.
- Elli Rand.
- Fifty rand!
- Elli Rand!
A traffic violation is 50 rand.
Trafik cezası 50 Rand.
That's 250 rand.
Bu da 250 Rand yapar.
All right, Van, give him a receipt for 250 rand.
Pek âlâ Van, ona 250 Randlık cezasını ver.
Sir, we have only 65 rands in the village.
Efendim köyün sadece 65 Rand'ı var.
I can say you have a very efficient transportation!
Söylemek isterim ki çok randımanlı bir taşımacılık yapıyorsun.
Yeoman Rand is a woman.
Yazıcı Rand bir kadın...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]