English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Social worker

Social worker translate Turkish

844 parallel translation
I'm a social worker.
Ben bir sosyal görevliyim.
His sister's here. You know... the social worker.
Kızkardeşi burada, hani şu Sosyal Hizmetler görevlisi olan.
But the social worker looked angry.
Ama Sosyal Hizmetler görevlisi kızgındı.
- The social worker too?
- Sosyal Hizmetler görevlisine bile mi?
And I was catching up on some case histories ─ the bane of the social worker ─ so I brought them along.
Vakıa tarihi araştırması yapıyordum. Sosyal hizmet görevlisinin talihsizliği. Yanımda getirdim.
Not the dull social worker with the high dreams and low heels.
Yüksek hayaller ve alçak topuklu kalın kafalı bir sosyal işci değil yani?
- So take him to a social worker.
Onu iş bulma kurumuna yollayın.
Dear kindly social worker They tell me, "Get a job"
Sevgili iş bulma memuru, bana, "iş bul" diyorlar
That's rough, old buddy... but we've done all we can. This is a job for, like, a social worker.
Bu çok kötü dostum ama elimizden geleni yaptık.
I went to see a social worker And I saw a psychiatrist and they said
Yaşam koçu bulmaya gittim, psikiyatriste gittim ve dedi ki,
Now, ain't we the big fat social worker.
Vay be, şişko sosyal görevlimize bak.
I hope the social worker will be early
Umarım Sosyal Hizmetler görevlisi erken gelir.
I am a psychiatric social worker with a degree in speech therapy.
Ben, konuşma terapisi üzerine uzmanlığı olan bir psikiyatrik sosyal hizmet görevlisiyim.
Anything futuristic, like with the body of a crab and the head of a social worker?
Tuhaf bir şeyler. Yengeç vücutlu, sosyal hizmetler görevlisi başlı bir yaratık mesela?
She's a terrific social worker.
O harika bir sosyal görevli.
And I don't need a social worker!
Sosyal hizmet uzmanına da ihtiyacım yok.
You still gonna be my social worker, Harry?
Sen benim sosyal danışmanım olmaya devam edecek misin Harry?
Harry Parker, your social worker - I know Harry very well-he says you're bright.
Sosyal danışmanın Harry Parker, senin zeki olduğunu söylüyor.
I just wish there hadn't been all those cutbacks. There'd be a trained social worker to look in on you from time to time.
Arada sırada da olsa bir sosyal danışmanın size bakmasını isterdim.
Oh, uh... this social worker checked out my story.
Oh, ah sosyal görevli hikayemi dinledi.
we could talk some other time, maybe with a social worker.
Başka bir zaman konuşabiliriz, Belki bir sosyal görevlide olur. Hayır!
I don't know, you might try to see a social worker... Look...
Bir devlet dairesine falan başvursan.
Ahem. About this tall, Glasses, social worker.
Bu boylarda, gözlüklü, sosyal hizmetler çalışanı.
I may not be out marching on washington, But i'm a social worker, i still help people- -
Washington'da yürüyüş yapmıyor olabilirim, fakat sosyal güvence personeliyim, hala insanlara yardım ediyorum.
I'm a social worker.
Sosyal görevliyim.
L sit behind my desk like a social worker.
O sokaklarda devriye gezen bir polis, bense masasında oturan sosyal bir görevliyim.
The social worker says you don't have a place of residence anymore?
Kalacak bir yeriniz yok mu?
I ain't your goddamn social worker.
Ben senin psikoloğun değilim.
As a social worker, every day you must see people who have simply given up.
Sosyal hizmet görevlisi olarak, her gün pes eden insanları görüyorsunuzdur.
Why didn't they get a Social Worker?
Neden bir sosyal hizmetli bulmamışlar?
They need a Social Worker, it's a woman's job.
Bir sosyal görevliye ihtiyaçları var. Bu bir kadın işi.
He's not a burglar, he's our social worker!
- O hırsız değil, O bizim sosyal danışmanımız.. - O ne...?
I am a social worker of the Red Moon Media. And I would like to speak to you about something as important as the adoption of children because we have many cases of orphans that need protection.
Ben bir Kızılay görevlisiyim ve size... evlat edinme gibi önemli bir konudan söz etmek istiyorum.
If this was the real world, I mean, they wouldn't make me your partner. They'd assign me to a social worker. Here's one.
Bu gerçek dünya olsa, bizi ortak yapmazlar, beni bir sosyal hizmetliye gönderirlerdi.
She's a social worker, dear. Really!
Büyük ihtimalle sosyal hizmet veriyordur.
- I'm not a social worker!
- Ben bir aile danışmanı değilim
- Listen, Miss fucking social worker!
- Dinle, Bayan kahrolası sosyal hizmetli!
Mind you, any other man wouldn't let a fucking social worker steal his kids.
Diğer adamlar sosyal hizmetlilerin çocukları çalmasına izin vermezlerdi.
The ones you want to bed, to sleep with them so bad that the social worker don't believe you should keep your kids? !
Seni yatağa atmak isteyenlerden, ve çocukları senden alan sosyal hizmetliler gibi kötü olanlardan mı?
She doesn't need a social worker.
Onun sosyal servise ihtiyacı yok.
The social worker's calling the Presbyterian Home.
Sosyal hizmetler görevlisi bir yetimhane arıyor.
A social worker is going to take you to the Presbyterian Home.
Bir sosyal görevli seni bir yetimhaneye götürecek.
The social worker said you grew corn.
Sosyal görevli, mısır yetiştirdiğinizi söylemişti.
The Priest left for the city with his 12 disciples, and became a social worker.
Rahip 12 havarisiyle kasabayı terketti ve sosyal yardım görevlisi oldu.
Maggie, what are you, a social worker or a war correspondent? War correspondent.
Sosyal görevli misin savaş muhabiri mi?
You've been a social worker for what, 15 years?
Kaç yıldır sosyal görevlisin?
- All right, call the social worker.
- Pekala, sosyal görevliyi çağırın.
So I contacted Field's health service. I'm not a social worker.
Sosyal hizmet çalışanı değilim bayım.
A social worker had to evaluate me, so...
Bir sosyal kurum çalışanı beni değerlendirmek zorundaydı, bu yüzden...
I don't want any social worker.
- Sosyal yardımdan birini istemiyorum!
Social worker.
Sosyal görevli.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]