Two hours ago translate Turkish
897 parallel translation
Found about two hours ago by younger brother Noel.
Cesedi iki saat kadar önce kardeşi Noel bulmuş.
- Two hours ago.
- İki saat önce.
Two hours ago, you might have gotten away with that very nicely, Harvey.
İki saat önce, bana bunu yutturabilirdin Harvey.
- It was 5 : 00 about two hours ago, wasn't it?
- İki saat önce 5 falandı, değil mi?
- About two hours ago.
- Ne zaman?
Two hours ago when I walked in here, I was a sick man.
2 saat önce buraya ayak bastığımda oldukça hasta bir adamdım.
He left two hours ago with Mr. Thwaite.
İki saat önce bay Thwaite ile çıktılar.
Two hours ago.
2 saat oluyor.
Well, I was with him only two hours ago.
Tanrım, daha iki saat önce birlikteydik.
Walter, I had dinner two hours ago and it stuck half way.
Walter, yanlış bir şeyler var. İki saat önce yemek yedim.
- It was, two hours ago.
- Öyleydi, iki saat önce.
Two hours ago, I told you to get the tailor make everything ready for the fitting.
İki saat önce terziyi çağırıp prova için her şeyi hazırlamanı söylemiştim.
Ether was used less than two hours ago.
Eter kullanılalı daha iki saat olmadı.
We should've had that information two hours ago.
İki saat önce haberdar olmalıydık.
The ship is now resting exactly where it landed two hours ago, and so far there is no sign of life from inside it.
Şu anda, gemi iki saat önce tam iniş yaptığı noktada hareketsiz bulunmakta. Ve şimdiye kadar içerisinde bir hayat belirtisi görülmedi.
You must have been held up. We knewyou arrived two hours ago.
Mount Kenna Havaalanı seni geciktirmiş olmalı. 2 saat önce geldiğini biliyorduk.
You're late, Reb, we took Richmond two hours ago!
Geç kaldın Reb, iki saat önce Richmond'u aldık!
- I was to mass two hours ago.
- İki saat önce ayindeydim.
I was supposed to get my truck into Biloxi an hour, two hours ago.
İki saat önce kamyonumu Biloxi'ye götürmüş olmalıydım.
About two hours ago?
İki saat önce mi?
Less than two hours ago you were pleading with Lou Henry to talk to me.
Daha 2 saat önce Lou Henry'e benimle konuşması için yalvarıyordun.
Turned up in a burning haystack... on Mike Gessner's south pasture two hours ago.
2 saat önce, Mike Gessner'in samanlığında çıkan yangında yanmış.
- Wedding took place two hours ago.
- Nikah iki saat önce gerçekleşti...
You knew that speech by heart two hours ago.
O konuşmayı iki saat önce ezbere biliyordun.
We picked up a pal of Mr. Foley's for a waterfront killing two hours ago.
İki saat önce Bay Foley'nin adamlarından birini rıhtım cinayetinden yakaladık.
Not over two hours ago. And it could've been 10 minutes.
İki saaten fazla olmamış, ama 10 dakika da olabilir.
But that was nearly two hours ago.
Ama bu iki saat önceydi.
Two hours ago.
İki saat önce.
He and the other Haganah guys went over the side two hours ago.
O ve diğer Haganah üyeleri iki saat önce ayrıldılar.
It was one o'clock two hours ago.
İki saat önce de 1'di.
Two hours ago I saw him in front of a pub.
İki saat önce onu bir pub'ın önünde gördüm.
School ended two hours ago.
Okulun iki saat önce bitti.
Mr. Arnesen, Kirsten and I were married about two hours ago.
Bay Arnesen, Kirsten ve ben iki saat önce evlendik.
- Over two hours ago.
- Yaklaşık iki saat önce.
Two hours ago... I operated... on a sofa.
İki saat kadar önce kanepede bir ameliyat yaptım.
Two hours ago, I came here from Ambleve over this exact same road.
İki saat önce, Ambléve'den bu yoldan geldim.
Now, maybe they've moved Ambleve in the meantime but two hours ago this was the road to it.
Bu arada Ambléve'i kaldırmış olabilirler ama iki saat önceki yol buydu.
I sent for you two hours ago.
Seni iki saat önce çağırttım. Seni ne alıkoydu?
The fabulous Sir Percy took off for Paris two hours ago.
Muhteşem Sör Percy iki saat önce Paris'e havalandı bile.
I killed him myself... Two hours ago.
Onu, ben öldürdüm iki saat önce.
I sent him a message two hours ago.
İki saat önce ona haber yolladım.
- He got in two hours ago.
- İki saattir içerde.
I saw them not two hours ago creeping to the forest with a heavy... load.
Daha iki saat önce onları ormanda ağır bir yük sürüklerken gördüm.
About two hours ago.
2 saat önce!
The preacher's boy put her in his car two hours ago.
Vaizin oğlu iki saat önce onu arabasına bindirmiş.
Don't be silly We left Switzerland two hours ago.
Saçmalama. İsviçre'den ayrılalı daha 2 saat oldu.
Not four hours ago, I heard your two-timing Romeo... whispering sweet nothings into the ears of Connie Allenbury.
Daha dört saat önce, senin sadakatsiz Romeo'n... Connie Allenbury'nin kulağına aşk nameleri fısıldıyordu.
Those two fishermen found him adrift in his boat a few hours ago.
Şu iki balıkçı bir kaç saat önce kayığıyla akıntıda sürüklenirken bulmuş.
Two before we left Vulcan. The third, a few hours ago.
İkisini Vulcan'dan ayrılmadan önce, üçüncüyü birkaç saat önce.
But I examined that man not more than two hours ago.
Onu iki saat önce muayene ettim, sonucu duymak ister misin?
Two years ago I slept 8 hours, a year ago it was 12.
İki yıl önce günde 8 saat uyurdum. Geçen yıl 12 saate çıktı.
two hours later 53
two hours 343
two hours and 20
hours ago 400
agony 24
agos 130
agostino 34
agol 18
two hearts 28
two hands 45
two hours 343
two hours and 20
hours ago 400
agony 24
agos 130
agostino 34
agol 18
two hearts 28
two hands 45