Reality check translate Turkish
122 parallel translation
A reality check :
Hatırlatma :
Forget it, I am your reality check.
Unut bunu, ben senin gerçeklik değerlendirmen'im.
Reality check - you can't leave town. Your movie opens Friday.
Gerçeğe dönmelisin.Gidemezsin. Cuma günü galan var.
Hey, reality check, sweetie pie.
Ama tersine çevirdim bu durumu.
Reality check.
Gerçeğe dön.
I've got a reality check for you, curly.
Sana durumun vahametini açıklayayım kıvırcık.
Reality check.
Gerçeklik kontrolü.
You think I'm gonna second-guess myself now... because of some gutless paramedic, you'd better get a reality check. ROY :
Şimdi ödlek bir sıhhiyeci yüzünden... kendimden şüpheye düşeceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Reality check here, guys!
Durun bakalım! Gerçekleri konuşalım, çocuklar!
Reality check.
Gerçekleri konuşalım.
I'm glad you're so fascinated by all this, but it's time for a little reality check, okay?
Tüm bunlardan bu kadar etkilendiğin için memnunum, ama zaman gerçekleri kontrol etme zamanı, tamam mı?
Let me give you a reality check.
Sana gerçek bir şah göstermeme izin ver.
Reality check.
Durum tesbiti.
I'm just trying to give you a reality check on how you're living right now. It's foul and disgusting.
Şu anda nasıl yaşadığını... sana göstermeye çalışıyorum.
Reality check, chels.
Gerçeğe dön, Chels.
Reality check!
Gerçekçi ol.
Ok, reality check?
Tamam, kontrol ediliyor
REALITY CHECK.
Pekala. Gerçeklere dönelim.
It's called a reality check, but it's the last thing Amélie wants.
Buna gerçekle yüzleşmek denir. Ama Amelie de bunu istemiyor zaten.
But-reality check - I could still kick your ass.
Ama doğrusunu ister misin, hala kıçını tekmeleyebilirim.
Max, a little reality check. The ship you're talking about sucks.
Max, bir gerçeklik testi.
Reality check, people. Scott and Jean?
Gerçeğe dönün millet.Scott ve Jean?
It's the reality check. I'm game over on the art scholarship.
Gerçeklerle yüzleşme anı.
Quick reality check.
Hızla bir gerçeklere bakalım.
You need a reality check, lady.
Senin gerçeklerle yüzleşmen gerekiyor.
I think it's time she got a reality check.
Bence gerçeği öğrenmesinin vakti geldi.
But appearances can be deceiving... and tonight, Matt's about to get a reality check... at an intersection known as The Twilight Zone.
Fakat görünüş aldatıcıdır... ve bu gece, Matt'in gerçekleri test etme gecesi... Alacakaranlık Kuşağı'yla kesişen gerçekleri...
You need a serious and bracing reality check if you think my life is perfect!
Hayatımın mükemmel olduğunu sanıyorsan bir daha düşün.
Reality check.
Gerçek dünya.
- Somebody needs a reality check.
- Birinin gerçekliğini kontrol etmeliyiz.
And ever since her reality check with Jerry... Samantha had no interest in seeing him again.
Jerry'yle gerçek sınavından sonra Samantha onu görmeyi istemiyordu.
I needed a reality check.
Gerçeklik ilkesine ihtiyacım vardı.
- This is a reality check.
- Tanrı aşkına. Gerçek bu.
A reality check.
- Gerçekleri anlamasının.
Reality check. We should've grown out of this by now.
Gerçek şu ki, Şimdiye kadar büyüyüp bundan vazgeçmeliydik.
Reality check.
Gerçek şu ki,
Was it the necessary reality check your little life needed?
Peki ihtiyaç duyduğun gerçeklik kontrolunu yaptın mı? Öyle umuyorum.
You know, it's been a little bit of a reality check for me too...'cause at my age I can get there and I have experience... and I can get down stuff that a lot of people wouldn't even consider.
Bu benim gerçekleri görmemi sağladı. Çünkü benim yaşımda oraya çıkıp güzel tecrübeler yaşayabiliyorum. Başka insanların akıllarına bile getirmeyecekleri şeyler yapabilirim.
Reality check, Kate :
Gerçeği gör, Kate.
Today I was in the Oval Office on a preparatory meeting and I sat behind the President's desk and I had a reality check.
Bugün oval ofiste bir hazırlık toplantısındaydım. Başkanın masasına oturdum ve o anda farkına vardım. Bu bana fazla geliyordu.
Reality check, Camille.
Gerçeğe bakın, Camille.
Reality check there are microscopic robots in her brain.
Gerçeklik kontrolü : beyninde mikroskopik robotlar var.
It's a reality check, and you need it.
Gerçeklere bakıp tekrar değerlendirmektir bu, ve buna ihtiyacın var.
I'm sorry. Can we have a reality check here?
Affedersiniz ama gerçekleri gözden geçirsek?
Ok, reality check.
Gerçeğe dönelim tamam mı...
I think really what they want, they want a reality check on the attorney down there.
Aslında ne istediklerini biliyorum, onlar bir avukattan gerçeklik doğrulaması istiyorlar.
Look, Ishbo, reality check :
Bak, Ishbo, gerçekçi olalım :
Reality check.
Gerçeğin Sesi.
No doubt you have devices which can check my reality.
Gerçekliğimi kontrol edebilecek aletleriniz vardır.
It's the reality check.
Gerçeklerle yüzleşme anı.
- Reality check.
Gerçekleri k onuşalım.
check 1743
checked 90
checking 99
checkmate 250
checks 46
checkers 22
checkpoint 27
check me out 64
check this out 1704
check in 65
checked 90
checking 99
checkmate 250
checks 46
checkers 22
checkpoint 27
check me out 64
check this out 1704
check in 65
check it out 2343
check that 66
checking in 81
check again 75
check your phone 26
check it 331
check out 29
check this shit out 23
check you out 38
checked out 26
check that 66
checking in 81
check again 75
check your phone 26
check it 331
check out 29
check this shit out 23
check you out 38
checked out 26