English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tomorrow at dawn

Tomorrow at dawn translate Turkish

131 parallel translation
Tomorrow at dawn...
Ertesi gün, şafakta...
They're leaving tomorrow at dawn.
Yarın şafakta buradan ayrılıyorlar.
We go tomorrow at dawn to hear mass at St. Rupe
Yarın şafakta ayin dinlemeye St. Rupe'ye gidilecek.
They meet out on the boat tomorrow at dawn for the split.
Yarın gün doğarken teknede parayı bölüşücekler.
Tomorrow at dawn, put back the plates, tree and cloth.
Yarın şafakta, ayaklanıp, ağaç ve bezi al.
Gentlemen, tomorrow at dawn we cross the Neman into Russia.
Beyler, şafakta Rusya'ya doğru Neman'ı geçiyoruz.
The execution will be tomorrow at dawn in the prison courtyard.
İnfaz yarın sabaha karşı hapishane avlusunda gerçekleştirilecek.
Tomorrow at dawn to the boats.
Yarın şafakta botlara biniyoruz.
But aren't you leaving tomorrow at dawn?
Sabah erkenden gitmiyor musunuz?
Well, I'll get my sleep now, and tomorrow at dawn I'll leave.
Şimdi uyuyacağım, ve yarın şafak vakti, yola koyulacağım.
Tomorrow at dawn, we take the pass and march on.
Yarın sabaha karşı, geçidi tutacağız ve yürüyeceğiz.
If you wish, you may leave tomorrow at dawn.
İsterseniz yarın şafakta gidin.
Tomorrow at dawn, the flying circus of my personal pilot, Miss Pussy Galore, will spray it into the atmosphere.
Yarın şafakta, kişisel pilotum Bayan Pussy Galore'un uçuş sirki onu atmosfere bırakacak.
Mission accomplished, and tomorrow at dawn we will take them to the old church...
Yarın, gün ağarırken onları, eski kiliseye götüreceğiz.
Tomorrow at dawn you can leave for the Jura.
- Yarın şafakta, Jura'ya hareket edebilirsin.
- Tomorrow at dawn.
Yarın, şafak vakti.
All we have to do is get there tomorrow at dawn and we've got ourselves a bridge.
Tek yapmamız gereken yarın gün doğmadan oraya gitmek ve köprümüz hazır olacak.
Tomorrow at dawn you give the way our friend.
Eğer güneşi yeniden görmeyi ve gümüş yıldızını istiyorsan,... arkadaşımızı serbest bıraksan iyi olur.
Weíll strike tomorrow at dawn.
Yarın şafakta çarpışma olacak.
The sentence will be executed tomorrow at dawn.
Yarın şafakta idam edilecekler.
Tomorrow at dawn we attack Targoviste on 3 lines :
Yarın şafakta Targoviste'ye üç kanaldan saldıracağız :
Tomorrow at dawn, these carriers will send 353 planes to attack Pearl Harbor.
Yarın gün doğumunda, Bu uçak gemileri 353 tane uçak gönderecekler Pearl Harbor'ı vurmak için.
My ship leaves tomorrow at dawn.
Gemim, yarın şafakta yola çıkıyor.
Meet me here, tomorrow at dawn.
Yarın şafak vakti benimle burada buluşun.
Tomorrow at dawn.
Yarın şafakta.
Tomorrow at dawn, the test of fire.
Yarın şafak vaktinde, ateş testi.
It's me Hyung. Do you think that you can get something for me at dawn tomorrow?
Yarın sabah biraz balon getirebilir misin bana?
I'll come to your camp at dawn tomorrow and put you on your way, just as I said.
Yarın şafak vakti kampınıza gelir size sözünü ettiğim yolu gösteririm.
I'm going fishing at dawn tomorrow.
Yarın şafakta balığa gidiyorum.
Yes, we're leaving at dawn tomorrow
Evet, yarın seher vakti gidiyoruz.
We will arrive at that point about dawn tomorrow.
Bu noktaya... yarın şafakta varmış olacağız.
We'll put you ashore at dawn tomorrow.
Seni yarın karaya çıkaracağız.
Execute the four men in custody at dawn tomorrow.
Yarın gün ağarırken 4 adamı idam edin.
The headman's going to be executed at dawn tomorrow, damn it.
Şef yarın şafak sökerken idam edilecek, kahrolası.
Meet me by the entrance to the village at dawn tomorrow.
Yarın şafak sökerken benimle köyün girişinde buluş.
- I suggest at dawn tomorrow.
Yarın sabahı öneriyorum.
And if all goes well... tomorrow, at the break of dawn, all of us will attack San Miguel.
Ve eğer her şey yolunda giderse, yarın sabah güneş doğarken hep birlikte San Miguel'e saldıracağız.
At dawn tomorrow, I will get you smuggled you to Free France.
Yarın sabah şafak vakti sizi bağımsız Fransa tarafına geçireceğim.
I issue the following proclamation- - at dawn tomorrow... the city gate to the south will be opened.
Yarın şafakta, şehrin güney kapısı açılacak. Kapı üç saat açık kalacak.
Tomorrow, at dawn, all of the men in the stadium.
Yarın, şafakta. Stadyumdaki herkesi vuracaklar.
Tomorrow morning at dawn the peoples of Latvia go into battle for freedom.
Yarın sabah şafak sökerken, Letonya halkı özgürlükleri için bir savaşa girecek.
Tomorrow morning at dawn we are going to be there to help them.
Yarın sabah şafak sökerken, onlara yardım için biz de orada olacağız.
Leave at dawn tomorrow.
Yarın şafakta yola çıkarsınız.
- He leaves tomorrow by car at dawn.
- Yarın şafakta arabayla.
I mean, tomorrow morning at dawn I'll be leaving.
Demek istediğim yarın şafakta ayrılıyorum.
She'll tell me about it at dawn tomorrow
Yarın şafak vakti bana bundan bahsedecek.
At least until dawn tomorrow.
En azından yarın şafağa kadar.
Tomorrow morning, sir. Field of Mars at dawn.
- Yarın sabah.Şafak vakti Mars meydanında
" Here are the permits for you to leave at dawn tomorrow.
" Yarın şafakla gitmeniz için izinler.
- The raid's tomorrow, at dawn.
- Baskın yarın, şafakta.
Tomorrow, at dawn...
Yarın, şafak vakti...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]