English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / School sweetheart

School sweetheart translate Turkish

149 parallel translation
I don't know, Gail, I think it's Alan's high school sweetheart.
Sanırım, Alan'nın üniversitede ki aşkı.
Do you have a high school sweetheart?
Okulda hiç sevgilin var mı?
I had a high school sweetheart.
Benimde lisedeyken sevgilim vardı.
Your high school sweetheart went on with her life.
Lise aşkı yaşamıyla birlikte gitmişti.
she was my high school sweetheart.
O benim lise aşkımdı.
I've pretty much recovered from your stealing Teddy, my high-school sweetheart and the only man I've ever loved.
evet. gittiklerine sevindim.
Meet the women who shared in his passion as he searched for true love, and relive Biff's happiest moment as, in 1973, he realized his life-long romantic dream by marrying his high school sweetheart, Lorraine Baines McFly.
Gerçek aşkı ararken, tutkularını paylaştığı kadınlarla tanışın ve 1973'de romantik rüyasını gerçekleştirip lise aşkı Lorraine Baines McFly ile evlenişini seyrederek en mutlu anını onunla paylaşın.
Oh, and then after an incredible night go back to your high school sweetheart tell him he's the only one and plan the wedding.
Ve inanılmaz bir gecenin ardından lisedeki sevgiline dönüp hayatının aşkı olduğunu söylersin ve düğün planlarına başlarsın.
His personal history includes being witness to an auto accident in which his high-school sweetheart was killed and his mother decapitated.
Kişisel tarihinde lise sevgilisinin öldüğü ve annesinin boynunun koptuğu bir trafik kazasına şahit olmuşluğu var.
- Meg was... Bernard's high-school sweetheart, you know.
- Meg Bernard'ın lisedeki kız arkadaşıydı.
And his high-school sweetheart is dropping him off at home.
Ve lise sevgilisi onu eve bırakmaktadır.
I was married to Barbara for 30 years, my high-school sweetheart.
30 yıldır lise sevgilim Barbara ile evliyim.
My high school sweetheart was killed in a drag racing accident.
Lisedeki sevgilim böyle bir yarışta ölmüştü.
She's my high school sweetheart.
Liseden beri sevgilimdi o benim.
Married her junior high school sweetheart.
Ortaokul sevgilisiyle evlenmiş.
So is she your high-school sweetheart?
Yani o senin ilkokul aşkın mı?
I married my high school sweetheart.
Lise aşkımla evlendim.
I suppose your high school sweetheart loved this kind of cornball stuff.
Sanırım lise dönemindeki sevgililerin böyle küçük sürprizleri oldukça seviyordu? ...
Never marry your high school sweetheart.
Asla lise aşkınla evlenme.
You've been married to your high-school sweetheart for 16 years.
Onaltı yıldır lise aşkınla evlisin.
HER HIGH SCHOOL SWEETHEART. OH, HI, DEBBIE.
Selam Debbie.
All right, high-school sweetheart.
Liseli tatlı kız.
She doesn't want to see her high school sweetheart slash your brother Dan slash the jerk who abandoned Lucas slash the father of Nathan, the team's star player slash my wrists if I hear this story again.
Lise aşkını görmek istemiyor ; ayrıca o senin kardeşin olacak Dan - - Lucas'ı terk eden, artı takımın yıldız oyuncusu Nathan'ın babası olan bir pislik. Artı bileklerimi keseceğim, bu hikâyeyi tekrar duyarsam.
I didn't go to my high school reunion. So when my high-school sweetheart called me for a reunion... I was curious to see... if he looked like the boy I used to make out with in front of my locker.
Lise mezunlar toplantısına gitmemiştim bu yüzden lisedeki sevgilim beni aradığında çıktığım çocuğa hala benziyor mu diye merak ettim.
Speaking of high school, I saw my high-school sweetheart... and I think I might like him. Again.
Hazır liseden söz etmişken, lisedeki sevgilimi gördüm ve sanırım ondan yeniden...
You married your high school sweetheart.
Lise aşkınla evlendin.
Your high school sweetheart got drunk at party then cheated on you with whole wrestling team.
Lise aşkın partide sarhoş oldu ve seni tüm güreş takımıyla aldattı.
Darren was my high school sweetheart.
Darren, benim lise aşkımdı.
Let me guess, high-school sweetheart...
Dur tahmin edeyim, Lise aşkı.
Caroline, I saw photographs of you and your high school sweetheart Bradley.
Caroline senin ve lisedeki sevgilin Bradley'in resimlerinizi gördüm.
Sally's high-school sweetheart is a decorated war veteran, a real American hero.
Sally'nin sevgilisi madalyalı bir savaş gazisi... gerçek bir kahraman.
- She's his high-school sweetheart.
- Onun lise sevgilisi.
and she isn't moping around, mourning her high-school sweetheart.
Lana uyuşturucu kullanmıyor, ve okul önünde öyle üzgün üzgünde dolazmıyor.
Your father was her high school sweetheart.
Baban onun lise aşkıydı.
High school sweetheart.
Lise aşkım.
So... She was his high school sweetheart.
Demek ki onun lisedeki sevgilisiymiş.
Sweetheart, when you gonna buy nice sexy catholic school uniform?
tatlım, ne zaman güzel sexy katolik okul forması alıcaksın?
Well, sweetheart, dear, this is an ad for a modelling school.
Bir tanem bu bir mankenlik okul ilanı.
Look, sweetheart. Life is more than grades, and homework, and not getting kicked out of school.
Bak tatlım, hayat notlar, ödevler ve okuldan atılmamaktan ibaret değil.
And I'll ask you to be human beings, the conscience of a compassionate society, and return with a verdict that somehow reflects everything that was taken from Elena Pitino, her family and most of all... her high-school sweetheart.
- Ne? Birbirimizi suçlamaya başlarsak jüri ya birini ya ötekini seçmek zorunda hissedebilir ve muhtemelen seçemezler. Sen yaptın, o yaptı, ikisi de yaptı, hiçbiri yapmadı.
I mean, you have to go to school, sweetheart.
Yani, okula gitmen gerekiyor, tatlım.
You don't need to go to school today, sweetheart.
Bay Huffman bir telafi sınavı yapacak. Ama o zamana kadar unutabilirim.
- College sweetheart? - High school.
- Lise aşkı mıydı?
Sweetheart, you don't need law school.
Canım sana hukuk fakültesi gerekmez.
Now, you've got to wake up, sweetheart. You're gonna be late for school...
Artık uyanman lazım tatlım, okula geç kalıyorsun.
Sweetheart, you have school tomorrow.
Tatlım, yarın okulun var.
Sarah, sweetheart, we have to go to school.
Sarah, tatlım, okula gitmeliyiz.
Hi sweetheart, how's school?
Merhaba tatlım, okul nasıldı?
Time for school, sweetheart.
Okul saati hayatım.
her high-school sweetheart.
Ama hepsinden önemlisi lise aşkından alınanları karşılamalı.
I SAID, "SWEETHEART, I DID NOT GO TO HARVARD BUSINESS SCHOOL TO STUDY PARTY PLANNING."
Dedim ki, "Tatlım, Harvard İşletmecilik bölümünü parti düzenlemek için bitirmedim".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]