English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / She's an old friend

She's an old friend translate Turkish

113 parallel translation
She's Just An Old Friend Of The Family.
- Sadece eski bir aile dostumuz.
Mary Lou is an old friend of mine from Chicago, and she's a stranger here.
Mary Lou Chicago'dan eski bir arkadaş. Burada yabancı.
She's by way of being an old friend of mine.
Benim çok eski bir dostumdur.
She's an old friend of the family.
Eski bir aile dostu.
She's an old friend of mine.
Eski bir arkadasïm.
She says he's an old friend of the field marshal.
Mareşalin eski bir arkadaşı olduğunu söyledi.
Besides she's an old friend.
Ayrıca eski bir arkadaşım.
She's an old friend and her daughter.
Eski bir dost ve kızı.
Because she's an old friend. I-
Arkadaşlığımız eskidir.
Why? It's just that it gives me pleasure... to know that she's gotten to see an old friend. Nothing.
- Yok bir şey.
She's an old friend. Used to be in the movies.
Kadın arkadaşım.Eskiden filmlerde oynardı.
Well. she's an old f-friend.
Eski bir dostumdur.
She's just an old friend of mine.
O benim eski bir arkadaşım sadece.
She's an old friend of the family, that's all.
Eski bir arkadaş, o kadar.
She's an old friend. She's an excellent typist.
Çok iyi daktilo yaziyor.
She's an old friend.
O kadarını anladım.
She's an old friend, and... she doesn't know I'm coming into town, and I wanted to surprise her.
O eski bir dostumdur. Şehre geldiğimi bilmiyor, ona sürpriz yapmak istiyorum.
She's an old friend from college.
Üniversiteden arkadaşımdı.
- She's just an old friend.
- Sadece eski bir arkadaş.
She sounds like an old friend of mine.
Bir zamanlar tanıdığım bir arkadaşımın şarkısı gibi geldi bana.
I must make myself very disagreeable, or she would not have said such a thing to an old friend.
Çok can sıkıcı olmuş olmalıyım yoksa eski bir arkadaşa böyle bir şey söylemezdi.
Oh, she said she's an old friend of Mom's.
Annemin eski bir arkadaşıymış.
- She's an old friend?
Aynı tıp fakültesindeydik.
She's an old friend, but it'll be like having dinner in a morgue.
Eski bir arkadaşım, ama morgda yemek yemek gibi olacak.
She's, er, an old friend.
Eski bir arkadaşım.
She's an old, old friend of mine.
O benim eski, eski bir arkadaşım.
she's just an old friend.
O, sadece eski bir arkadaştır.
- She's an old friend.
- Sadece eski arkadaşız.
- She's an old friend of mine.
- Eski bir arkadaşım.
I saw someone I knew, she's an old friend.
Tanıdığım birini gördüm. Eski bir arkadaşım.
She's an old friend.
Eski bir dost.
She's an old friend.
Eski bir arkadaşım.
She's an old friend.
- Eski bir arkadaşım.
But if she's an old friend...
Ama eski bir arkadaşsa...
I was drunk, I ran into an old friend's car, and she just happens to be dating my client.
Sarhoştum ve eski bir arkadaşın arabasına çarptım. Ki kendisi şu an kitabını yazdığım futbolcuyla beraber.
Well, she was, uh, she's a... an old friend.
O... O bir.. ... eski arkadaş.
She's an old friend of my mother's.
- Annemin eski bir arkadaşı.
She's an old friend of Letitia's.
Hayır, Letitia'nın eski okul arkadaşıymış.
A few weeks later I answered a call from an old friend of Susan's who did not know she had died.
Birkaç hafta sonra, Suzan'ın öldüğünü bilmeyen eski arkadaşlarından birinin telefonuna cevap verdim.
She's an old, old friend of your daddy's.
Babanızın eski, eski bir arkadaşı.
She's an old friend of mine. Really?
- Benim eski bir arkadaşımdır.
She's an old friend.
Eski bir arkadas.
She says that she's an old friend.
Dediğine göre eski bir arkadaşınmış. Hayır!
Maybe she's an old friend.
Belki de eski bir arkadaştır.
She's an old friend of mine from high school.
Liseden eski bir arkadaşım.
She says she's an old friend. SherryJudd? [Can Clatters]
SherryJudd?
She's an old family friend.
Eski bir aile dostu.
Well, she's an old friend of yours, and i finally got you to introduce me.
O senin eski bir arkadaşındı ve ısrarım üzerine, beni onunla tanıştırmıştın.
After the battle was over, I found out that she was an old friend.
Savaş bittikten sonra, Uyanmış Varlığın arkadaşlarımdan biri olduğunu anladım.
- Carol's a friend. She's an old friend.
- Carol sadece eski bir arkadaşım.
I know, I know. But look, she's an old friend.
Biliyorum ama o eski bir dost.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]