English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / They'll find him

They'll find him translate Turkish

246 parallel translation
I wonder if they'll find him?
Onu bulacaklar mı acaba?
Do you think they'll find him?
Sence onu bulacaklar mı?
Then I'll be with him, but they'll have to find us first.
O zaman ben de yanýnda olacađým.
Either he falls in line or I'll break him so open they won't find the pieces.
Ya o kenara çekilir, ya da onun parçalarını cımbızla toplarlar.
- But they'll find him.
- Onu bulacaklar.
No, but you'll see, they'll find him.
Hayır, ama görürsün, onu bulacaklardır.
Earl, they'll send up Bill as soon as they find him.
Earl, Bill'i bulur bulmaz gönderecekler.
You think they'll ever find him?
- Onu bulabileceklerini düşünüyor musun?
If they do find him, he'll be no worse off than if he's not crowned in Strelsau today.
Onu bulmayı başarırlarsa, bugün taç giymemesinden daha kötü bir durumda olmayacak.
When they find him, we'll have to be able to prove... that we were here the day he died.
Onu bulduklarında, öldüğü gün burada olduğumuzu ispatlamalıyız.
They'll never find him.
Onu asla bulamayacaklar.
They'll find him!
Onu bulacaklar!
Let's hope they'll find him and his accomplice.
Dua edelim de onu ve suç ortağını yakalasınlar.
They'll find him.
Onu bulacaklar.
They'll find him this way in the morning, here on the seventh floor.
Sabah onu bu şekilde bulacaklar, burada yedinci katta.
- Look. If they find he's married to the parasite daughter of an American capitalist, they'll send him up for 20 years.
Diğer her şeyi bırak, eğer onun bir Amerikan kapitalistinin kızıyla evlendiğini duyarlarsa onu 20 yıl içeri atarlar.
I'm the one who has to find out if they'll let him into a job or not.
Bir iş arayacak olan benim... restoran mı olur, otel mi?
They'll find you, and you'll never find him.
Seni bulurlar. Ve sen o adamı bulamazsın.
You've got to find him a wife, then they'll stop gossiping.
O yüzden Osman'ı ever. Bul güzel bir kısmet, bitsin gitsin bu iş.
If the white town finds out they need him, they'll find a way of getting to him.
Beyaz kasabada ona ihtiyaçları olduğunu anladıklarında, onu tekrar kabul etmenin bir yolunu bulurlar.
- No, I'm afraid they'll find him.
- Hayır. Ama korkarım onu bulacaklar.
If they don't find him, they'll follow us, teeth to tail.
Eğer onu bulamazlarsa, bizi fizana kadar takip ederler.
They'll never find another like him.
Onun gibi başka birini asla bulamazlar.
No, but if we don't find him ourselves, we'll have to tell the police, and they'll do all that.
Hayır, ama onu kendimiz bulmazsak polise haber vermek zorunda kalacağız, gerisini onlar hallederler.
They'll do everything to find him.
Onu bulmak için her şeyi yapacaklar.
If they find him, they'll kill him.
Daha önce de gelmişlerdi.
You'll find him somewhere, maundering about, aching for an opportunity to slander his employer - they all do.
Ona sorun. Onu buralarda bir yerde aylak aylak gezinip işvereni hakkında atıp tutma fırsatı kollarken bulabilirsiniz, yaptıkları tek şey bu nede olsa.
Tell them he's dangerous, and armed with an axe and they'll find him at the graveyard.
Onlara elinde balta olduğunu ve çok tehlikeli olduğunu ve onu mezarlıkta bulabileceklerini söyle.
They'll find him in the basement. In the garage, bastard!
Apartmanın garajında bulacaklar vücudunu, piç herif.
If they find out he's a good pianist, they'll get rid of him for sure!
Öbür adamın iyi bir piyanist olduğunu anlarlarsa, onu kesinlikle kovarlar!
- If they find him, they'll think it was me.
- Arthur'u öldürdüm. - Biliyorum, korkma. Onu bulurlarsa ben yaptım sanırlar.
Don't worry, I'm sure they'll find him.
Eminim o adamı bulurlar.
They'll know how to find him.
Onu bulmanın yolunu biliyorlardır.
If they find Jules'body, they'll know I planted him for you.
Jules'un cesedini bulurlarsa onu oraya benim koyduğumu anlarlar.
They'll find him a good home.
Ona iyi bir ev bulurlar.
If they find him, they'll have to take him down, not me.
Onu bulduklarında, tutuklayacaklar.
They'll never find him.
Onu bulamayacaklar.
I'll tell you how they're gonna find him.
Onu nasıI bulacaklar söyleyeyim.
they'll need their rest because tomorrow we're going to find the Shredder and finish him.
Dinlenmeleri gerek. Çünkü yarın... Shredder'ı bulmaya gideceğiz ve onun işini bitireceğiz.
Hey, they'll never find out. Besides, I can handle him.
Yakalayamayacak Ben onu idare ederim.
After the examination they'll find he's not mad and shoot him. And people will say, he's a conscientious judge.
Muayeneden sonra deli olmadığı anlaşılacak ve onu vuracaklardır ve insanlar onun işine bağlı bir yargıç olduğunu söyleyecektir.
I know a place upstate. They'll never find him.
Şehrin yukarısında bir yer biliyorum.
So, I hope for you they'll find him soon, if not...
Dua et, babamı bulsunlar aksi halde...
When the time comes, they'll give him a medical and if they find anything relating to asthma, they won't take him.
Zamanı gelince onu muayene edeceklerdir ve astım konusunu öğrendiklerinde basitçe onu reddedeceklerdir.
If they find him, they'll kill him.
Eğer onu bulurlarsa, öldürürler. Anlıyor musun?
I left it so they'll find him.
Onu bırakacağım, sonra bulurlar.
Maybe they'll find him under the bed.
Belki adamı yatağın altında bulurlar.
He keeps stealing', they'll find him in a dumpster.
O sadece çalıyor, yakında onu da hurdalıkta bulacaklar.
Don't worry, honey, they'll find him.
Endişelenme onu bulacaklar
If they find him, they'll take him away.
Eğer bulurlarsa onu alıp götürürler.
I'm not allowed to have him. lf they find him, they'll take him away.
Onu beslememe izin yok. Eğer bulurlarsa onu alıp götürürler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]