Realite translate Turkish
193 parallel translation
Our school motto is Faites vos desirs realite.
Okul sloganımız'Gerçek isteklerini yap'.
This filthy, roach-ridden reality is inspiring.
Bu iğrenç, böcek dolu realite bana ilham verdi.
Reality.
Realite.
Yes, a reality cultivated by men in a male-dominated workplace. The fact is, women do become mothers.
- Evet ve erkek çalışanların baskın olduğu yerlerdeki erkekler tarafından temellendirilmiş bir realite.
Fox is running one of those new reality shows at 8 : 00.
Fox'un 8 : 00'de yeni bir realite programı var.
For severe | schizophrenics, there`s no discerning between fantasy | and reality.
Ağır şizofreniler, realite ve fantazi arasında ayrım yoktur.
I have an idea for a new reality show.
Yeni bir realite şov için bir fikrim var.
That's a fact.
Realite bu.
Too many of those bad motherfuckers sticking guns in people's faces on those reality TV shows.
Televizyondaki şu realite programlarında insanlara silah çeken bir sürü aşağılık görüyoruz.
Timmy was a big fan of all those reality shows.
Timmy bütün realite şovlarının hastasıydı.
It's a reality-based show shooting here in Vegas.
- Realite dizisi. Vegas'ta çekiliyor.
And we'll make desperate cell phone calls to our loved ones while watching Mother Earth's last days on reality TV.
Biz de TV'de Dünya Anamızın son günlerini realite şovlarında izlerken sevdiklerimize ümitsizce telefonlar açacağız.
P.s. Every thursday should be Free ice cream day.
Gelmiş geçmiş en iyi realite programı.
( applause ) Don't kid yourselves!
Gezegenimiz sadece bir realite televizyon programı mı?
Is this one of those reality shows where you try to freak a guy out?
Adamın çıldırtıldığı, realite şovlarından biri mi bu da?
The first-ever animated reality television show, ever.
İlk defa yapılan animasyon realite TV shovu.
It's a reality show where people get duped into doing things like giving a stranger their car or money.
Realite Şov programı insanlar yabancılara... -... arabalarını ve paralarını veriyorlar.
Reality's a motherfucker.
Oysa gerçek realite boktandır.
Yeah, he's a reality television producer.
Bir realite programları yapımcısı.
Sophie, this is reality television.
Sophie, bu bir realite programı.
We're from a new reality TV show. It's called Bounty Squad.
Yeni bir realite programındanız, adı Ödül Ekibi.
It's one of those hidden camera reality television things, isn't it?
Gizli kameralı realite TV şovlarından biri bu, değil mi?
Apparently The Valley, it's got its own reality show knockoff, and, you know, why watch the angst of fictional characters when you can watch real people in contrived situations?
Görünüşe göre, The Valley dizisinin, kendine ait bir realite şov programı varmış. Gerçek insanların, tertiplenmiş durumlardaki hallerini izlemek varken, kim aktörlerin canlandırdığı bir melodramı izlemek ister ki?
And I'm joined in the broadcast booth by the stars of ABC's latest reality show, billionaire versus bear.
Ve ABC'nin son realite şovu, "Milyoner Ayıya Karşı" nın yıldızları yayınımızda.
Please tell me this is, like, some new reality show called My Skank.
Lütfen bana bunun bir realite şov olduğunu söyle.
If you're pitching a rip-off of another network's reality show, press two.
Eğer diğer bir kanalın realite şovlarından çalıntı yaptığımızı düşünüyorsanız ikiye basın.
We're filming my reality webcast before the party.
Partiden önce internette yayımlanacak realite şovumu çekiyoruz.
She stole the tape for her stupid reality show.
Aptal realite şovu için kaseti yürütmüş.
It's like some weird reality show.
Garip bir realite şov gibi olur.
Here's where we develop our many reality shows.
Burası, realite şovlarını geliştirdiğimiz yer.
This is a reality program, dear, where we take wives from two very different families and they trade places for a month.
Tatlım, iki farklı aileden eşleri alıp, bir aylığına değiştirdiğimiz bir realite programı.
I'm signing us up for a reality show where we trade you to another family.
Seni başka bir aile ile takas edeceğimiz bir realite programına katılıyorum.
We were born to fall into each others'arms on reality tv.
Realite programında birbirimizi kucaklamak için doğduk.
We get a very real, ordinary scene onto which the heroine's inner space, as it were, her fantasy space is projected, so that, although all reality is simply there, the train, the girl,
Böylece bu son derece sıradan ve gerçek sahnede kadın kahramanın fantezi dünyasını yansıtıldığını görürüz. Şöyle ki, tüm realite basit bir şekilde orada durmasına rağmen ;
But the choice between the blue and the red pill is not really a choice between illusion and reality.
Fakat kırmızı ve mavi kapsüller arasındaki seçim... aslında illüzyon ve realite arasındaki seçim değildir.
At that point when the reality fully fits fantasy,
İşte bu noktada, realite fantaziye uyduğu zaman,
So the result of this violence is a perfect co-ordination between fantasy and reality.
Bu şiddetin sonucunda Fantazi ve realite arasında mükemmel bir ilişki kurulur.
When fantasy disintegrates, you don't get reality, you get some nightmarish real too traumatic to be experienced as ordinary reality.
Fantazi parçalandığı zaman, realiteyi elde edemezsiniz. Son derece dramatik olan ve sıradan realite gibi tecrübe edilemeyen kabusvari bir "gerçek" elde edersiniz.
What she is able to do at the end is to acquire a proper distance towards reality.
Sonunda elde edebildiği şey,... realite karşısında uygun bir mesafe kazanmaktır.
TV division, music division, reality division.
TV bölümü, müzik bölümü, realite bölümü.
Um, after watching seven hours of the most boring reality show ever made, I've narrowed it down to one final contestant.
Gelmiş geçmiş en sıkıcı realite programını 7 saat seyrettikten sonra son bir yarışmacıya geldim.
Denver. " Lucy's eating it up with a fork and spoon'cause boyfriend's working, and you know how much he hates reality TV.
Ağzı açık izliyor çünkü Sevgili çalışıyor ve onun realite programlarından ne kadar nefret ettiğini bilirsin.
You're gonna sit there and talk about something funny you've seen on reality TV, and stop going on and on about the euro.
Burada oturup gülümseyecek ve realite şovdaki komik bir şeyi anlatacaksın. Sürekli eurodan bahsetmeyi de kes. Girdik artık.
Find out tonight on Fox's newest reality hit, Landing Strip.
Fox'un en yeni realite programı, Çıplak İnişler'de bu gece keşfedin.
You shooshing me for reality TV?
- Beni realite TV için mi susturuyorsun?
I think he's going to end up on a reality show
Sonunda * realite şov olarak neticelenecektir. Palyaçonun biri.
you--you text- - finally a man who doesn't waste his life watching reality tv.
Cep telefonundan. Nihayet realite şovları izleyerek hayatını boşa harcamayan biri çıktı.
Finally, a man who doesn't waste his life watching reality TV.
Nihayet realite şovları izleyerek hayatını boşa harcamayan biri çıktı.
We're a reality film cre.
Bir realite film ekibiyiz.
The reality show.
Realite şovu.
A couple of little cuties there that might want to go for a roll in the hay.
Onlar Realite şovlardan birinden geliyorlar.