Twist my arm translate Turkish
68 parallel translation
How about 20 boxes of strawberries, you can twist my arm on the corn.
20 kasa çileğe ne dersin? Beni mısırlar için de anlaşmaya ikna edebilirsin.
I'm gonna twist my arm off if this heat don't kill me first.
İlk ben gebermezsem adiyim.
I don't want you to twist my arm again.
Kolumu yine burkmanı istemiyorum.
Twist my arm.
Kolumu bükme!
It was a job Pete Thornton didn't have to twist my arm to accept.
Bu Pete Thornton'un beni ikna etmek için çok uğraşmadığı bir projeydi.
You have to twist my arm?
Kolumu bükmek zorunda mısın?
If you twist my arm hard enough, we're talking turkey Marbella next year.
Beni ikna edebilirseniz seneye yine erikli hindi dolması yiyebiliriz.
Don't make me. Twist my arm.
Kolumu çekme.
Well, you don't have to twist my arm.
Pekâlâ, beni zorlaman gerekmiyor.
Here, here, twist my arm.
Hadi, gel kolumu bük.
Oh, now that you don't need to twist my arm for.
Bunun için zor kullanmanız gerekmeyecek.
Aw, twist my arm.
Kolumdan tutmana gerek yok
It's been a while, but You don't have to twist my arm.
Uzun zamandır içmiyordum, ama... Neyse, ısrar etmen bile gerekmez.
I mean, twist my arm, and I'll drink it.
Yani, koluma girersen belki içerim.
- But you can't twist my arm!
- Ama kolumu bükemezsin.
Oh, go ahead. Twist my arm.
Aklımı çeldin valla.
Well, I may let you then, if you go ahead and twist my arm.
Peki, kolumdan tutup zor kullanırsanız buna izin verebilirim.
Twist my arm.
İkna et beni.
And you flew all the way here to twist my arm?
Bütün yolu beni tehtid etmek için mi geldin?
Go on then, twist my arm.
Haydi o zaman, aklımı çel.
All right, look, if you're going to twist my arm, the IOA have made their final decision.
Peki, eğer beni zorlayacaksan, UDİ son kararına ulaşmış.
Well, if you're gonna twist my arm, I don't want any trouble.
Pekala, madem öyle diyorsun, oturayım.
- Twist my arm!
- İkna et beni!
I mean, he could twist my arm, but he couldn't break it.
Kolumu kıvırırdı ama bir şey yapamıyordu. Lanet olsun!
If you twist my arm, all right.
Elimi kolumu bağladınız zaten.
Twist my arm.
- Can damarımdan vurdun.
Twist my arm.
Vay anasını.
Twist my arm.
Başka çare bırakmadın. - Hayır.
You don't have to twist my arm.
Kolumu çevirmene gerek yok
Twist my arm.
Deneyelim.
Twist my arm.
- Sen dersin de yapmaz mıyız.
Uh, twist my arm, and, uh, I may have to cancel my plans and join you.
Ah, sanırım sana eşlik etmek için planlarımı iptal edebilirim.
Twist my arm. A drink.
Pardon, içki yapalım onu.
Twist my arm.
Girmem ki zaten.
Twist my arm. - Okay.
- Kolumu çevireyim.
Twist my arm?
- Kolumu büktün.
Twist my arm.
Beni ikna ettin.
Fine, twist my arm.
Güzel, kolumu burk.
All right, well, twist my arm.
Pekâlâ, aklıma girdin.
If you're insisting, twist my arm.
Eğer ısrar ediyorsanız, kolumu büküm.
You're gonna have to twist my arm a little.
Bana dil dökmek zorunda kalacaksın.
Twist my arm. I'll do it.
Kolumu bükebilirsin, gideceğim.
Twist my arm.
- Kanıma girdin.
Twist my arm.
İstemediğim bir şey yaptıracaksın.
Okay. Twist my arm.
Tamam elimi kolumu bağla bakalım.
Twist my arm, Storm.
Seve seve konuşurum Storm.
Yeah. Now... You might have to twist my arm, but...
İstersen zorluk çıkarabilirsin ama seninle birlikte odana çıkacağım.
You tell Devalos to twist my boss's arm, put me on this case.
Devalos'a beni bu davaya vermeleri için patronumu zormasını söylüyorsun.
- I don't want to twist your arm, But, um, I'd like to take your hand here... And shove it up my skirt.
Elini bükmek istemiyorum, fakat elini alıp buraya koymayı kıyafetimi sıyırmanı çok isterim.
- Mm, twist my arm.
- Bi'dene bakalım.
- Make it a chocolate cream pie! - Twist my arm!
- Üzerini çikolata sosuyla kapla.
armageddon 37
armitage 42
armor 49
arms up 93
arms out 35
armed and dangerous 26
armed robbery 116
armed man 26
armed to the teeth 20
arm yourself 16
armitage 42
armor 49
arms up 93
arms out 35
armed and dangerous 26
armed robbery 116
armed man 26
armed to the teeth 20
arm yourself 16