Thankfully translate Turkish
609 parallel translation
- Yes, thankfully
- Evet, şükürler olsun ki.
Thankfully.
Teşekkürler.
Or even thankfully.
Hatta belki de minnet duyarak...
We'd love to know that secret process guiding the creator through his perilous adventures. Thankfully, what is impossible to know for poetry and music, is not in the case of painting.
Yaratıcı kişiye bu tehlikeli macerada yol gösteren gizli mekanizmayı bilmek Tanrı'ya şükür, şiir ve müzik için imkânsız olan resim için mümkün.
And Don Ciccio Tumeo, who thankfully has none.
Ve Don Ciccio Tumeo, çok şükür onun yok.
- Thankfully.
- Neyse ki.
But thankfully, not all of us are burdened with the ominous forebodings of SEN.
Ama neyse ki, SEN'in uğursuz önsezileri de yok.
Thankfully, the bishop's address was short.
Şükür ki rahibin adresi kolaydı.
Horrifying, but thankfully quite unique.
Korkunç, yine de çok şükür oldukça eşsiz.
Thankfully.
İyi ki.
Now, thankfully, it's all cleared up.
Neyseki şimdi hepsi çözüldü.
Thankfully they didn't know who I was.
Şükürler olsun, beni tanımadılar.
But, thankfully, those times are changing now.
Evet... Neyse ki o günler geride kaldı.
Thankfully, no.
Şükürler olsun ki hayır.
After which, thankfully, the pain retreats to a cul-de-sac in a distant suburb of my conscious mind.
Ve sonrasında, çok şükür... ağrı, bilincimin uzak köşesindeki bir varoşa, çıkmaza doğru geri çekiliyor.
Thankfully, since I sold a shoe last week I am proud to announce that we're now just short $ 780,000.
Neyse ki geçen hafta bir ayakkabı sattım. Ve gururla söylüyorum ki yedi yüz seksen bin dolar eksiğimiz kaldı.
Thankfully, I anticipated your chimpanzee - like attention to detail and I composed this little letter to the city.
Neyse ki ben senin ayrıntılara ancak bir şempanze kadar dikkat ettiğini tahmin ederek belediyeye bir mektup yazdım.
Thankfully I left quickly
Kaçtığıma pişman değilim.
It's acute at best and has, thankfully, been on the wane for a number of years.
En iyi ihtimalle akut ve neyse ki yıllar içerisinde de giderek azalmış.
Because thankfully the part they took Was of no use to you
Çünkü, aldıkların parçanın sende bir vasfı yoktu.
- Thankfully they declined the invitation.
- Neyse ki savaş davetini reddettiler.
"Thankfully, we received an enthusiastic response..."
"Tanrıya şükür ki, yürüyüşü gören kişilerden..."
But, thankfully, it's not one I have to solve.
Neyse ki, çözecek olan ben değilim.
Thankfully Chiu Nien-Tai of the Civil Defense Corps... stepped in to save them.
Neyse ki, Sivil Savunma Kuvvetlerinden Chiu Nien-Tai onları kurtarmak için devreye girdi.
I used to report the news, but thankfully not any longer.
Bir zamanlar haber yazardım, neyse ki artık yazmıyorum.
- No, thankfully, I do not.
Hayır, Tanrıya şükür yok.
Shit. Thankfully, that's done. That's over.
Minnettarım ama bu iş bitti.
When the threshold drops below 21 %... thankfully, you pass out.
Eşik enerjisi % 21'in aşşağısına düşerken... şükür ki, sen geldin.
Thankfully, most of them don't involve death and destruction.
Neyse ki, çoğu ölüm ve yıkım içermezler.
We are most thankfully delighted.
Sizi memnun ettiğimiz için mutluyuz.
And thankfully, it's preserved and intact.
Çok şükür korunmuş ve sağlam.
But, thankfully, Fern Mayo stopped by my office.
Ama, neyseki Fern Mayo odama uğradı.
- Thankfully, not very well.
- Neyse ki pek iyi göremedim.
My new boss handed this to me, thankfully just before the urn could be sold.
Bunu bana patronum verdi, neyse ki vazo satılmadan önce.
- Thankfully, it's almost over.
- Neyse ki bitmek üzere. - Allah'tan.
Thankfully est? back.
Evinize geldiğinize.
Thankfully est? S here. I wanted....
Burada olmana sevindim Ben de seninle...
Thankfully, recent negotiations have removed all uncertainties.
Katılmıyor olabilirsiniz, ama neden katılmadığınızı söyleyip kendi bakış açınızı açıklamayasınız ki? Bu biraz şaibeli.
No, thankfully.
Hayır, hayır.
No, not really, thankfully for me.
Hayır. Tanıyorsun diyemem. Neyse ki tanımıyorsun.
So thankfully I don't need you anymore.
Neyse ki, artık sana ihtiyacım yok.
But thankfully, that same day, she entered the Beta Delta Pi wet T-shirt contest, where she was hosed down.
Allahtan o gün Beta Delta Pi'nin ıslak tişört yarışmasına katıldı ve sırılsıklam oldu.
Now, thankfully, as it turns out, there is a guy out there.
Tanrıya şükür böyle bir adam var.
Thankfully, there was at least one fellow officer...
Neyse ki, en azından bir adam subay...
- Thankfully, we have a guardian angel.
- Öyle. Ne mutlu ki, bir koruyucu meleğimiz var.
Thankfully, I didn't work in the neuropsych department.
Neyseki fizyoterapi kısmında çalışmadım.
Thankfully, we have a plan.
Çok sükür, bir planimiz var.
He had another slight episode, but thankfully, there was no additional damage to the heart.
Hafif bir kriz daha geçirdi ama neyse ki kalbi hasar görmemiş.
"and watch the skin peel and warp?" Then, thankfully, no, I did not.
Hayır, çok şükür öyle hissetmedim.
Thankfully it turned out you weren't on board.
Ama neyse ki siz içinde değildiniz.
That's never gonna be one of my problems, thankfully.
Neyse ki hiçbiri bana asla sorun olmayacak, tanrıya şükür.
thank you 126302
thanks 59401
thank god 4623
thank you very much 5591
thank 280
thanksgiving 89
thank you for your attention 27
thank you for your concern 101
thank you for understanding 58
thanks for letting me know 59
thanks 59401
thank god 4623
thank you very much 5591
thank 280
thanksgiving 89
thank you for your attention 27
thank you for your concern 101
thank you for understanding 58
thanks for letting me know 59
thank you so much 3846
thank you for your support 46
thank you for your service 99
thanks for the heads up 54
thank you for having me 75
thanks for nothing 103
thanks for coming 1274
thank you for everything 270
thanks for playing 28
thank you for your time 538
thank you for your support 46
thank you for your service 99
thanks for the heads up 54
thank you for having me 75
thanks for nothing 103
thanks for coming 1274
thank you for everything 270
thanks for playing 28
thank you for your time 538