To relax translate Turkish
3,822 parallel translation
Just try to relax.
Rahatlamaya çalış.
You need to relax.
- Rahatla biraz.
You need to learn to relax a bit.
Biraz dinlenmeyi öğrenmen gerek.
Harken, you need to relax.
Harken, sakinleşmen gerekiyor.
I want you to take a deep breath, and I want you to relax your arms.
... derin bir nefes alacaksın ve kollarını serbest bırakacaksın.
You need to relax and listen to Campbell.
Sakin olmalı ve Campbell'ı dinlemelisin.
Well, we're hoping Charles used his summer to relax as much as we have.
Charles'ın da yazın bizim kadar dinlendiğini umuyoruz.
You know, I know you're really worried about Serena, but you should try to relax your face.
Biliyorum, Serena için oldukça endişelisin ancak yüzünü rahat bırakmalısın.
Who swoops in and tells her to relax?
Kim içeri dalıp ona sakin olmasını söyler dersin?
I have to relax.
Rahatlamam lazım.
Clear your head, Walter. Try to relax.
Zihnini boşalt Walter.
He needs to relax his shoulders
Omuzlarını biraz gevşetmesi lazım.
And then as I started to relax again...
Sonra tekrar rahatlamaya başladım...
I told him to relax, everything's under control.
Ona rahatlamasını söyledim, her şey kontrol altında.
Well, whenever I'm trying to remember important details, I find it really helps if I close my eyes and try to relax.
Ne zaman önemli ayrıntıları hatırlamaya çalışsam gözlerimi kapatıp rahatlamaya çalışmak bana çok yardımcı olur.
You gotta find a way to relax.
Biraz rahatına bakmalısın.
Now I need you to relax... And not move for a couple minutes.
Sakin olmalı ve birkaç dakika hareket etmemelisiniz.
And once we got past the whole num-num issue, we were able to relax and have a great time with your fantastic daughter.
Dada sorununu hallettiğimizde ise sakinleşip, harika kızınla çok iyi zaman geçirebildik.
I thought I was supposed to relax and let loose.
Rahatlayıp kendimi salmalıyım sanıyordum. Ben...
Honey... Try to relax. I don't feel like relaxing, Phil!
Hayatım sakin olmaya çalış.
You know what? I'm not gonna be able to relax until I get this out of the way.
Aslında şunu aradan çıkarmadan rahat edemeyeceğim.
And no matter how hard I try to relax, I'm just... waiting.
Ne kadar sakinleşmeye çalışsam da sürekli bekliyorum.
Now, I want you to relax and focus.
Şimdi rahatlamanı ve odaklanmanı istiyorum.
I want you to relax on your honeymoon.
Balayınızda rahatlamanızı istiyorum.
- You want to relax, but how?
- Rahatlamak istiyorsunuz, ama nasıl?
lay down and try to relax.
Bu arada, şart koyma ve rahatlamayı dene.
I need you to relax, Mr. McCall.
Sakin olmaniz gerekiyor Bay McCall.
Your only job is to relax.
Senin tek işin rahat etmek.
It's a good place for me to relax between shows.
Gösteri aralarında rahatlamak için bana göre iyi bir yer.
Time to relax for a second.
Bir süreliğine sakinleşelim.
We just need you to relax.
- Rahatlamanı istiyoruz.
I need you to relax.
Biraz rahatlaman lazım.
It helps you to relax.
Rahatlamanıza yardımcı olur.
Now I want you to relax your arm.
Şimdi kolunuzu gevşetin.
I think you need to relax. I believe I outrank you, - last time I checked.
Bence biraz gevşesen iyi olur, son baktığımda rütbem seninkinden yüksekti.
Now we need you to relax -.
Sakinleşmelisin.
Now everyone please, try very hard to relax.
Şimdi, herkes lütfen, çok rahat olmaya çalışsın.
Can't we use this time to just relax?
Bu zamanı kafa dinleyerek geçirsek olmaz mı?
Now... settle in, relax, and return with me now to ancient Rome as we present the 1932 Cecil B. DeMille classic,
Şimdi yerinize oturun, rahatlayın ve 1932 yapımı bir Cecil B. DeMille klasiği olan Haç İşareti filmiyle birlikte Antik Roma'ya doğru yola çıkın.
Oh, relax, Dean. I'm not going to steal your Prophet.
Rahat ol Dean elçinizi çalmayacağım.
Ken Bingsley, just relax, because we are about to go on a beautiful journey together and everything's going to be fine.
Ken Bingsley, gevşe sadece. Çünkü birlikte çok güzel bir yolculuğa çıkmak üzereyiz ve her şey yoluna girecek.
Relax. I didn't publish any of that. But not to protect you.
Sakin ol onlardan hiçbirini yazmadım ama seni korumak için değil.
Just try to breathe, relax.
Nefes almaya çalış, rahatla.
How can it relax listening to a song about a hooker?
Bir fahişe hakkındaki şarkıyı dinlemek nasıl rahatlatsın?
Which is why you have to eat something nice and relax.
Bu yüzden güzel şeyler yiyelim ve güzel şeylerden bahsedelim.
You guys need to relax.
Tanrım.
I'm gonna give you something for the pain to help you relax.
Acıyı dindiricek birşeyler vericem sakinleşmeni sağlıyacak
Oh, relax. You don't want to have this conversation.
O konuya girersen sen zararlı çıkarsın.
You need to sit down and relax.
Otur ve sakin ol.
Relax. The further your target, the longer you have to hold the beam.
Hedefin ne kadar uzaksa ışını o kadar uzun süre boyunca tutmalısın.
All summer everyone's been telling me to loosen up and relax and not think so much and... Well, fuck that.
Bütün yaz boyunca herkes bana gevşeyip rahatlamamı ve çok fazla düşünmemi söylüyordu ve hepsine lanet olsun.
relax 7425
relaxed 71
relaxation 19
relaxing 48
to rest 21
to recap 23
to remember 22
to remind you 16
to repeat 17
to re 22
relaxed 71
relaxation 19
relaxing 48
to rest 21
to recap 23
to remember 22
to remind you 16
to repeat 17
to re 22