So here translate Turkish
46,745 parallel translation
So here's what I'm thinking.
Şimdi şöyle düşündüm.
so here we are.
Yani durum böyle.
I'll get a photographer down there. Finish up here, then you and Trewlove bring his parents in.
Tozun üzerine so zamanlardaki ayak izleri var, büyük ihtimalle Edison'undur.
Now is not the time for a rat autopsy, so get this and yourselves out of here.
Şimdi fare otopsisinin sırası değil kendinizi de bunu da alıp gidin.
So, I'm here.
İşte buradayım.
- All right, so there might be a solution here, a weapon.
Bir silah.
- So glad you're here.
- Burada olmanıza çok sevindim.
- You have to stay down here, I'm so sorry!
- Orada kalman gerek, çok üzgünüm.
So... What are we all doing here this morning?
Bu sabah niye buradayız?
We're not here right now, so please leave a message after the...
Cevap veremediğimiz için üzgünüm.
So glad you're here, will.
Geldiğine sevindim, Will. Üzgünüm.
We're not here right now, so please leave a message after the...
Şu an cevap veremediğimiz için üzgünüm.
" I'm so happy we're moving here.
Buraya taşındığımız için çok mutluyum.
I am so happy you're making me move here.
Beni buraya sürüklediğin için çok mutluyum.
Mother is gonna be so excited you're here, Dylan.
Annem geldiğine çok sevinecek Dylan.
When I came here, I was so devastated about losing my wife, I didn't care, but now it's...
Buraya geldiğimde karımı kaybettiğim için perişan olduğumdan önemsememiştim ama şimdi...
So is time travel, but here you are.
Zaman yolculuğu da öyle ama işte buradasın.
You hate being Jack the Ripper, so why don't you just stop this right here, right now?
Karındeşen Jack olmaktan nefret ediyorsun. peki neden hemen şimdi burada buna bir son vermiyorsun?
You being here is a very big deal, huge, so please don't be sorry.
Senin burada oluşun önemli büyük bir şey için Yani lütfen üzgün olma.
- So I'm gonna get outta here. - Oh.
Mekânı terk ediyorum, tamam mı?
I don't think I'm in the right headspace for this, so I'm gonna get outta here.
Kafam başka bir yerde, gitsem iyi olacak.
Okay, so Dr. Brennan was in here, examining the remains when Zack took her.
Tamam, Zack onu kaçırdığında Dr. Brennan burada kalıntıları inceliyordu.
Dr. Roshan, thank you so much for being here.
Dr. Roshan, geldiğiniz için çok teşekkürler.
Yep. So we're all fine down here.
Burada herkes iyi.
We moved here because my parents wanted me to get sober and be a normal teenager and honestly, so did I.
Buraya taşındık çünkü annem ve babam içmeyi bırakmamı ve normal bir genç olmamı istiyorlardı. Ben de istiyordum.
So all four dead men were shot by Mr. Deaux here?
Dört kişi de Bay Deaux tarafından mı vuruldu?
So, you here for a while, or are you...?
Epey kalacak mısın?
So there's a good reason I chose to raise my family here, and I'm honored you all could come down and share it with me.
Ailemi burada büyütmeye boş yere karar vermedim kısacası. Gelip benimle ortak olursanız onur duyarım.
So... here's to coming'together.
Kısacası birlikteliğimizin şerefine.
Well, I'm so sorry Dad couldn't be here for your lesbian coming out party.
Lezbiyenliğini açıklama partin için babamın burada olamamasına üzüldüm.
So, maybe your victory is that you're here.
Yani belki de zaferin burada olmandır.
So, you've been here awhile.
Demek bir süredir buradasın.
So, we can't do anything that's gonna negatively impact the hospital, so unfortunately, you're not gonna be able to film here today. He said that we could, though.
Bu yüzden, hastaneyi olumsuz şekilde etkileyebilecek bir şey olmasına izin veremeyiz, maalesef bugün film çekemeyeceksiniz.
And one of my colleagues is here to discuss some security arrangements with you so you'll feel safer.
Meslektaşlarımdan biri güvenliğiniz için sizinle görüşme yapacak.
So, sign them and get the hell out of here.
O zaman imzala ve git.
So why am I here?
Peki neden buradayım?
And I'm going full mental in here, so I'm gonna go.
Ve burada da aklımı kullanacağım, yani gidiyorum.
You tell me, so I can help you, before he uses you to get that devil out and we are all left here to die.
Bana söyle de, sana yardım edeyim o şeytanı çıkartmak için seni kullanıp, bizi burada ölüme terk etmeden önce.
I'm soiling myself here, just so you know.
Kendimi kirletiyorum burada.
So how come you were here this morning?
Peki nasıl oldu da sabah buraya geldin?
So... I'm here if you ever need to... talk or... you just... want a hug.
İşte bu yüzden buradayım, eğer konuşmak istersen, ya da sadece sarılmak falan...
So unless you're here to say you didn't actually see Frank in the basement that night...
Aslında Frank'i o akşam bodrumda görmediğini söylediğin sürece..
So if you need anything from me... at all... I'm here to help.
Bu yüzden, eğer benden bir isteğin olursa her ne olursa yardım etmek için buradayım.
Great, so, we sit here and wait for her to come kill us, too.
Güzel, yani artık burada oturup kadının bizi de öldürmesini bekleriz.
I'm not here to play games, so either trust me or fire me.
Oyun oynamak için burada değilim. Ya bana güvenin ya da beni kovun.
So I'm here to say let's just put the horrors behind us, move on, keep the people we love safe.
Buraya, yaşanan kötülükleri geçmişte bırakıp yolumuza sevdiğimiz insanları güvende tutarak devam edelim demek için geldim.
You're the most important thing in my life, so whatever you want, I'm here. - I know. Just...
- O kadar kötü değildi.
It's mostly commercial around here, so it's quiet at night.
Burası sanayi bölgesi, o yüzden geceleri ıssız olur.
So let's start with why you're here.
Buraya neden geldiğinle başlayalım.
But... Got to go with the horse that got you here, you know? So...
Ama buradaki beygirle gitmek gerek, anlıyor musunuz?
I've been traveling so fast, for so long, I didn't even stop to think who you really are or what we're real doing here.
Çok uzun zamandır öyle hızlı seyahat ediyordum ki, gerçekte kim olduğunu veya burada ne yaptığımızı düşünmek aklıma bile gelmedi.