Room service translate Turkish
1,437 parallel translation
We'll order room service, open a box of wine...
Oda servisini arar, bir kasa şarap ısmarlarız...
You can relax, get a massage, room service, whatever you need. Come on. I'll show you.
dinlenebilirsiniz, masaj yaptırabilirsiniz, oda servisi, ne gerekirse, size göstereyim.
Guess who signed for room service... in a room charged to the Echolls'family credit card.
Echolls kredi kartıyla alınan oda servisine kim imza atmış bil.
You stole your mom's credit cards, but made a mistake going to the hotel... because you let Caitlin sign for room service.
Annenin kredi kartlarını çaldın ama Neptune Grand Oteli'ne gittiğinde bir hata yaptın ve oda servisi faturasını Caitlin'e imzalattın.
But if Heidi had stuck with the hospitality basket, or a more traditional definition of the term room service, we'd both be back in New Jersey right now, starting our married life together.
Evet ama Heidi, misafirperverlik paketiyle ya da genel deyişle "oda servisi" ile kalsaydı şu anda New Jersey'e dönüyor ve evli hayatımıza başlıyor olabilirdik.
Last one down springs for room service!
Sona kalan oda servisini öder!
- Maybe we can order room service.
- Sipariş verebiliriz
Room service.
- Oda servisi.
I think room service fled.
Oda servisi yokmuş.
Room service.
Oda servisi.
- Room service?
- Oda servisi mi?
You can tell a lot about a woman by the way she acts when you're having sex and room service comes in. Some girls will sit up and light a cigarette like there's nothing funny in the world about her being naked.
Bir kadının, seviştiğiniz sırada oda servisi gelirse nasıl davranacağı konusunda çok şey söyleyebilirsiniz Bazıları, dünyada çıplaklığından başka komik birşey yokmuş gibi hemen kalkıp sigara yakar.
What's the official story on the fact that the staff of the hotel in Miami all seemed to know she delivered room service to the boys'suite three days before and was never seen alive again?
Peki Miami'deki otel personelinin üç gün önce, çocukların odasına servis yaptığını bildikleri Maureen'i bir daha canlı görmedikleri gerçeği hakkındaki resmi hikaye nedir?
It's room service.
Oda servisiymis.
And you and your party have continued to get the massage, the room service, the beer, the scuba lessons.
ve siz sizin partiniz devam ettiğinden bu mesajı aldınız, oda servisi, bira, dalış dersleri.
I'm guessing you're not room service.
Sanırım, oda servisi değilsin.
Shall I order you something from room service?
Oda servisinden bir şeyler sipariş edeyim mi sana?
You'll think about it when you're eating room service by yourself
Tek başına oda servisinin getirdiklerini yerken de bunu düşüneceksin.
Ah, it was just room service.
Oda servisiydi.
- The room service sucked...
- Oda servisi berbattı...
Yes, well, there's a slight glitch in room service.
Evet, oda servisinde ufak bir sorun çıktı.
I could call room service if you want something.
Oda servisini arayabilirim istersen?
Look, room service.
Bak, oda servisi.
We'll have room service for breakfast tomorrow.
Sabah kahvaltıyı odaya getirtelim.
- That's what room service is for.
- Oda servisi bu işe yarar.
Going nowhere, going nowhere? Their tears are filling up their glasses? No expression, no expression?
Room Service Oda Servisi
I ordered room service. I wanted to see if he was hungry.
Onun aç olup olmadığını öğrenmek için odasına gittim,
Room service.
Kalk ve coş kanka, Oda servisi.
according to hotel records, room service delivered one order of almas caviar last night.
Otel kayıtlarına göre oda servisi bir Almas havyarı siparişi teslim etmiş.
He can have anything from room service except the shrimp tray.
Karides tepsisinin dışındaki bütün oda servisinden yararlanabilir.
Guess who's crying out for room service.
Bil bakalım oda servisi için ağlayan kim?
Travel on your own, hang out in hotel rooms... getting room service with your teammates.
Tek başına seyahat ediyorsun, otel odalarında arkadaşlarınla oda servisinden bir şeyler ısmarlıyorsun.
I went to deliver room service to one of these porn suites, and they invited me in.
Oda servisi için porno süitlerinden birine gittim ve beni içeri aldılar.
Because I really recommend our room service.
Çünkü gerçekten de oda servisimizi tavsiye ederim.
After you promised him room service.
O'na oda servisi sözü verdikten sonra.
How are we supposed to keep this man playing in our casino... which is the goal, if you're having room service with him?
Bu adama oda servisi yaparsan,... O'nu kumarhanede nasıl tutacağız?
Should we call room service?
Oda servisini arayalım mı?
No, actually, I'm looking forward to getting a little room service if you know what I mean.
Hayır, gerçekten, bir oda servisini olduğu bir yer arıyorum anlarsınız ya.
He didn't realize I was missing until he got the room service bill.
Oda servisi faturası gelene kadar, kaybolduğumu fark etmedi.
- Room service.
- Oda servisi.
- Room service put a tray - on our microphone. - Well, you know what that means.
- Bunun anlamını biliyorsun.
Wet, dirty towels on the bathroom floor, last night's room service stinking to high heaven.
Islak ve kirli havlular banyoda yerde, geceden kalan yemekler pis pis kokar.
Can we order some room service?
Oda servisinden yemek isteyebilir miyiz?
From room service.
Oda servisinden mi almıştınız?
A little room service?
Oda servisine sipariş veririz.
No, I shredded it, then I humped the bellboy on the room-service cart.
Hayır, parçaladım, sonra top yapıp, oda servisindeki çocuğa attım.
We called down for Maureen the room-service girl I'd met earlier who wanted the interview for her school paper.
Okul gazetesi için röportaj yapmak isteyen daha önce tanıştığım oda hizmetçisi Maureen'i istemiştik.
He signed the room-service check under Lanny's name.
Faturayı Lanny diye imzaladı.
She actually hid her tape recorder in the room-service cart because she didn't want the hotel to find out.
Teybini servis masasına gizlemişti çünkü oteldekilerin bunu bilmesini istemiyordu.
Please service my room. Quickly. Chop chop.
Lütfen benim odamı hazırlayın, acele edin.
You want something more than coffee, call room service. - Forget it. We're here on a mission, period.
Bir görev için buradayız.