Robe translate Turkish
1,670 parallel translation
- Who? - The robe.
Rory ile tanışmanızı istiyorum.
The robe.
- Bornoz.
I wouldn't say that. That was one nice robe.
- Önemli bir şey değildi.
- She's the one in the robe.
- Cübbeli tek kişi o.
IF HE'S WEARING A ROBE, EYES UP, OK?
Üstünde sabahlık varsa, yukarı bak, tamam mı?
He couldn't testify until I adjusted my robe.
Ben cübbemi düzeltene kadar tanıklık yapamadı.
Robe.
Bornoz.
This robe is pretty soft.
Bu cübbe oldukça yumuşakmış.
- The robe.
- Bornoz.
I'm gonna get out of this robe.
Bu sabahlığı da çıkaracağım.
Annette wears a robe.
Annette sabahlık giysin.
No, Annette, not the robe.
Hayır Annette, sabahlık falan yok.
We have a doctor, man in a wheelchair... pregnant woman that's not her... fat guy in a robe, nurse....
Elimizde olanlar bir doktor, tekerlekli sandalyede bir adam hamile bir kadın, bu o değil uzun paltolu bir adam, hemşire...
Going out into a blizzard with just a funny robe and sandals?
Sadece gülünç bir sabahlık ve terliklerle kar fırtınasının içine dalmak.
Ceremonial robe of honour.
Tören cübbesi.
You look very nice in that robe.
Bu kıyafetle çok güzelsin.
A virgin's robe?
Bir bakire cüppesi?
Get a robe. Get a robe.
Bornoz al, bornoz al.
This robe and the person who wore it... is worth more than a hundred people who don't appreciate them.
Bu bornoz ve bunu giyen kadın onları takdir etmeyen yüz kişiden daha değerlidir.
I don't want to take off my robe.
Kuşağımı çıkarmak istemiyorum.
Did you see what was on her robe?
Cübbesindekini gördün mü?
Here, put on my robe, you're all wet.
Sabahlığımı al, sırılsıklam olmuşsun.
In my opinion, he's just a poor worm who's crimpling in his robe all day.
O rahiplerinin arkasına saklanmaktan başka bir şey yapmıyor. Komutan Himmler'in başkasının arkasına saklanıyor mu?
Mm. Look at the robe on that.
Üstündeki örtüye bak.
If that'll get you out of that robe
Eğer bu seni ipten alacaksa, yapmalısın.
Where's the robe?
Bornoz nerde?
Fiona just dropped the robe at the pool and had nothing on underneath.
Fiona bornozu az önce çıkarıp havuza girdi ve altında hiçbirşey yoktu.
This is an exceptionally comfortable robe.
Bu fazlasıyla rahat bir bornoz.
It was the hug that wouldn't end. And he was wearing a robe.
Sanki bitmeyen bir sarılma anı gibiydi.Üzerinde de sabahlık vardı.
- Yes, apparently we're a robe family now.
- Evet bizim ailede sabahlık giyilir.
I'll need to take your, um- - your mask and your robe too.
Maskeni ve bornozunu da çıkar.
Damien, your robe?
Damien, bornozunu da çıkart.
SHE'S JUST SLIPPING INTO HER ROBE.
Bornozunu giyiyor da.
You want a fluffy robe and macadamia nuts or do you wanna stay alive?
Tüylü bir bornoz ve fındık içi mi istiyorsun veya hayatta kalmak mı?
A Polyphonic Spree robe.
Polifonik Cemaat cüppesi.
What about an Elvis version of the robe?
Ya cüppenin Elvis versiyonuna ne dersiniz?
Did you steal the robe?
Bornozu çaldın mı?
And if this is your last day, which I suspect that it might be... your final assignment is going to be to sit in that robe... and think about how stupid it would be to lie to us.
Ve eğer bu son gününse, ki en azından ben öyle umuyorum... son görevin bu bornozla oturup... bize yalan söylemenin ne kadar aptalca bir şey olabileceğini düşünmektir.
- Padding around the house in his black socks and his robe. I can't wait.
- Siyah çorapları ve röbdöşambrı ile evin etrafında dolaşmasını bekleyebilirim.
- And I can wear my robe. - Or not.
Ve sabahlığımı giyebilirim.
Now, off with the robe!
Şimdi, elbiseyi çıkar!
Did I mention the extra robe in the bathroom?
Banyodaki fazladan bornozdan söz etmiş miydim?
It was hard to be huffy in a cloth robe, but Samantha pulled it off.
Bornozluyken sinirli olmak zordu ama Samantha bunu becerdi.
At this point, I've only been invited in as far as... a security code and a robe.
Şu ana kadar sadece güvenlik kodu ve bornoz var.
You know you're supposed to be in your robe. Jake?
Hastane kıyafetlerinle olmalıydın.
You know you're supposed to be in your robe.
Hastane kıyafetlerinle olmalıydın.
Number nine : bitch about the job, and then invite her back to your place... to see your new black robe.
İşinden yakın ve sonra onu evine yeni siyah cübbeni görmesi için çağır.
And if you don't leave right now, I will take off my robe and hug you.
Ve eğer şimdi çıkmazsan bornozumu çıkartıp sana sarılacağım.
NO ROBE?
Bornoz yok mu?
Have I told you how much I love this robe? It is so yummy and plush. Hey, hey.
Çok rahat ve yumuşak.Bununla gömülmek istiyorum.
17th century kabuki robe used in the first kabuki dances in Kyoto.
Kyoto'daki ilk Kabuki dansında kullanılan bir Kabuki kimonosu.