Screws translate Turkish
1,067 parallel translation
The Chief Commissioner put the screws on the commissioner.
Komisyon şefi de komisyon üyelerine baskı yapıyor.
Hey, that other shit screws up my sinuses.
Hey, diğer mallar sinüslerimi mahvediyor.
Keep him on a leash. Say what, start tightening the screws.
tamasını sıkı tut. bence onun vidalarını kontrol ettirmelisin.
I'll be the one they crucify if that shuttle screws up.
Mekik başarısız olursa beni çarmıha gererler.
How come I can't get you off the dime when a student does something wrong, but when a teacher screws up, you wanna call in the police?
Öğrenci yanlış yaptığında harekete geçmiyorsunuz ama öğretmen kötülük edince polisi çağırıyorsunuz?
- There's only four screws holding it in place.
- Burayı sadece dört tane vida tutuyor.
Tommy's brother screws that blonde like he owns her.
Tommy'nin kardeşi şu sarışını onun malıymış gibi düdüklüyor.
Why don't you unscrew the other screws.
Niye diğer vidaları gevşetmedin.
"Smokes'Senior Service'... " and screws singing'La Paloma. "'
Senior Service içiyor ve düzüşürken şarkı söylemeyi seviyor.
What do I care? She screws around and loses her job, what's that to me?
Orada burada gezip, işinden kovulursa bana ne?
By means of these ratchets and these screws... you can place his body in any position that you want... for as long as you want and do anything to it that you want.
Bu çarklar ve burgular sayesinde mahkûmun vücudunu istediğiniz konumda ve dilediğiniz kadar sabitleyerek ona ne isterseniz yapabilirsiniz.
For me to turn the screws on her?
Onu açığa çıkarmamı mı?
You are going to learn, Mahoney that nobody nobody screws with me.
Öğreneceksin Mahoney. Kimse... hiç kimse... benimle... oynaşamaz.
Nobody screws with me.
Kimse benimle oynaşamaz.
- While you and the other Autobots have been, fighting a bunch of loose screws, the real Decepticons have been at the real rocket site!
Bu arada, sen ve diğer Autobotlar değersiz hurdalarla savaşırken,... gerçek Decepticonlar gerçek roket yakıtı kaynağına saldırdı.
You haven't explained about the screws and the screwdriver.
Hala, büyük vidalar ve tornavidayı açıklamadın.
Do you want to spend the rest of your life rotting away in some disgusting jail cell, bribing screws for cigarettes and toilet paper?
Hayatının geri kalanını iğrenç bir hapishane hücresinde sigaralar ve tuvalet kâğıtları için rüşvet vererek mi geçirmek istiyorsun?
We gotta turn the screws on the motherfuckers.
Orospu çocuklarının analarını belleyeceğiz.
She screws anyone and she's a born liar.
Herkesle yatıp kalkıyor. Nefes alır gibi yalan söylüyor.
Three months in Paris. Three months. Screws anyone, anywhere.
Bana bak, Paris'e geleli üç ay oldu üç ayda her yerde, kiminle olursa olsun yattı.
- You got a couple of screws loose, pal.
- Sen aklını kaçırmışsın, dostum.
I'll put the screws in a plastic bag.
Vidaları plastik bir torbaya koyacağım.
25 years ago, I had the screws put on me.
25 yıl önce, üzerimde baskı vardı.
You boss had some screws loose. He was a genius.
Patronunun kafasında birkaç tahta eksikmiş.
If anything screws up, it's my ass in the mower.
Eğer bir sorun çıkarsa, sorumlusu ben olurum.
He screws around on her, he has no respect for her...
Onu aldatıyor ve ona karşı hiç saygısı yok.
Everybody screws up.
Herkes çuvallar.
And if your Mick screws this up...
Eğer senin Mick bu işi mahvedecek olursa...
If he screws up, breaks rules along the way, he's a Russian.
Ya işi berbat ederse ve iyi davranmazsa? Ne de olsa o bir Rus.
These are not random actions by machines with loose screws.
Bunlar, vidası gevşemiş makinelerin rastlantısal hareketleri değil.
No cavitation. No reactor noise. It doesn't even sound like screws.
Kavitasyon yok, reaktör gürültüsü yok hatta görünüşe göre pervanesi bile yok!
- No wonder she screws around.
- Önüne gelenle yattığı çok açık.
I lost one of those little screws.
Vidalardan birini kaybettim.
It might be a good time to put the screws to the doctor. Yes, sir.
İyi doktoru sıkıştırmanın zamanı gelmiş olabilir.
Well, Mr. Dalton, you may add nine staples to your dossier of 31 broken bones two bullet wounds, nine puncture wounds and four steel screws.
Evet Bay Dalton, 31 kırık kemiğe, iki kurşun yarasına dokuz yumruk ve dört tornavida yarasına dokuz dikiş daha ekleyebilirsiniz.
It hurts when someone screws with your life, doesn't it?
Birisi hayatına taş koyduğu zaman canın yanıyor, değil mi?
Then they'll tighten the screws and I'm done for
Sonra benim için sıkıntı olacak.
I told you to put the screws to the senator.
Büyük düşünme zamanı geldi.
The top of one of the posts screws off.
Yatağın vidalarından biri gevşiyor.
He always screws things up!
Herşeyi yüzüne gözüne bulaştırır işte!
Now... I zap any bastard that screws with me.
Şimdi hangi hıyar beni rahatsız ediyorsa şoku veriyorum.
- Too close to the screws.
- Bağlantılara çok yakın.
If my head wasn't attached, I'd need wood screws.
Aklımı kaçırıyorum.
Then I'll put the screws on Douglas.
Sonrasında ben Douglas'ı yerine çivileyeyim.
- What if somebody screws it up?
- Ya birisi işi bozarsa?
- Dad tries, but he screws it up.
- Babam denedi ama eline yüzüne bulaştırdı.
Everybody screws up.
Herkes hata yapabilir.
The bank's putting screws to us.
Banka bizi zorluyor.
Well, first he screws me, then you.
Önce beni becerdi sonra seni.
Assemble the aluminum J-channel using self-furring screws.
Vida deliklerinden aliminyum çıtaları monte edin.
Screws fall out all the time.
Vidalar hep düşer.
screw 88
screwed 42
screw you 917
screw me 25
screw it 422
screw you guys 26
screw this 172
screwed up 17
screwdriver 46
screw' em 58
screwed 42
screw you 917
screw me 25
screw it 422
screw you guys 26
screw this 172
screwed up 17
screwdriver 46
screw' em 58