Realize translate Turkish
22,874 parallel translation
Do you realize how psycho that looks?
Bunun ne kadar psikopatça gözüktüğünden haberin var mı?
My dear, you must realize, what you more than anything is a man.
Bunu anlamalısın. Şu anda sana her şeyden önce bir erkek gerekiyor.
And the very fact that you needed a written guarantee of respect made me realize how dismissive I've been of your contributions.
Yazılı saygı garantisine ihtiyacının olması da desteklerine ne kadar ilgisiz olduğumu fark etmemi sağladı.
- Nothing like prison blue to make you realize the clothes don't make the man, huh?
Hapishane mavisi kadar insana kıyafetin önemsiz olduğunu gösteren bir şey yoktur.
- I don't care about tomorrow. - Well, maybe you should start caring about tomorrow, because if you don't, you're gonna wake up three weeks from now, and you're gonna realize that this was the biggest mistake of your life, and all you did was give up exactly what Mike went to prison to save.
Güzel, yarının umurunda olmasına başlamasının çünkü umurunda olmazsa üç hafta sonra uyanıp bunun hayatındaki en büyük hatalardan biri olduğunu fark edecek ve yaptığın şeyin Mike'ın kurtarmak için hapse girdiği şeyden vazgeçmek olduğunu anlayacaksın.
Once they realize we're out, they won't hesitate to kill us or you.
Kaçtığımızı öğrendiklerinde bizi veya seni öldürmekte tereddüt etmeyecekler.
Bobby and I didn't realize we knew each other
Ben onun otel odasına girene kadar Bobby'yle tanıştığımızı bilmiyorduk.
If you would read Jordan Graff, who is a Harvard law graduate, by the way, you would realize that the public-school currICUlums have been adjusted so that white people do more poorly than minorities!
Eğer Jordan Graff'ı okusaydınız, kendisi Harvard Hukuk mezunu bu arada devlet okullarının müfredatlarının beyazlar, azınlıklardan daha az başarılı olsun diye düzenlendiğini fark ederdiniz!
Now, for us to realize that end, we'll need a long-term relationship with a long-term commitment.
Bunu gerçekleştirmek için uzun süreli birlikteliğe ihtiyacımız var.
Kissing Marlene made me realize I still have that old spark for her.
Marlene'i öpmek hala ona karşı olan kıvılcımımı fark etmemi sağladı.
It made me realize how bad it is. It's always magic.
Ne kadar kötü olduğunu anlamama sebep oldu.
I realize that most of our shared experiences
Birlikte paylaştığımız anların belgelenmediğini...
It was hard, but I made myself stand there, hoping that she'd realize it wasn't safe.
Zordu, ama kendimi orada durup, oranın güvenli olmadığını kendisinin fark etmesi gerektiğine inandırdım.
Do you realize I never even told my therapist about us?
Terapistime hiç ikimizden bahsetmediğimin farkında mısın?
Do you realize that in less than five minutes, you have managed to mention your body fat percentage, vacationing on Mark Cuban's ranch, and your brand-new, limited-edition Porsche?
Farkında mısın, daha beş dakika bile olmadı... ve sen bana, vücudundaki yağ oranını... Mark Cuban'ın çiftliğindeki tatilini... ve Porsche marka yeni arabanı anlattın.
"You made me.. realize.."
"Beni farkettirdin.."
And like a lot of players back then, I thought it would last forever, but I realize now that it doesn't and I'm a much better man for it.
Ve o zamanlar ki birçok oyuncu gibi paranın sonsuza kadar kalacağını düşündüm ama sonra farkettim ki kalmıyor ben de daha iyi bir adam oldum.
Took a whole week for me to realize I was having a baby.
Hamile olduğumu fark etmem bir haftamı aldı.
I guess seeing Zemo spend his whole life trying to recreate history made me realize I wanna honor my past, not live there.
Sanırım Zemo'nun tüm hayatını geçmişi tekrar yaratmaya harcadığını görmek bana geçmişimi onurlandırmamı fakat artık orada yaşamamamı anlamamı sağladı.
Look down, you realize a guy had joined.
Bir bakıyorsun, elemanın biri katılmış.
He doesn't realize that's him.
Eziğin kendisi olduğunu ne zaman anlayacak?
I-I didn't realize you'd spoken to the guy.
Elemanla konuştuğunu fark etmedim.
You realize when one of you has sex with her, things are going to implode, right?
Biriniz onunla seks yaptığında olay elinizde patlayacak, farkında mısın?
You realize that, right?
Farkındasın, değil mi?
Look, I didn't want to be the one to say this, but you realize this shit's getting really weird, right?
Bak. Bunu söyleyen kişi olmak istemezdim ama bu olayın iyice tuhaf hale geldiğini görüyorsun, değil mi?
I thought you'd realize pretty quickly that this is a bad arrangement.
Bunun kötü bir fikir olduğunu çabucak anlarsın diye düşündüm.
If you don't realize that, you're even dumber than I thought.
Bunun farkında değilsen düşündüğümden daha malsın.
Getting fired, it made me realize that I care about this job, probably more than I was willing to admit.
Buradan kovulunca, bu işi ne kadar sevdiğimi anladım. Sandığımdan çok daha fazla seviyormuşum.
I realize it was only a.22-caliber revolver, but it was fired at point-blank range.
Sanırım sadece 22 kalibrelik bir tabanca idi, Fakat çok yakından ateş edilmişti.
Do you realize how crazy this sounds?
Kulağa ne kadar çılgınca geldiğinin farkında mısın?
Do you realize that the camel's nose is already in our tent...
Devenim burnunun bizim çadırımıza çoktan girdiğini fark ettin mi bilmiyorum ama -
You realize that potentially comes with it a... lengthy prison term.
Bunun sonucunun uzun süreli bir hapis cezası olabileceğinin farkında mısınız?
I didn't realize you were aware of Mr. Krasnov.
Bay Krasnov'dan haberin olduğunu bilmiyordum.
I didn't realize how close we were until I saw it in the paper the other day.
Geçen gün gazetede görene kadar ne kadar yakın olduğumuzu farketmemiştim.
You realize the heat that's going to come down on us?
Bu olayın bize döneceğinin farkında mısın?
I didn't realize the real estate agent put one in.
Emlak şirketinin o şeylerden taktırdığını bilmiyordum.
It's just coming home and seeing my friends and everything that Ali's going through I realize I've got a lot of unresolved things in my life and it wouldn't be fair to you.
Eve dönmek arkadaşlarımı görmek ve Ali'nin yaşadığı onca şey, hayatımda çözümlenmemiş çok şey olduğunu fark etmemi sağladı ve bu sana karşı adil olmaz.
I mean, do we all realize that the only reason we're stuck in this small town is because of Charlotte's death?
Yani, bu küçük kasabada sıkışıp kalmamızın tek nedeni Charlotte'ın ölümü, bunun farkında mıyız?
You know, I just wish that you wouldn't judge me based on one stupid mistake because if you got to know me you'd realize that that's not who I am at all.
Tek bir aptal hatamla beni yargılamamanı diliyorum, çünkü beni tanısan öyle bir insan olmadığımı anlayacaksın.
I didn't realize you were doing this tonight.
Bu gece olduğunu bilmiyordum.
Yeah, and by the time the police realize that he's missing and they start tracking his phone he'll be halfway to Delaware.
Evet ve polisler onun kayıp olduğunu fark edip telefonunu takip etmeye başladıklarında Delaware yolunda olacak.
And by the time the police realize that he's missing he'll be halfway towards Philly.
Ve polis, onun kaybolduğunu fark ettiği anda Philly'e doğru yolu yarılamış olacak.
When are they gonna realize that Noel Kahn is the one that we're after?
Aradığımız kişinin Noel Kahn olduğunu ne zaman anlayacaklar!
You guys are never gonna realize that Noel is the one behind everything.
Siz asla peşimizdekinin Noel olduğuna inanmayacaksınız!
Mike, you realize what this means?
Mike, bunun ne anlama geldiğini fark ettin mi?
I didn't realize it was, you know, gonna be such a big party, so I...
Bu kadar büyük bir parti olacağını bilmiyordum, ben de sadece...
I didn't realize that that was someone that you had a thing with.
O kişinin seninle olayı olduğunun farkında değildim.
You realize you just accused the police department of being corrupt at the police department gala?
Az önce, polislerin galasında.. .. polis merkezini yolsuzlukla suçladığının.. .. farkında mısın?
Oh, my gosh, yeah, I didn't even realize I dropped it.
Aman Tanrım, evet, düşürdüğümü fark etmedim bile.
PAULA : He is Josh's best friend, okay, and if you sleep with Josh's best friend, that ruins any possibility for when you finally come to your senses and realize that you are meant for Josh.
Josh'ın en yakın arkadaşı, tamam eğer Josh'ın en yakın arkadaşıyla yatacaksan aklın başına geldiğinde Josh ile olabilecek her şeyi mahvetmiş olursun.
You realize that, right?
İpucunu bildiğimizi bilmiyor.