Twister translate Turkish
416 parallel translation
We'll go on a twister that'll make Omar the soused philosopher of Persia look like an anaemic on a goat's milk diet.
Pers filozof Omar'ı, keçi sütü içen kansız birine dönüştürecek bir tura çıkarız.
- The twister!
Burgucu!
- A tongue twister : "Incomparabilis."
- Söylenmesi zor hali : incomparabilis. " i
Its a twister!
Kasırga bu!
Itss a twister!
Kasırga!
Twister! 'Worm!
Dolandırıcı!
Last they seen of her, she was going over the hill like a Kansas twister.
En son da hayvanı şu tepeyi rüzgar gibi aşarken görmüşler.
Holly's spinning like a weathervane in a Kansas twister.
Holly fırıldak gibi dönüyor.
Some tongue-twister, isn't it?
- Bunu sen uydurdun?
¶ Get set for a twister... ¶
¶ Kasırgaya hazırlanın... ¶
I heard a twister hit Waco.
Waco'yu bir hortum vurmuş.
What a twister!
Seni üçkâğıtçı!
That twister two years ago, like a big black dog chasing his tail!
2 sene kadar önce, yıldırım düştüğünde yakaladığım yerliyi hatırlıyor musunuz?
"I'm Taking Mom to the Junior Prom Cos She's a Better Twister Than My Sister."
"I'm Taking Mom to the Junior Prom Beause She's a Better Twister Than my Sister."
I just finished busting you another gut-twister.
Bir tane daha bitirdim. İşaretle.
Have you ever heard that old belly-twister, uh, about the Siamese twins?
O fıkrayı duydun mu? Şu göbek dansçısı. Siyam ikizleriyle ilgili olan.
" You dirty twister!
" Seni pislik seni!
Fire would consume what the giant twister didn't destroy.
Devasa hortumun es geçtiklerini ateş yok ediyordu.
It's a twister!
Bir kasırga!
They even used the infamous twister on me.
O şeytanlar üzerimde meşum burgacı bile kullandılar. - Bir saniye.
The devils. - What's the twister?
Burgaç nedir?
We're gonna play Twister and...
Twister oynayacağız ve...
" No twister
" Hiçbir kasırga
People staying up all night playing twister,... reverting to their animal natures.
Geceleri en alçak içgüdülerine kapılarak... dolandırıcılık hilebazlık yaparlar.
Or you got carried off by a twister?
Ya da bir kasırga götürse seni?
No mice for you, Twister, not today!
Bugün sana fare yok, Twister!
So I'm guessing you running around a twister. In the opposite direction isn't gonna to do the trick this time.
Hortumun etrafında tersi yönde koşman bu sefer işe yaramayacak yani.
I would rather play naked Twister with every one of the Golden Girls than have that little screaming doodie geyser at the foot of my bed.
Altın Kızlar'ın her biriyle çıplak Twister oynamayı yeğlerim. ... o ağıt ve kaka gayzerini yatağım ayakucunda yatırmaktansa.
That's a tongue-twister
Söylenmesi zor.
If there'll be a twister at her son's home in Wilmington.
Oğlunun oturduğu Wilmington'da kasırga olacak mı diye merak ediyor.
Jesus Christ, man, it looks like a twister!
Ulu İsa, dostum, bir hortum gibi gözüküyor.
Never spray poison into each other's mouths and play Twister.
Asla birbirinizin ağzına zehir sıkmayın ve twister oynamayın.
What a tongue-twister.
Ne güzel bir tekerleme.
Kate... remember in junior high when I had that Halloween party... and we all played Twister?
Hani bir parti vermiştim, Twister oynamıştık, hatırlıyor musun?
We got Twister.
Twister oyunumuz var.
Let's play Twister!
Twister oynayalım!
It's a Twister thing.
Twister şeysi.
Why don't you just throw down a Twister mat.
Oldu olacak Twister atalım.
When you get to Digallo, you're gonna turn this big bastard left, and you're gonna go down a couple of miles until you see a bar called the Titty Twister.
Digallo'ya geldiğin zaman bu koca canavarı sola çevireceksin. Titty Twister denilen bir bar görene kadar devam edeceksin.
Here at the Titty Twister, we're slashing'pussy in half.
Kamçılayabileceğiniz kızlar burada.
Welcome to the Titty Twister.
Titty Twister'a hoş geldiniz.
Then I guess Twister is out.
- Hayır, hiç söyleme bile. - Çekil yanımdan.
It's the point basically at which the twister sucks you up.
Temel olarak... hortumun... seni emdiği yerdir.
Find your own twister! Losers!
- Gidip kendi hortumunu bulsana.
So he just strolls up to the twister and says, "Have a drink!"
Bizimki hortuma doğru tökezleyerek ilerleyip... "Bir içki alsana" diyor.
And he chucks the bottle into the twister and it never hits the ground.
Sonra da şişeyi hortumun içine fırlatıyor, ama şişe yere düşmüyor.
Twister caught it, sucked it right up.
Hortum şişeyi yakaladığı gibi uçuruyor.
That was a good-size twister.
O hortum oldukça iriydi.
The twister'll toss it. Anchor it.
Kutu hortumun çekirdeğine ulaşmadan savrulup gider.
It felt like twister weather.
Kasırga çıkacak gibiydi.
Insufficient.
- O zaman Twister da oynamazsınız.