Try one of these translate Turkish
166 parallel translation
I have my own. Here, try one of these.
Alın, bir tane deneyin.
Here, try one of these.
BUrada, şunlardan birini dene.
Try one of these.
Bunlardan dene.
But try one of these!
Şunu bir dene!
You should really try one of these macaroons. They're delicious.
Şu kurabiyelerden birini gerçekten denemelisin.
Try one of these Jamaican cigars.
Bu Cameyika purolarından deneyin.
Try one of these.
Şunlardan yesene.
I think I'll just try one of these peppermints.
Sanırım naneli olanlardan bir tanesini deneyeceğim.
- Try one of these.
- Bunlardan birini deneyin.
Oh, you've got to try one of these.
Bunlardan birini denemelisin.
Try one of these.
Bunlardan birini deneyin.
Let me try one of these dishes at random and don't tell me anything.
Bu yemeklerden herhangi birisini bana rastgele tattır ve sakın bir şey söyleme.
One of these days you oughta try one of these.
Bugünlerde bunlardan birini denemelisiniz.
- Would you try one of these, Mr Pierce?
- Bir tane alır mısınız, Bay Pierce?
Gemellus, try one of these morels. Gemellus.
Gemellus, şu siyah mantarların bir tadına bak.
Or maybe try one of these little tea places.
Şu çay evlerinden birini deneyebiliriz.
Here you go, try one of these.
Al, bunu kullan.
You should try one of these.
Şunların bir tadına bakmalısın.
Try one of these.
Bundan bir tane dene.
The only way out of here is to try one of these doors.
Buradan çıkmanın tek yolu bu kapılardan birini denemek.
- Can I try one of these dresses?
- Bu elbiseyi bir denemelimiyim?
Try one of these pigs in a blanket.
Bunların bir tadına bakın.
- Wanna try one of these, Greg? - Mm, yeah.
- Bunlardan birini denemek ister misin Greg?
Come and try one of these!
Gel de şunları bir dene.
Maybe you'll even want to try one of these on.
Belki de bunlardan birini denemeyi bile isteyeceksin.
Milo, try one of these.
Milo, dene birini.
Maybe we should try one of these tunnels.
Şu tünellerden birini deneyelim.
Try one of these.
Şuna bir bakın.
"Try one of these, they're Turkish."
"Şunlara bir bak, Türk malı."
- Hey, Mrs. Simpson... you should try one of these smart drinks.
- Hey, Bn. Simpson şu sert içeceklerden denemelisiniz.
- But let's try one of these, okay?
- Ama, şunlardan birini deneyelim, tamam mı?
Try one of these.
Bunlardan birini dene.
Try one of these tamales.
Şu, Tamale'den bir tane yesene.
Mm! Buffy, you've got to try one of these.
Buffy bundan tatmalısın.
Good. I want to try one of these
Güzel, ben de bir tane denemek istiyorum.
Now, Mrs. Benson, you just take one of these and try to relax. Here.
Şimdi Bayan Benson, şunlardan bir tane alın ve rahatlamaya çalışın.
I was sent into England to try and join one of these groups.
İngiltere'ye o gruplardan birine katılmayı denemek için gönderildim.
You should try this treatment one of these days.
Bir gün sen de bu zihin açıcı yöntemin tadına bakmalısın.
There's no way you can get killed in one of these things, unless you really try.
Bunun içinde ölmene imkan yok yeter ki bunu yapmaya çalışma.
The weird colour scheme freaks me. Every time I try to operate one of these weird black controls, a small black light lights up in black to let you know you've done it.
Ne zaman bu tuhaf, siyah kontrollerden birisini kullansam, işlemi gerçekleştirdiğini sana söylemek için siyah bir ışık yanıyor.
Mom, try this one There're plenty of these
Anne, bunu dene. Bunlardan burada çok var.
Try one of these.
Şunlardan birini dene.
Maybe we should try one of these doors.
Şu kapılardan birini deneyelim.
Take one of these, try to relax.
Şunlardan birini al, rahatlamaya çalış.
Try one of these rolls, Charlie.
Bu ekmeklerden ye Charlie.
Try sleeping... on one of these.
Bunlardan biriyle... uyumayı dene.
The sky is the limit. Now, just to make sure that everybody knows who you are... try on one of these.
Şimdi sadece herkesin kim olduğunuzu anlamasını sağlayın... bunları deneyin.
One of these boys does try to get off a shot, this might come in handy.
Onlardan biri ateş etmeye kalkışırsa, silahını almayı deneyin.
You know, you might wanna try eating it with one of these.
Belki de bununla birlikte yemek istersiniz.
It sells, and one of these days, my competitors are going to suss out who you are... and they're going to try to steal you away.
Satıyor ve günün birinde, rakiplerim senin kim olduğunu keşfedecekler ve... seni benden çalmaya çalışacaklar.
You know, for once I am gonna sit down and try to watch one of these things.
Hayatımda ilk defa oturup bunu izlemeye çalışacağım.