So here we go translate Turkish
552 parallel translation
So here we go again, with the same old story.
Evet yine aynı eski hikâyeye geldik.
So here we go with question number one.
Böylece birinci sorumuza geçiyoruz.
So here we go.
İşte başlıyoruz.
Uh, Karl has elected to answer questions on workers'control of factories, so here we go with question number one.
Karl, işçilerin fabrikalarda kontrolü ile ilgili soruları seçti. İlk soruyla başlıyoruz.
So here we go with Voice of America news for Southeast Asia.
Şimdi de Amerika'nın Sesi ile Güney Asya'dan haberlerle karşınızdayız.
You wanted help, so here we go.
Yardım istedin. İşte başlıyoruz.
So here we go with Cocoon.
O zaman Koza'da anlaştık.
I know you like it compact without the crap, so here we go.
Kısa ve öz konuşmaları sevdiğini bildiğimden hemen söze giriyorum.
And we're sitting here, a kilometre down now, so these beds have been buried by later rivers and more rivers and we know we can go down in places, even another four, five kilometres.
Ve biz burada, bir kilometre derinlikte duruyoruz. Bu nehir yatakları daha sonra gelen başka nehir yatakları tarafından gömülmüş. Ve biliyoruz ki dört, beş kilometre daha derinde başka yerlere de gidebiliriz.
So we get out of here, go some place where they got some interest.
Buradan kalkalım öyleyse, ilgimizi çekecek bir yere gidelim.
Maybe you want the law to come in here and find out what we're planning to do. So he can go back and tell Lufton.
Belki planımızı Lutfon'a anlatmak için yasal bir yol bulursun.
So, Piotr Ivanovich, here we go.
Başlayalım.
Swede, get that man out of here so we can go on with our wedding.
Swede, şu adamı dışarı çıkar ki nikaha geri dönebilelim.
Of course, we're coming back here first, because Howard has so many friends and he wants to see them before we go out on an extended trip.
Kuşkusuz, önce buraya dönüyoruz, çünkü Howard'ın bir çok arkadaşı var ve uzatılmış geziye çıkmadan önce onları görmek istiyor.
So we're gonna go north by west fast, and cut them off before they reach the young lady's home right here at Spanish Wells.
Öyleyse bizde kuzeyden batıya geçeceğiz, ve genç bayanın evine varmadan önce yollarını keseceğiz Tam burada İspanyol Kuyularında.
We'll refuel. Beyond here, the shore is held solidly... by Mahdi's tribesmen... so you better go ashore and stretch your legs.
Bu kıyılardan sonrası Mehdi'ye bağlı kabilelerin kontrolünde, yani ayaklarınızı uzatarak keyfini çıkartın.
Tell the Captain you'll go ashore and stand trial so we can get outta here.
Albay'a karaya çıkacağını ve yargılanacağını söyle, biz de buradan çıkalım.
- I don't think so. Here we go...
Öyleyse, dinle.
So we can all get out of here go back home again.
Ne zaman yapacaksın at? Buradan çıkıp evimize geri dönmek için.
Now you've got the TV here, so you can see wherever we go.
Şimdi, buradaki ekranlardan nereye gittiğimizi görebilirsin.
Well, we're already here, so let's go over there.
Zaten buradayız, oraya gidelim.
No matter how many decades America fights, I'm telling you so that you will go back and repeat it to President Nixon. Over here, as long as there is rice to eat, we'll keep fighting.
Amerika kaç yüzyıl savaşırsa savaşsın size diyorum ki Vietnam'ı asla ele geçiremeyecek.
He just came from the penitentiary. Here we go. So he did.
- Islahevinden yeni geldi.
We go back a Iong, long time- - so long that I'm a little embarrassed to tell you- - and he's here with us tonight.
Biraz eskilere gideceğiz o kadar eskiye gideceğiz ki sizlere söylemeye utanıyorum kendisi bu akşam bizlerle birlikte.
Sell my plot in Lombardy and lie by you here in the shit in Foissy so we can go on laughing.
Lombardy'daki arsamı satıp Foissy'de seninle birlikte yatacağım. Böylece gülmeye devam edebiliriz.
So we go through all that shit to get out of here,... and now you're gonna turn around and go back?
Bu yüzden buradan çekip gitmek için bütün bu pisliğe girdik, şimdi de vazgeçip geri mi dönüyorsun?
He's afraid the platoon's gonna get lost coming up here... so we gotta go back and handhold them all the way right here.
Buraya gelirken takımın kaybolacağından korkuyor yani geri gidip ellerinden tutarak buraya getirmemiz gerekiyor.
So it's better we go away from here.
İşte, iyisi mi buradan uzaklaşalım.
So, where do we go from here, Aunt Jane?
Şimdi ne olacak?
So if Wendy don't get here, we let the Hammond girl go?
Yani Wendy gelmezse kızı alıp gidecek miyiz?
So, here we go!
İşte başlıyoruz.
So you come here at 10 : 00, and then we go to the airport together.
Yani saat 10 : 00'da buradasın, ondan sonra da beraber havaalanına gideriz.
- So why are we still stand around here for? - Where do you want to go?
- Neden hala buradayız?
So? Here we go.
İşte oldu.
So everyone, here we go Let's start the show
Hey, hadi bakalım Şova başlayalım
SO MOM AND DAD, HERE WE GO.
Anne ve baba, başlıyoruz.
( chuckles ) MAN : So, where do we go from here?
Peki, şimdi nereye gideceğiz?
Audrey just said "let's go visit my mother", so here we are.
Audrey "Gidip annemi ziyaret edelim." dedi. Biz de geldik işte.
We didn't want to break up a winning team... so here they are, ready to go for broke... right by your side.
Biz de bu şampiyonlar takımını ayırmak istemedik. Bu yüzden, onlar da buradalar. ve sana eşlik etmeye..... yanında yer almaya hazırlar.
So where do we go from here, Jennie?
Şimdi ne yapacağız Jennie?
Waiter, can we get a nice dress here for the captain of the Yugoslavia, so the ball doesn't go between his legs anymore?
Garson buraya Yugoslavya kaptanı için güzel bir elbise alabilir miyiz? ... böylece top da kaptanın bacak arasından geçmez?
OK. So here we are, let's go.
Tamam. işte buradayız, hadi başlayalım.
We have been having so many trucks... go one-way to places like Florida... and places south of here.
Pek çok kamyonumuz Florida'ya tek gidiş bileti olan insanların ve daha güneye gidenlerin eşyalarını taşıyor.
We have to hold the ones here so they can't go and help.
Biz de burayı kontrol altında tutmalıyız. Bu sayede gidip yardım çağıramazlar.
- You and Brandon. - We were. But he's out here where it's like paradise, and I'm still back there where the only reason people wear sunglasses this time of year is so they don't go snow-blind.
Ama o burada 291 00 : 21 : 37,816 - - 00 : 21 : 39,943 cennet gibi bir yerde, ve ben hala yılın bu zamanlarında insanların güneş gözlüğü takmasının tek nedeninin kar-körü olmamak olduğu yerdeyim.
So where do we go from here?
Peki, buradan nereye varıyoruz?
Whether you say so or not, here we go!
İster söyle, ister söyleme! Pekala!
Go now, so we can get the hell out of here sooner!
Şimdi git. Kahrolasını er geç buradan almalıyız.
We don't wanna go home so soon, we just kinda got here.
Eve bu kadar çabuk gitmek istemiyoruz, daha yeni geldik.
- So, my jungle friend, where do we go from here?
Bu yüzden, benim orman arkadaşım, Buradan nereye gidiyoruz?
My best girlfriend is here and she'd die to go to this... so could we get an extra ticket for her?
En iyi kız arkadaşım geldi. Bu konsere gitmek için ölebilir... onun için bir bilet bulabilir miyiz?
so here we are 139
so here i am 152
so here goes 21
so here's the deal 105
so here's the thing 55
so here you go 16
so here you are 29
so here it is 40
so here's the plan 27
so here's what's gonna happen 17
so here i am 152
so here goes 21
so here's the deal 105
so here's the thing 55
so here you go 16
so here you are 29
so here it is 40
so here's the plan 27
so here's what's gonna happen 17
so here 72
so here's what you missed on glee 35
so here's what i'm thinking 17
so here's what we're gonna do 26
here we go 9033
here we go again 374
here we go now 20
we got this 371
we got' em 96
we got it 766
so here's what you missed on glee 35
so here's what i'm thinking 17
so here's what we're gonna do 26
here we go 9033
here we go again 374
here we go now 20
we got this 371
we got' em 96
we got it 766
we got your back 50
we good 306
we got you 282
we got a problem 417
we got married 70
we go way back 105
we got him 659
we got a deal 77
we got something 131
we got to go 657
we good 306
we got you 282
we got a problem 417
we got married 70
we go way back 105
we got him 659
we got a deal 77
we got something 131
we got to go 657