English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Superb

Superb translate Turkish

968 parallel translation
This man was wearing a superb jacket.
Adam harika bir ceket giyiyordu.
You were superb tonight.
Bu gece olağanüstüydünüz.
- Superb!
- Harikulade!
They are a superb couple.
Harikulade bir çiftler.
He's superb.
Müthiş.
- Superb.
- Harika.
You were superb.
Harikaydın. Harika.
Chris, Chris, you were superb.
Hangisi daha kötü? Sana söyledi ya.
Very good, excellent, superb.
Çok güzel, kusursuz, harika.
Madam, your dancing was superb.
Madam, Dansınız mükemmeldi.
Superb!
Super!
No, no, no, I mean, this superb woman of character... cannot bear to deprive one of you of the privilege... of being alone in his joy.
Hayır, hayır, hayır, demek istediğim, bu enfes kadın zevk anında içinizden ayrıcalıklı birini neşesinde yalnız bırakmamak ister.
Selim, did you ever see a more superb animal?
Selim, hiç bu kadar görkemli bir at gördün mü?
It would take days and years to tell you how superb you were.
Ne kadar görkemli olduğunu anlatmak günler yıllar sürer.
My compliments, Fré You were superb.
Tebrikler, Frederick. Muhteşemdin.
- You were superb with the police.
- Polise karşı çok suluydu. - Hakikaten öyleydi.
And please tell your mother from me that the desert was superb.
Lütfen annene tatlının muhteşem olduğunu iletir misin.
Depend upon it. It would have a most superb effect.
Buna güven, en iyi etkiyi bu sağlar.
- She's superb.
- Harikulade.
Eve, of course, was superb.
Eve, elbette, süperdi.
Today's recital was superb.
Bugünkü gösteri harikaydı.
Superb, Poppaea!
Harika, Poppaea!
Oh, absolutely superb.
Kesinlikle harika.
One superb year.
Harikulade bir yıl.
Kippers. Aren't they superb!
Bak, ringa balığı.
When you're placid, you are beautiful... but when you are angry, you are superb.
sakin olduğunda, güzelsin... ama kızdığında, çok daha güzel.
We can't make up our minds, whether she's a superb actress or you're a svengali.
Düşünebildiğimiz kadarıyla ya kız çok iyi bir aktris ya da siz değeri bilinmemiş bir kılavuzsunuz.
Superb!
Harika!
Did you not notice how superb were the haunches of the Grecian woman?
Yunan kadının kalçalarını nasıl farkedemedik?
Our superb trysts aside, you are my only friend.
İlişkimizin yüzeysel boyutu bir yana, sen benim tek dostumsun.
Sergei Pavlovich, isn't this all superb?
Her şey ne harika değil mi?
Superb.
Fevkalade.
- In what way superb?
- Hangi anlamda fevkalade.
You were superb.
Süperdin.
She's superb.
Muhteşem.
It's superb.
Mükemmel ötesi.
If you come to my office after the burial I'll present to you the most superb guide.
Cenazeden sonra ofisime gelirseniz sizi mükemmel rehberle tanıştıracağım.
Superb!
Mükemmel.
"Within this superb animal..."
"Bu muhteşem hayvanın içinde..."
It was a superb operation. I learned a great deal.
Mükemmel bir ameliyattı, çok şey öğrendim.
Up to a point, Matilda's technically superb, but her brewing lacks quality.
Matilda'nın teknik açıdan üstün tarafları var, ama kazan kaynatmakta pek iyi değil.
Superb!
Muhteşem!
It's superb!
Bu harika!
A beautiful creature from the old aristocracy, with long red hair and a superb figure.
Eski aristokrasiden kalma şahane bir yaratık vardı. Uzun kızıl saçları ve harika bir vücudu vardı.
Really superb, typically French, and very... Well...
Gerçekten muhteşem, tipik Fransız türü, ve çok...
You'll make a superb dinner.
Harika bir akşam yemeği olursun.
Superb!
Mükemmel!
This is superb!
Ne güzel ya!
Superb conception.
Harika bir düşünce!
I am superb.
süperim.
Superb.
Ne kadar uzun boylusun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]