Two hands translate Turkish
1,152 parallel translation
You've been boozing with two hands ever since Diane walked out on you.
Diane seni terk ettiğinden beri elinden içki eksik olmadı.
Got two hands only!
Sadece iki elim var!
I'm saying that you're winning two out of every five hands... and they're always the same two hands!
Diyorum ki, her beş elin ikisini kazanıyorsun ve her seferinde de aynı eller.
I got two hands here.
İki tane elim var benim de.
I built an empire with my own two hands.
Kendi ellerimle bir imparatorluk kurdum.
Hey, shit, I got two hands to your one, I can more than carry my own weight... and, look- - I got us sweat clothes.
Hey, benim iki elimde iş görüyor ahbap Kendi ağırlığımdan fazlasını taşıyabilirim ve bak bize temiz elbiseler getirdim.
- You do it. You have two hands. - Okay, hold onto me.
- Sen yap bu işi senin iki elin var bana tutun
- I would if I had two hands.
İki elim olsa yapardım
Come on, two hands!
Haydi, iki elinle!
With my own two hands.
Kendi ellerimle.
Tony, do you need two hands to scratch your ass? Let's work.
Tony, hadi çalışmaya.
I only got two hands.
Yalnız iki elim var.
He was strangling him with two hands We hardly pulled them apart.
İki eliyle gırtlağını sıkıyordu Asıla asıla aldık üstünden.
You have two hands.
İki elin var.
I've gotto fix this dress before the next performance and I've got only two hands!
Gelecek gösteriden önce bu elbiseyi düzeltmeliyim ve sadece iki elim var!
Two hands, please, Joy.
İki elinle tutuver Joy.
Two hands clasped together, one foot senses where the other will step.
Eller birlikte kenetlendi, ayak diğer ayağı hisseder.
Do you think you have two hands?
Zavallı çocuğum 2 elin mi var sanıyorsun?
You assign us a cop who can find his ass with two hands.
Bize, etrafı bilen ve onu kıskıvrak yakalayabilecek bir polis verin.
He speaks through those two hands of yours, or tries to.
O senin ellerinin aracılığıyla konuşuyor, veya konuşmaya çalışıyor.
"Do you have two hands?" Asks the blind man.
Kör adama "İki elin var mı?" diye sor.
My two hands, as one.
İki elimin, bir olması.
I made the dress with my own two hands.
Bu elbiseyi kendi ellerimle diktim.
- I only got two hands.
- Yalnızca iki elim var.
I dug it with my own two hands.
Ellerimle yaptım.
Why do we have two hands?
Neden iki elimiz var?
I consider myself poorer than you as God has given me lot of wealth but only two hands to donate.
Tanrı bana almak için iki el verdi ama görüyorsun. Vermek için iki el yetmiyor.
And what you'll see is two hands, two of your hands.
Göreceğiniz şey iki eldir, elinizin ikizidir.
And these two hands, of course, are the one that's being seen by your left eye and the one that's being seen by your right eye.
Ve bu iki el elbette ki biri sol gözünüz tarafından görülen diğeri de sağ gözünüz tarafından görülen elinizdir.
Cop couldn't find his dick with two hands and a map.
Polis iki eliyle bir şeyini doğrultamaz.
They hack it out of the wilderness with their own two hands, bearing their children along the way.
Vahşi yaşamın içinde tırnaklarıyla kaza kaza, üstelik çocuk da yetiştirerek ayakta kalmaya çalışıyorlar.
Oh! Well, all I own is this house... that I built with my own two hands.
Öyle mi, bu evin herşeyini ellerimle inşa ettim.
- Two hands.
- İki el.
Lay down your weapons and take two steps back with your hands up!
Silahları bırakın ve eller yukarıda iki adım geriye gidin!
Two out of every five hands. That's right!
Hep beş elden ikisi, kesinlikle!
During the last day or two I have taken the work of naming things off his hands.
İki ya da üç gün süresince isimlendirme işini onun elinden aldım.
I can't do it, kid. The front office is washing its hands of you two.
Bunu yapamam, oğlum.Ön büro sizden ümidi kesiyor.
And then I want you two to shake hands.
Ve ben de el sıkışmanızı istiyorum.
Fuad killed five men with his bare hands, two of them inside the prison.
Fuad 5 adam öldürdü sadece elleriyle. İkisini hapishanenin içinde.
I just say that it's a lot quicker for four hands to pack up two million dollars than two.
2 Milyon $ taşımanın 4 elle daha çabuk olacağını düşündüğümü söyleyeceğim. - Tamam mı.
Four hands are better than two.
Dört el İki elden daha çabuktur.
In the past two years I've been pleased to note that you and Mrs. Kelcher have provided your sacred trust with upbringing the woman that I plan to take off your hands.
Bu iki yıl içinde... memnuniyetle müşahede ettim ki, siz ve Bayan Kelcher... elinizden almayı planladığım kadını yetiştirme konusunda... sonsuz güvenimi kazandınız.
We got two perfect whales right in our hands.
Elimizde iki mükemmel balina var,
He had made a debt of $ 1 600 and just paid it late for two days, now he cannot fly, and have to sit on a wheel chair I did that with my own hands
1,600 dolar borcu vardı ve iki gün geciktirmişti ödemeyi. Şimdi uçamıyor, çünkü tekerli sandalyeye mahkum ettim onu. Kendi ellerimle yaptım bunu.
The correct position of the hands in the steering wheel is two ás less ten, is not it?
Elin direksiyondaki en uygun pozisyonu ikiye on kaladır, değil mi?
Two of my hands just up and quit... just before Mahler and McGivern rode in.
Adamlarımdan ikisi... Mahler'le McGivern gelmeden az önce birdenbire işi bıraktı.
I want the two ofyou to shake hands.
İkinizin el sıkışmasını istiyorum.
Yes. I'm also aware that the lives of two Marines are in your hands.
Ayrıca iki Denizcinin hayatının senin ellerinde olduğundan da haberim var.
Had my hands this way, and I needed two teeth ahead.
Çocuk ellerini böyle koymuştu... ve iki dişi öne doğru çıkmıştı.
- How about you two shakin'hands?
- El sıkışmaya ne dersiniz?
You've got two minutes to come out with your hands up!
Elleriniz yukarda dışarı çıkmak için iki dakikanız var.
handsome 790
hands 577
handsome man 22
hands off 293
hands in the air 324
hands on the wheel 31
hands up 935
hands on your head 187
hands behind your back 288
hands where i can see them 140
hands 577
handsome man 22
hands off 293
hands in the air 324
hands on the wheel 31
hands up 935
hands on your head 187
hands behind your back 288
hands where i can see them 140