Socio translate Turkish
72 parallel translation
Socio...
Ortak...
If you consider that we can thus healthily influence the dreams of millions of people - this will be possible soon - that is, to influence in the socio-political sense.
Bunun milyonlarca insanın rüyaları üzerindeki etkisini göz önünde bulunduracak olursak... Yakında o da mümkün olacak. Bu insanların sosyo-politik olarak çok olumlu etkileyecektir.
Socio.
Sosyo.
The struggle of powers, which have been.... set up for directing the same socio-economic system, is deployed as official contradiction, belonging in fact to real unity, this latter takes place... on a global scale as well as within each nation.
Ayni sosyoekonomik sistemin kontrolünde bulunan farkli güçler arasindaki mücadele, resmen uzlastirilamaz karsitliklar olarak gösterilse de bunlar aslinda o sistemin hem uluslararasi hem de her ulus içindeki temel birligini yansitir.
This is the socio-economic problem.
Sosyo-ekonomik bir sorunla karşı karşıyayız.
The necessity of solving these problems is dictated by our duty and the will of continuing the strategy of dynamic socio-economical progress of our country.
Bu sorunların çözümü bizim görevimiz olmuş ve ülkenin dinamik sosyoekonomik gelişimi için zorunlu bir hal almıştır.
One socio-political cell in our community has a band.
Bölgemizdeki bir sosyo-politik birimin orkestrası var.
We are talking about the attempt on Gul Dukat's life not the socio-political ramifications of the resistance.
Biz Gül Dukat sükastinden bahsediyoruz, direnişin sosyo-politik etkilerini değil.
This movie is so profoundly bad in such a childlike way... that it hypnotizes my conscious critical mind... and frees up my right brain to make socio-poetic leaps.
Bu film o kadar kötü ki izlerken, eleştirel zihnimi hipnotize ediyor. Sağ beynimi donduruyor. "Sosyo peotik" sıçramalara sebep oluyor.
Considering the youth's confession, Sandro should be sent to a socio-educational correctional facility.
Üç gün boyunca hiç durmadan kokain ya da başka bir şey takılmış olmalıydı. Ama aslında korkmuştu da.
The worker will overthrow absolutism and lead the proletariat to a victorious communist revolution, resulting in socio-economic paradise on earth.
İşçiler mutlak idareyi yıkacak ve işçi sınıfının kazandığı zafer, komünist devrimi başlatacak. Sonuç, dünyanın sosyoekonomik bir cennete dönüşmesi olacak. Her şey sağduyu, aslında.
BUT, WE'RE ALSO TRYING TO CREATE THE FULL SPECTRUM OF HUMAN DIVERSITY, UH, RACE, RELIGION, SOCIO-ECONOMIC BACKGROUND.
Ayrıca ırk, din ve sosyo-ekonomik açıdan çeşitlilik içeren geniş bir karma yaratmaya çalışıyoruz.
My lower half thanks you for moving so far up the socio-economic ladder.
Popom sosyoekonomik basamakları hızla tırmandığın için sana şükrediyor.
He wrote : "Undernourishment " is a socio-economic and cultural disease that can be cured by giving everyone a job. "
Ona göre : "Yetersiz beslenme bir sosyo-ekonomik ve kültürel hastalıktır, ve herkese bir iş vererek tedavi edilebilir."
Remember that we're a multi-cultural school with a diverse population of students... from a wide range of socio-economic backgrounds.
Ve unutma burası geniş bir sosyo-ekonomik yelpazeden gelen çeşitli öğrencilerin bulunduğu çok kültürlü bir okul.
We are bringing K through 6 kids from all different socio-economic situations and putting them into a community outreach program to teach literacy and critical thinking skills.
Tamamen farklı sosyo-ekonomik durumlarda 6 çocuğu bir araya getirip onları ortak sosyal hizmetler programına koyup okuma-yazma ve kritik düşünme becerileri öğreteceğiz.
From every possible ethnic and socio-Economic background.
Hepsi farklı etnik ve sosyoekonomik geçmişe sahip.
No, it's more like a socio-professional type thing.
Hayır, daha çok profesyonelliğe dayanan bir sosyal ilişki.
We have about every level of society, all socio-economic income strata, professional down to the ordinary field worker, field laborer.
Toplumun her kesiminden, her sosyoekonomik tabakadan insan var profesyonelinden tutun da çiftçisine, mavi yakalısına kadar.
No, socio, it's a diamond-studded four-leaf clover.
Hayır ortak, elmas kaplı dört yapraklı bir yonca.
Different socio-economic levels.
Farklı sosyo-ekonomik düzey.
You should be focusing on me, socio.
Bana odaklanmalısın, dostum.
Come on, socio.
Hadi be, arkadaşım!
We've got 2 male and 1 female victim, all about the same age, But from different socio-economic backgrounds.
Elimizde 2 erkek ve 1 kadın kurban var, hepsi de aynı yaşlarda, ama farklı sosyoekonomik hayatlardan.
We can explain it. Socio-Listen, I do not.....
- İçeride görebilirsiniz.
Is blue the right color for a controversial piece of socio - political agit - prop theater?
Sosyo-politik acılarla yoğurulmuş, tartışmalı bir tiyatro oyunu için mavi doğru renk midir?
- Socio...
- Sosyo...
No, socio...
Hayır, sosyo...
I was one of those unfortunates adopted by upper-middle-class professionals and nurtured in an environment of learning, art, and a socio-religious culture steeped in over two thousand years of talmudic tradition.
Evet, aynen dediğin gibi. En güzel şartlarda okuyup liseyi başarı ile bitirip, sanata ve sosyo-kültürel ortamlara adapte olup, elit bir insan olan ve de, iki bin yıllık evrimini tamamlayan bir bireyim.
No, you are not, socio-economically speaking you are more like an inner-city Latina.
Hayır, değilsin. Sosyoekonomik olarak konuşursam sen daha çok Latinlerin yaşadığı yoksul mahalledensin.
And, these ingredients, I think in the case of Morocco, the socio-economic ingredient is the most important one.
Ve, Fas olayındaki bu bileşenlerden, sosyo-ekonomik bileşen en önemlisiydi.
I admired your essay on the socio-political relevance - of Up in Smoke very much, Jake.
Ot içmenin sosyo politik yanlarıyla ilgili makaleni çok beğendim adamım Jake.
OBLIVION GRASS FROM SREM A socio-political porno horror
AYIKLA BENİ HÜSNÜ "Sosyo politik korku pornosu"
There may be a socio-economic pattern emerging.
Sosyo-ekonomik bir kalıp oluşuyor olabilir.
What-what d'you think, because I grew up westside that like I'm one of these socio-delinquent types, don't know the difference between right and wrong?
Ne sanıyorsun, batı kıyısında büyüdüm diye sosyal bilinçte olmayan doğruyla yanlışı ayırt edemeyen tiplerden olduğumu mu sandın?
Before we can even think about the aesthetics or socio-cultural impact, we must ask ourselves :
Estetik düşüncesinden ya da sosyo-kültürel etkiden bile önce, kendimize sormalıyız :
And socio-economic ones.
- Sosyoekonomik sınırları da aşıyor.
He grew up in medium socio-economic status, but his rage against families tells us that he experienced extreme abuse or neglect, so at some point, he was most likely removed from his family.
Orta sınıf bir aileyle büyümüş, ama diğer ailelere olan öfkesi, taciz ya da ihmal kurbanı olduğunu gösteriyor, yani bir noktada ailesinin yanından alınmış olmalı.
A male negro who fails to trigger the customary fight-or-flight response in Caucasian women due to his nonspecific physical and socio-cultural attributes, like Al Roker or Bryant Gumbel.
Adam tam bir zenci Al Roker ve Bryant Gumbel gibi.
The Socio-Economic System itself at its very foundation.
... Sosyo-Ekonomik Sistemin ta kendisi ve bizzat kökenidir.
- which is currently the foundation of the entire socio-economic system.
Hidrokarbon enerjinin bolluğunun keşfi bu da günümüzde tüm sosyo-ekonomik sistemin temelidir.
Why you don't go to your socio d'affari, the other Jew, Rothstein?
Niye öteki Yahudi arkadaşın Rothstein'e gitmedin?
And if it were my choice, i wouldn't let that socio anywhere near my school.
Ve bu benim seçimim olsaydı... o psikopata okulumun etrafında herhangi bir yerde bulunmasına izin vermezdim.
Your "socio" line is trending on Twitter. Good.
Senin "sosyopat" kelimen Twitter'da trend.
So, Mr. Desai, I hear from my sources that your nickname on the Twitter is the "socio."
Bay Desai, kaynaklarımdan duyduklarıma göre Twitter'daki takma adınız "sosyo" imiş.
So... what is the definition of "socio," or its more common scientific synonym, "sociopath"?
"Sosyo" bilimsel adıyla "sosyopat" kelimesinin anlamı nedir acaba?
Socio!
Sosyopat!
Socio, you came!
Sosyopat, gelmişsin!
You know, the whole "murdered his aunt," "socio" thing?
Hala katili, sosyopat olayından?
Dex, socio, alone sucks.
Öyle değil mi? Dex, dostum.
Thanks, socio.
Sağ olasın ortak.