Taki translate Turkish
7,598 parallel translation
Well, if Mr. Carsen, through some misadventure, had found this note before that day in New York, had he identified Prospero any earlier, if that day had been different in any way...
Eğer Bay Carsen birkaç maceradan geçip bu notu New York'taki o günden önce bulmuşsa.. ... Prospero'nun kim olduğunu daha erken bir zamanda keşfetmiş midir eğer o gün herhangi bir şekilde frklı yaşanmışsa?
Going to have coffee with someone that Professor Whistler met at a conference in Hong Kong months ago.
Profesör Whistler'in birkaç ay önce Hong Kong'taki bir konferansta tanıştığı birisiyle kahve içeceğim.
But we showed it to our handwriting expert at Q-DOC.
Q-DOC'taki elyazısı uzmanımıza gösterdik.
- At your job at The Hut.
- Hut'taki işinde.
I'm sure he would love to know what's going on at Northrop, too.
Northrop'taki olayları da öğrenmeye can atar kesin.
This van's a little big for that, and half the guards in Rikers are after us.
Bu araba saklanmak için biraz büyük ve Rikers'taki gardiyanların yarısı peşimizde.
This shows the location of every one of their cars in Los Angeles.
Los Angeles'taki tüm arabalarının yerini gösteriyor.
Home New York or home Mexico?
New York'taki evini mi, yoksa Meksika'yı mı?
Oh, funnily enough, I have a charity event tomorrow with other high-powered L.A. women.
Tesadüfe bak, yarın Los Angeles'taki güçlü kadınlarla bir hayır etkinliğim var.
It's like Black Friday at Walmart
Walmart'taki Black Friday gibi.
He's the best photographer at The Warsaw Times.
The Warsaw Times'taki en iyi fotoğrafçı.
My comeback in The New York Times has been preserved.
The New York Times'taki geri dönüş hikâyem hâlâ olası.
It was the same night we caught that multiple deaths call in Glassell Park.
Glassell Park'taki çoklu cinayet ihbârını aldığımız geceydi.
A teenage boy fishing in the shallow waters off Galveston, Texas, stumbled on the gruesome remains of a murder.
Galveston, Teksas'taki sığ sularda balık tutan genç bir çocuk tüyler ürpertici bir cinayete kurban gitti.
And with respect to the New York case and in response to your question, let me just say that the disappearance of Kathleen Durst 20 years ago is a case that we are actively investigating.
New York'taki dava ile ilgili olarak ve sorunuzun yanıtı olarak şunu söylemeliyim. Kathleen Durst'ün 20 yıl önce ortadan kaybolması aktif olarak soruşturduğumuz bir dosyadır.
That's something only tourists in Vegas get to do!
Aman Tanrım! Bunu sadece Vegas'taki turistler yapabilir.
And I ran to the store in Los Angeles and looked, and there was my father, described as an ex-con from Sing Sing who'd kill a man with one hand behind his back.
Hemen Los Angeles'taki kitapçıya koşup baktım... ve o babamdı, Sing Sing'te yatan eski bir hükümlü olarak tarif edilmişti. Suçu da bir adamı tek eliyle öldürmekti.
Susan Berman's business manager said that she had been working on television projects about the mob's days in Las Vegas when she was killed.
Susan Berman'ın ticari yöneticisi öldürüldüğü sırada Las Vegas'taki çeteler hakkında... bir TV projesi üzerinde çalışmakta olduğunu söyledi.
Durst was wanted for murder in Galveston, Texas, and he's a suspect for murders in Los Angeles and Westchester County, New York.
Durst Galveston, Texas'taki bir cinayetten aranıyordu... ayrıca Los Angeles ve Westchester Country, New York'taki cinayetlerin de şüphelisi.
They're going to find out there's all this media attention on him back in New York.
Eğer öğrenirlerse New York'taki basının hemen ilgisini çekecekti.
He called Maya-out in Murmansk.
Maja'yı, Murmansk'taki bir otelden aramış.
Our first date was at the Locarno, in Queen's Park.
İlk buluşmamız Queen's Park'taki Locarno'daydı.
You are all aware of lion killings in Botswana and Los Angeles.
Hepiniz Botswana ve Los Angeles'taki aslan katliamlarının farkındasınız.
How about that place on Rush that you've been wanting to try?
Rush'taki yere ne dersin? Gitmek istiyordun.
As it turned out, the key was from a school six miles away in Cannock.
Sonra anahtarın yaklaşık 10 km uzakta bulunan Cannock'taki bir okula ait olduğu öğrenildi.
And the key was a key to the school at Cannock.
Cannock'taki okula ait olan bir anahtar.
Was because he stayed at Cannock school even though his family had moved to Wyrley.
Ailesi Wyrley'ye taşındığı halde onun Cannock'taki okulda kalması.
Cannock school?
- Cannock'taki okulda mı?
( SCOFFS ) You did three years in prison. I did four years at Cannock school.
Sen hapishaneden üç sene geçirirken ben Cannock'taki okulda dört sene kaldım.
So our friend traced the laptop signal back to the FBI in New York, but he didn't have the skill to get past the firewall.
Arkadaşımız, laptopun sinyalini New York'taki FBI binasında buldu... -... ama güvenlik duvarını aşacak kadar yetenekli değil.
They're using the account information of a bank teller in Duluth who's paying way too much for her data plan,
Duluth'taki, veri planlaması için baya ödeme yapan birisinin hesap bilgilerini kullanıyorlar.
She's pigeon at a great national monument, and she is begging.
O, Büyük Ulusal Park'taki bir güvercin ve o yalvarıyor.
I saw you with that jumped-up fellow from the National Bank.
Seni Ulusal Bank'taki şu sonradan görme adamla gördüm.
No. The pollution levels in the Potomac might account for that.
Sebebi Potomac'taki kirlilik seviyesi olabilir.
All right well, I spoke to Bentley's family in Kansas.
Bentley'in Kansas'taki ailesiyle konuştum.
We're closing the New York offices.
New York'taki ofisleri kapatıyoruz.
He just spoke to Gordon Fenwick in Cyprus.
Biraz önce Kıbrıs'taki Gordon Fenwick ile konuşmuş.
Never is not just a crater on Mars.
"Asla" sadece Mars'taki kraterin adı değil.
Mr. Shaw, let's just cut to the chase : Never is not just a crater on Mars.
Bay Shaw, lafı dolandırmadan konuya girelim, "Asla" sadece Mars'taki kraterin adı değil.
In New York, the other families are beginning to lose patience with Bugsy Siegel.
New York'taki diğer ailelerin Siegel'a karşı sabırları tükeniyordu.
He reaches out to a mid-level gangster in one of the other New York families.
New York'taki diğer ailelerden birinin orta seviyeli bir mafyasına ulaştı.
With Luciano's influence waning in New York, Gambino believes the time has come to take on Frank Costello.
Luciano'nun New York'taki nüfuzu azalışa geçerken Gambino, Frank Costello'yu öldürme vaktinin geldiğini düşünüyordu.
Float it in, Star Wars style.
Star Wars'taki gibi ekranda aksın.
Charles "Lucky" Luciano, the most powerful mob boss in America, remains locked up in a maximum security prison in upstate New York.
Charles "Lucky" Luciano, Amerika'daki en güçlü mafya lideri taşra New York'taki maksimum güvenlikli bir hapishanede hapis kalmaya devam ediyordu.
But with the mob's connections and hideouts throughout New York, the professional assassin disappears.
Ancak mafyanın bağlantıları ve New York'taki saklanma yerleri sayesinde profesyonel suikastçi kayıplara karıştı.
Since Prohibation, organized crime has asserted its power over New York's harbor and now has control over more than 200 ports.
Gözaltı olayından beri mafya, New York'taki limanların kontrolünü elinde tutuyordu. Şimdi de 200'den fazla iskeleleri bulunuyordu.
Your tax records indicate that you made $ 22,000 over the last four years, and yet you live in a massive suite in the Waldorf Astoria, New York's most expensive hotel.
Vergi kayıtlarınıza göre son dört yıldakinden 22.000 dolar kazanmışsınız hal böyle olunca, New York'taki en pahalı otel Waldorf Astoria'da koca bir odada kalıyorsunuz.
And how do you explain... phone records from your residence at the Waldorf showing calls to all of these individuals, including Mr. Capone in Chicago?
Peki Waldorf'taki dairenizdeki Chicago'daki Bay Capone'un da dahil olduğu bu kişilerle olan telefon kayıtlarını nasıl açıklıyorsunuz?
After years of making inroads with New York City's politicians, judges, and policemen, Frank Costello was finally in a position to collect.
New York'taki politikacılara, polislere ve hakimlere yaptığı iyiliklerin sonunda karşılığını alacağı bir durum oluştu.
From a jail cell in Arkansas... Lucky Luciano is still in full control of his empire.
"Lucky" Luciano, Arkansas'taki bir hücreden bile imparatorluğunu kontrol edebiliyordu.
And I have every confidence that the authorities in Arkansas will uphold the law and send this man Luciano to meet his fate in a court of law here in New York City, where his crimes...
Arkansas'taki yetkililerin kanunu uygulayıp Luciano denen adamın New York mahkemelerinde kaderiyle yüzleşmesi için göndereceklerine hiç süphem yok.