Sit next to me translate Turkish
314 parallel translation
sit next to me.
Yanımda oturmak istersiniz.
Julia, you can sit next to me
Julia, yanıma oturabilirsin.
She shall sit next to me at the banquet, tonight.
Bu gece, ziyafette yanımda oturacak.
You sit next to me, on the grass.
Çayırda yanımda oturursun.
Having got around to it, you come and sit next to me... that took another 20 seconds, that's 10 minutes in all.
Havaya girince gelip yanıma oturdun, bu da 20 saniye sürdü. Tamamı 10 dakika sürdü.
Come sit next to me. Come on.
Gel yanıma otur.Hadi ama.
Sit next to me. Come on.
Gel, yanıma otur.
Betti used to sit next to me and copy my work.
Betti yanımda otururdu ve ödevlerimden kopya çekerdi.
Why did you sit next to me?
Niye gelip yanıma oturdun?
- Come and sit next to me.
- Geç ve yanıma otur.
Sit next to me.
Yanıma otur.
Come here, sit next to me.
Gel buraya, yanıma otur.
You sit next to me, like Annie.
Annie'yle birlikte yanımda otur.
Come and sit next to me.
Gel ve yanıma otur.
Come, sit next to me.
Gel, yanıma otur.
He just used to sit next to me and cuddle.
Yanıma oturup bana sarılırdı.
Sit next to me at dinner, okay?
Yemekte yanımda otur, olur mu?
Come sit next to me.
Buraya. Yanımda otur.
- Sit next to me Leyla
- Gel, yanıma otur, Leylacığım.
You're supposed to sit next to me.
Senin de yanımda oturman.
Come sit next to me
Yanıma otur.
Come on, Sean, sit next to me.
Hadi gel Sean, yanıma otur.
- Grace, I want you to come over here and sit next to me. - But- -
Grace. senden yanıma gelip oturmanı istiyorum.
- I want you to come over here and sit next to me.
Senden yanıma gelip oturmanı istiyorum.
They sit at the table next to me every night.
Her akşam yanımdaki masaya oturuyorlar.
I used to sit there half-asleep with a beer and the darkness... only that music from the movie next door kept jarring me awake.
Elimde bir birayla karanlıkta yarı uykulu halde otururdum bir tek yandaki sinemadan taşıp gelen müziğin sesi beni uyanık tutuyordu.
May I borrow your daughter to sit with me in the next act?
Bir sonraki perdede kızınızı ödünç alabilir miyim?
You sit here next to me, dear.
Buraya, yanıma otur tatlım.
"Oh, sit down, young man," she says to me, and the next thing I know me fingertips is on the planchette with hers and her eyes looking into mine.
"Oh, otur, delikanlı," dedi bana, ve bildiğim bir sonraki şey parmak uçlarımın onunkilerle birlikte tahtanın üzerinde olduğu ve gözlerinin benimkinin içine baktığıdır.
Sit down next to me.
Gel yanıma otur.
Why don't you sit here, Stanley, next to me.
Buraya otur Stanley, yanıma.
- Sit here, next to me.
- Böyle gel, yanıma.
Élisabeth, sit across from me, next to the Emir of Kolowatt.
Elizabeth, karşıma otur.
Let me sit down next to you.
Yanınıza otuğayım.
Are you going to sit there or next to me?
Orada mı oturacaksın yanımda mı?
I know, you even refused a necklace that would be envied by any woman, sit here next to me.
Biliyorum, kolyeyi bile reddetmiştin, bu çok takdir edilecek bir davranış, yanıma otursana.
Ana, how good to see you, come, sit here next to me,
Ana, Ana'cığım seni görmek ne güzel. Buraya, yakınıma gel. yanıma otur.
I knew you were coming, I knew... and you, sit here, sit here next to me
Geleceğini biliyordum, geleceğini biliyordum. Oğlum sen de, sen de otur yanıma.
Sit down here next to me.
Gel, şöyle yanıma otur.
Well, I don't know about you, but as for me, I'm going to sit here until tomorrow or the next day, maybe.
Seni bilemem fakat bana gelince, yarına kadar burada oturacağım ya da belki ertesi güne kadar.
Don't you want to come down and sit next to me George?
Gelip yanıma oturmak ister misin George?
Don't sit down next to me looking like that.
Yanıma oturup bana öyle bakma.
When I sit down, you sit next to me.
Oturduğum zaman yanıma oturuyorsunuz.
Give it to me or the next time you sit on me, I'll bite off your tushy!
Vermezsen, bir daha üstüme oturduğunda poponu ısırırım!
Maybe I could... sit next to you, and you could protect me.
Belki yanına oturursam beni korursun.
Come sit next to me and have this chitchat.
Haydi gel yanıma otur.
Sit, sit. Here, next to me.
Otur, yanıma otur.
Come on, sit down next to me, Axel.
Haydi yanıma otur, Axel.
Sit over here, next to me.
Gel yanıma otur.
I know that if I could for an instant have you lie next to me... or on top of me, or sit on me, or stand over me and shake... then I would be the happiest man in my pants.
Bir anlık da olsa yanıma uzansanız, üzerime çıksanız üzerine otursanız, ya da üstümde dikilip kaçlanızı sallasanız pantolonunun içi dünyanın en mutlu adamı olurum, farkındayım.
You must remind me to sit beside him at his next dinner party.
Akşam yemeği verirse, yanına oturmamı hatırlat.